‘’ Hiç kimse cennete girdikten sonra- bütün dünyaya sahip olsa bile- tekrar dünyaya dönmeyi istemez. Yalnız şehitler, gördükleri keramet( ve erdikleri nimetler) sebebi ile dünyaya dönüp on defa şehit olmayı arzu ederler.’’ (Enfal Süresi, 46)

‘’Bir gün, bir gece hudut boyunda nöbet tutmak, gündüzleri oruçla, geceleri ibadetle geçirilen bir aydan daha hayırlıdır.’’ ( Müslim, İmare 163)

 ‘’Allah rızası için bir gün nöbet beklemek,dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır.’’

 Hz. Ali şöyle buyurmuştur: ‘’ Şahsınıza kötülük eden bir düşmanı affediniz lakin vatanınıza ve milletinize kötülük eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.’’ ( Hz. Ali)

 Milletlerin özgürce yaşamlarını sürdürmek için nice mücadeleler verdiği toprak parçasına vatan denir. Vatanın kıymetini bilip evlatlarımıza hem vatanın kıymetini hem de vatan için birlik beraberlik olma gereğini öğretmeliyiz.  Sonuçta vatan uğrunda can verenleri kucak açarak karşılayacak olan Peygamberin ümmetiyiz biz.Nasıl ki Kurtuluş Savaşı’ mızda Türk, Kürt, Laz, Alevi, Sünni  demeden koştuysak birlikte cepheye, kurtardıysak vatanı, bayrağı düşürmediysek yere, vatan namusunu çiğnetmediysek , camilerden Kuran’ı minarelerden ezanı dindirmediysek eğer, her daim yine öylesine birlik öylesine gönülden olmalı vatan sevgisi.

Bir kişi kendi oturduğu eve saldırıldığında onu ve kendini koruması İslam dininin emridir ve bu uğurda ölen de şehit hükmündedir. Vatan da tüm Müslümanların ortak evi, ortak sığınağıdır. Dinini  yaşayabileceği vatanını korumak her Müslüman’ın görevidir. Medine’ye hicret edildiğinde orada yaşayan Yahudilerle yapılan Medine Anlaşmasının en önemli maddesi, ortak vatanları olan Medine’ye bir saldırı olduğunda birlikte savunmalarıdır. Müslüman kişi namusunu, canını, malını ancak vatanının var olması ile koruyabilir. Vatan, devlet, bayrak kutsalımızdır.

Evlatlarımıza vatanın kıymetini öğretebilmek için mutlaka tarihi bilgiler verilmelidir. Bu vatana sahip olabilmek için verilen şehitlerin, akan kanların ne boyutta olduğu ve o insanların bir karış toprak için ne mücadeleler verdiğini çocuklarımıza anlatmak zorundayız. Ne yazık ki günümüzde çocuklarımız vatanın kıymetini bilmemekte. Ellerinden düşürmedikleri telefonlarına kendilerini gömerek gerçeklerle yüzleşmemekte. Eğer onlara bizden önceki nesillerin bu vatanı kurtarmak için canlarını, kanlarını, evlatlarını, mallarını, sevdiklerini feda ettiğini, sırf vatan kurtulsun diye ağaç kökü yemek zorunda kaldıklarını, kötü şartlarda mücadelelerini anlatırsak çocuğumuza merhameti öğrettiğimiz gibi vatan sevgisini de öğretmiş oluruz. Sonuçta şu an bu vatanda biz yaşıyor olsak da bir gün bizim değil gelecek nesillerin yaşayacağı bir emanet üzerinde yaşadığımızı unutmamalı ve nesillerimize vatana neden ihtiyacımız olduğunu doğru anlatmalıyız.

Suriye’deki kadınların tecavüzler sebebi ile intihar edebilmek adına fetva istemelerini düşündükçe vatanın değerini daha iyi anlamaktayız. Vatanın olmazsa; söz hakkın, yaşam hakkın,namus hakkın, özgürlük hakkın olmayacak ve başkaları ne dilerse ona boyun eğmek zorunda kalacaksın.  Sadece kendimiz değil tüm sevdiklerimiz de gözümüzün önünde zulme uğrayabilecek ve hiçbir şey yapamayacağımızı düşündüğümüzde vatanın önemini idrak edebiliriz beklide.

Çanakkale gezilerinde yağmurlu havada gidenler görürler hala topraktan çıkan kemik parçalarını. Bu vatan bize onlardan emanet. Onlar canını biz keyif yapalım diye mi verdi diye düşünmek gerek. ‘’İnna lillah ve inna ileyhi raciun’’ (Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz.) ( Bakara Süresi: 156). Ayetine göre mutlaka bir gün bizler de ahirete göç ettiğimizde kanını, canını veren insanlar bize haklarını helal ederler mi, hesabını sormazlar mı?. Onların hakkını nasıl ödeyeceğimizi, Rabbimize ne diyeceğimizi  hiç düşündük mü?..

Evlatlarımıza mutlaka ‘’vatan nasıl kazanıldı? Vatan olmazsa neler olur?’’anlatılmalıdır. Eğer evladımızda vatan sevgisi oluşmamışsa bu bizim vebalimiz olduğunu unutmamalı ve bu vebalin hesabının sorulacağını düşünerek mutlaka gerekeni yapmalıyız.

Evladın sebebi ile Rabbin sana öfkelensin  istiyorsan, evladına vatan sevgisini öğretme!..