Geçmiş senelerin asık suratlı, korkutucu bürokrat yani devlet adamı anlayışı yıkılalı, yaklaşık çeyrek asır oldu diyebiliriz…

Refah Partisi belediyeleri dönemiyle belirginleşen devlet-millet el ele anlayışı daha ileri noktalara taşındı…

Bu toplumsal hareket, günümüzde muhtarlar, belediye başkanları ve nihayet ilin mülki amiri valilerin de katılışı ile çok daha olumlu bir hal aldı…

1994-99 dönemi Adapazarı Belediyesi’nde başkan vekilliğim sırasında, makam kapısını bir dakika olsun kapatmayıp özel kaleme gelen vatandaşları görüp içeri davet etmem, daha sonra Belediye Başkanı Aziz Duran tarafından da benimsenince, haftanın bir günü vatandaşın dertlerini dinleme günü olarak ilen edilmişti…

Belediye başkanı ile bire bir konuşup, dertleşip sorunlarına ilk ağızdan cevap alan halkımızın mutluluğu, daha sonra yapılan 3 dönemlik başkanlık seçimine de yansımış olmalı ki Sakarya belediyecilik tarihinde, Aziz Duran ilk kez ve üst üste 3 yerel seçimi açık ara farkla kazanarak halka hizmet etmişti…

Şimdi belediyelerde böyle bir gün var mı bilmiyorum…

İlimizin yeni valisi İrfan Balkanlıoğlu’nun ilçelere bizzat giderek halkla buluşup, sorunlarını dinlediğini biliyoruz…

Merkezde ve kaymakamlıklar yanında vilayet toplantı salonunda da benzer halk günlerinde vatandaşlarla buluşan Vali Balkanlıoğlu’nun yaklaşımı, son derece önemli ve takdir edilecek bir davranış olarak halkın dilinden düşmez oldu…

Böylece devlet ile millet kaynaşmasında çimento görevi üstlenen, onların dertlerini, sorunlarını ilk ağızdan dinleyip çareler üreten devlet anlayışıyla karşılaşan halkımız, o eski suratsız politika ve alışkanlıkların dışına çıkıp çok daha mutlu, çok daha güvenli bir ortamda kendilerine hizmet eden yetkililerle buluşup kaynaşabilme sevincini yaşıyor…

Hal böyle olunca da devlet-millet kaynaşmasıyla aşılmayacak sorun giderilmeyecek sıkıntı kalmıyor…

Ne mutlu böyle sıcak, samimi bir ortam içerisinde hizmet yürüten yetkililere ve onları daha yakından tanıyan, seven, sayan halkımıza...

Bu yaklaşımın devamı adına Vali İrfan Balkanlıoğlu’na istedik ki Bizim Bahçe’den “Orkideler” gitsin…