“HÂKİMLER VERİR CEZAYI, İŞTE “ADAPAZARLI SEZAİ”

 

Sezai Kanmaz Kimdir?

Sezai KANMAZ, Adapazarı’na bağlı Çerkez Çaybaşı’nda 1935 yılında dünyaya gelmiştir. 5 kardeş olan Sezai KANMAZ ailenin üçüncü çocuğudur. Kendisinden büyük iki ablası, kendisinden küçük bir erkek, bir de kız kardeşi vardır. Bebekliğinden itibaren çok zorluklar yaşayan Sezai KANMAZ çocukluğunu koyun çobanlığı ile geçirmiştir. Güreşe oldukça meraklıydı. Aile içerisinde spora meraklı olan KANMAZ antrenmanlarını köyünde yapmıştır. Pehlivan olana kadar er meydanının bütün boylarında güreştiği görülür. 1963 yılında çok çetin güreşlerden sonra Şaban Filiz i yenerek Kırkpınar’da başpehlivan olmuştur.  Camia onu centilmen, sakin kişiliği yanında müsabakalardaki çok hareketliliği ile tanımıştır. Aktif sporu bıraktıktan sonra da güreşten kopmamış ve yıllarca hakemlik yapmıştır. 1984 yılında güreşe hizmet verenler plaketini almıştır.

 1967 yılında evlenen KANMAZ’ın Ali Fuat isimli bir oğlu vardır. Uzun yıllar Ankara Köy Hizmetleri Spor Kulübünde hizmet veren Sezai KANMAZ daha sonra Adapazarı Belediyesinden emekli olmuştur.

Otuz yıllık eşini 1996 yılında kaybeden Sezai KANMAZ 12.08.2005 yılında vefat etmiştir. Tarihe adını Kırkpınar Başpehlivanı olarak kazıtan Adapazarlı Sezai KANMAZ’ın kabri Adapazarı/Çökekler mahalle mezarlığındadır. Allah rahmet eylesin.

HAYATTAKİ İLK İMTİHANI: KAYBOLAN SOL GÖZÜ

Koca usta Sezai pehlivan Çerkez Çaybaşı’nda dünyaya geldiğinde her hangi bir engeli yoktur. Gözünü bebekken bir kaza neticesinde kaybeder. Bebekliğinde uyuması için yatağa bırakılır. Kendisinden 6 – 7 yaş büyük ablası bebek Sezai’yi sevmek ister. Ancak boyu bile yatağa zor uzanmaktadır. Yatağa uzanarak kundaktaki bebeğin ayağından tutar ve aşağıya doğru çeker. Ama bir an hareketlenen bebek yataktan düşer ve gözüne mangaldaki köz kaçar. Telaşlanan aile gözün temizlenmesi için bir hata daha yaparak bebeğin gözünü gaz yağı ile temizlemeye kalkar ve bebeğin sol gözü kapanır. Hayatının tamamını tek gözü GÖRMEDEN geçirmiştir. Onun müsabakalarını seyredenler, pehlivanlığı sırasında bazı rakiplerinin Sezai Kanmaz’ın görmeyen gözünün olduğu taraftan oyun kurmaya çalıştığını söylerler. Fakat Sezai KANMAZ, hem fizik gücü hem de bu oyunlara yaptığı oyunlarla karşılık vermeyi başarmıştı.

BİR SÖZ VE PEHLİVAN OLMA HIRSI Güreşlere çok meraklı olan Sezai KANMAZ daha gençken duyduğu her meydan güreşine katılmak ister ve müracaat ederdi. Ekonomik gücü yettiği her organizasyonda da güreşirdi. On sekiz yaşında Düzce’de bir güreş organizasyonuna katılır. Gençtir ve çelimsiz olduğunu gören bir rakibi Sezai’yi küçümseyerek “Böyle güreşçi mi olur?” der. Bu söz genç Sezai’nin içinde adeta yara yapar. Bu sözü söyleyen pehlivan ile birkaç yıl sonra Karamürsel’de bir meydan güreşinde kura sonucunda karşılaşırlar. Güreş başlar. Daha iki dakika bile sürmeden Sezai rakibini açık düşürerek müsabakayı kazanır. Ayağa kalktığında rakibinin kulağına daha önce söylediği sözü hatırlatarak şu sözleri fısıldar: “İşte ben böyle bir güreşçiyim”.

 

KARDEŞİ İRFAN KANMAZ’IN GÖZÜYLE: ABİ SEZAİ

“Rahmetli abim benden üç yaş büyüktü. Bebekliğinde geçirdiği kazadan dolayı annem hep kendini suçlardı. Annemin abime karşı farklı bir sevgisi ve ilgisi vardı. Çocukluğumuzda yemeğimizi annem ve 5 kardeşim ile beraber yerdik. Hepimiz sofradan kalkardık abim kalkmazdı. Çünkü annem her yemek sonrası ona kaymak, bal, ceviz gibi yiyecekler yedirirdi. Güreşi çok severdi. Daha 13 yaşındayken kendisinden yaşça çok büyükleri köy meydanında yendiğine şahit olmuşuzdur. Sonraları Demirspor’da antrenman yapardı. Ben güreşi pek sevmediğimden seyretmeye dahi gitmezdim. Eskiden her hafta bir yerde güreş organizasyonu olurdu. Abim bunlara mutlaka katılırdı. Özellikle Ege bölgesinde güreşlere çok giderdi. O yörelerde 1950’li yıllarda güreşe meraklı olanlar abimi daha iyi bilirlerdi. Allah rahmet eylesin çok mülayim, sessiz, kimsenin kalbini kırmayan, herkesin işine koşturmayı seven bir yapısı vardı. Artık etrafımızda böyle insanlar görmek mümkün olmuyor.”

 

BAŞPEHLİVANLIĞI  

602. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri 21 – 22 – 23 Haziran 1963 tarihlerinde Sarayiçi Er Meydanı’nda yapılmıştı. Başpehlivanlık Boyu eşleşmeleri güreşçiler arasında bu esnada tedirginlik yaratmıştı. Özellikle Balıkesirli Mehmet Ali Yağcı ile İzmirli Karaali Çelik kendi arasında sürtüşmüşlerdi. Ayrıca, Adapazarlı Sezai Kanmaz ile İzmitli Adil Atan’ın eşleşmesi de iyi karşılanmamıştı. Sezai Kanmaz’la ve Adil Atan kıyasıya mücadelesini Sezai Kanmaz kazanmıştı. Uzun süre yenişemeyen Mehmet Ali Yağcı ile Kara Ali Çelik de sahayı terk etmişlerdi.
Adapazarlı Sezai Kanmaz ile Vizeli Şaban Filiz finalde birlikte güreşmişlerdi. Çok çekişmeli ve zorlu bir güreşin ardından direnci ve gücü ile Adapazarlı SEZAİ KANMAZ rakibine üstünlük sağlamış, 1963 yılı Kırkpınar Başpehlivanlığını kazanmıştı. O sene belki de hiç kimsenin favori göstermediği Adapazarlı Sezai KANMAZ büyük bir zafer kazanarak memleketine şampiyon olarak dönmüştü. Hemşerileri Koca Pehlivanı, Adapazarı Dörtyol mevkiinde karşılamış, aracından indirerek omuzlarına almışlardı. Uzun bir konvoyla sevinç gösterileriyle Adapazarı’na geldiğinde o gün Adapazarı tarihi günlerinden birini yaşamıştı.

Bir sonraki yıl kolu kırıldığı için Kırkpınar da meydana çıkamayan Koca pehlivan Sezai Kanmaz 35 yaşında güreşi bıraktı.

ADINA HER YIL DÜZENLENEN GÜREŞ TURNUVASI 

Pehlivanlığa başladığı gençlik yıllarından beri birçok ilde güreş turnuvalarına katılan Sezai Kanmaz aktif sporu bıraktıktan sonra da güreşten kopamaz. Başta Kırkpınar olmak üzere yağlı güreşlerin yapıldığı sayısız turnuvada hakemlik yaptı. Sakaryalı olması nedeniyle şehrimizde de yağlı güreşler olsun istiyordu. Bunun için de gayret ediyordu. En sonunda Çökekler’de dostlarının da ısrarıyla kendi adına turnuva düzenlemeyi başardı. Turnuvanın ilk senesinde beklenenin üzerinde bir katılımla gerçekleşti. O günün bilinen bazı pehlivanları da turnuvada kispet giydi. Reşit Karabacak, Mehmet Güçlü, Hüseyin Çokal, Recep Gürbüz katılan pehlivanlarından bazılarıydı. Bir dernek yararına düzenlenen bu turnuvanın galibi Mehmet GÜÇLÜ olmuştur.

DEĞİŞEN HAYAT  

İçine kapanık kendi halinde bir hayat süren koca pehlivan Sezai, hayatının olgun döneminde Rabbine hep bir yakarış içerisindeydi. Kayınbiraderi Kazım Sever o günler için bizimle şu hatırasını paylaştı. “Eniştemin ömrü güreş ve güreş sevdasıyla geçti. Sessiz, mülayim ve içine kapanık yapısından dolayı sosyal çevresi pek yoktu. Uzun yıllar farklı işlerle uğraştı. Onun hayatının bir dönemi var ki pek bilinmez. Gece gündüz “Ya rabbi bana bir kurtuluş yolu aç ve kalbime ferahlık ver” diye dualar ederdi. Tam o günlerde bir gece rüyasında peygamberimiz gören eniştemin hayatı tam aksine değişti. Rüyayı gördüğü günün sabahında cami kuşu oldu. Eve bir meal ve tefsir aldı. Özellikle hayatının son günlerini namaz vaktinde camide evde ise hep tefsir okuyarak geçirdi. Geçimi kolay dost canlısı Koca pehlivanı rahmetle anıyorum.”

OĞLU ALİ FUAT’a NASİHATLARI

*Oğlum, Takside, Otelde, Hamamda, Lokantada, Kafeteryada cömert ol!

*Fitreni ve Zekâtını ver!

*Ah’lı mal alma!

*Kimseyi ne beklet, ne bekle!

*Sakın kadına ve çocuğa el kaldırma!

*Ne ez, ne de ezdir!

*Kimseye hor bakma, üstün de görme!

*Bayram Ramazanı ve Kandil gecelerini sakın unutma! Bu vesileyle eşini dostunu ara!

HATIRALAR

ERKAL ETÇİOĞLU Belediye başkanlığı dönemlerimizde birçok sporcuya belediyemizde kucak açtık. Kanunların el verdiği ölçüde bazı branşlarda Belediye Spora ait şubeler açtık. Şehrimizde yaşayan milli formayı giyen veya sporda bir başarı gösteren sporcularımızı kadromuza alarak onların tecrübelerinden istifade ettik. Bu büyüklerimizden birisi de 1963 Kırkpınar Başpehlivanı Sezai KANMAZ abimizdi. Bir sporcunun nasıl olması gerektiğini, ağırbaşlılığını, beyefendi tavırlarıyla yaşayarak gençlere göstermişti. Bu şehrin bir değeriydi. Böyle tevazu sahibi bir sporcuyu unutmamak gerekiyor. 

AHMET TAŞÇI  

Sezai Kanmaz eski başpehlivanlara yakışır ağırlığı olan bir büyüğümüzdü. Girdiği her toplumda saygınlığı vardı. Biz onun zamanına yetişmedik. Ama onunla güreş tutanlardan Sezai abiyi çok dinledim. Güçlü, kendisine has oyunları olan çok atik bir güreşçiymiş. 1964 yılında kolu kırıldığı için katılamadığı Kırkpınar güreşleri için çok üzüldüğünü anlatırlar. Ancak ben hakemlik yaptığı organizasyonlarda güreştim. Çok dürüst ve tarafsız kararlar verirdi. Kendisine özel tavırları ve davranışları vardı. Mekânı cennet olsun.

AHMET KAVAKÇI 

Kendisiyle tanışmaktan onur duyduğum bir büyüğümüzdü. Ben Sezai abiyi Kule hakemliği yaptığı müsabakalarda bulundum. Bir pehlivan olarak bize çok öğütler verirdi. Ama bana bir gün “Ben koyun çobanlığı yapan garip büyümüş birisiyim Soğan ekmek yiyerek çocukluğum geçti. Pehlivan bir oturuşta bir koyun yer derler. Başarı için buna gerek yoktur. Önemli olan azmetmek, çalışmak, gayret göstermektir. Başarılı olmak istiyorsan hedefini koy ve çok çalış” dedi.  Belki bu sözleri birçok yerden duyabilirsiniz. Ama bu sözleri söyleyen bir başpehlivan olunca benim için daha değerli hale geldi. Allah rahmet eylesin.

TARİH SAYFALARINDA SEZAİ KANMAZ