ÜCRET: Bir hizmet ve emek karşılığında ödenen para veya mala denir.

EMEK: Bir işin yapılması için harcanan beden veya kafa gücü harcanarak yapılan uzun ve zahmetli çalışma.

 İnsan ihtiyaç sahibi olarak yaratılmıştır. Toplum olarak birbirimizin ihtiyacını tamamlamakla sorumluyuz. Bazımızın bazımız için çalışması ücret veya maaş denen karşılıkla ödenmektedir. Ücret tarih boyu çeşitleri ile tüm devletlerde en önemli konudur. Hatta işçi hareketleri ile rejimler değişmiş fakat sonunda yine sermaye galip gelmiştir. İnsanların en sömürüldüğü huşulardan biride çalışma saatleri ve maaşlarıdır.

Ülkemizde İslami hayat denince genellikle ezanın Arapça okunması, hafızlık, imam hatip okulları, başörtüsü, cami açılışları, hac, umre gibi bazı huşular gelmektedir. Maalesef insanın çalışma saatleri ve ücretleri konusunda, değişime sebep olacak yeterli bir çalışma yapılmamaktadır. İnsan maaşına göre mi çalışmalı, ya da çalışmasına göre mi maaş almalıdır. Bu yazımızı kimi siyasi kimi ise mesleki farklar sebebiyle eleştirebilir.

Sadece çalışma emeği değil, çeşitli farklılıklara sahip emekli maaşlarında da katmerli farklılıklar vardır. Kıdemli bir hâkim ile öğretmenin aldığı ücret birbirinden çok uzaktır. Bir vekil emeklisinin aldığı ücret belki de dört asgari ücretli seviyesindedir. Generalleri bilmiyoruz. Zaman zaman bazı meslek gruplarına yapılan iyileştirme adı altında ki zamlarsa işin cabasıdır. Hele karı koca çift maaş alanların evine giren gelir ise toplumsal dengeyi zedelemektedir. Belki böyle gelirlerden farklı vergi alınabilir. Önemli olan ise insanlarımızın gelir seviyesini öncelikle geçinebilir düzeye getirmektir. Hele sivil toplum örgütleri denen kurumların başında bulunan ekip ve çevresi ise büyük bir iş yeri çalıştırırcasına gelirler elde etmektedirler.

Bazı devlet kurumlarında çalışanların arabası, telefonu ve benzer sosyal hakları ise işin cabasıdır. Kürsülerde lafa geldi mi: Köleleriniz sizin kardeşinizdir Yediğinizden yedirin ve giydiğinizden giydirin hadisini okurken ve dinlerken de yüzümüz kızarmıyor. İster muhafazakâr deyin, ister dindar nesil deyin ne dersek diyelim konu çalışma ve ücrete gelince İslami değerler söz konusu olmuyor.

Üstüne üstlük iş beğenmeyen ve çalışmayı sevmeyen mesleksiz ve niteliksiz insanlarımızda toplum sistemin alt üst emektedirler. Benim bu yazım belki hiç sonuç getirmeyecek anacak kadrosu ve derecesi yükseldikçe işi azalan ve maaşı çoğalanları gördükçe toplumsal iflası müşahede etmekteyiz.

Öğretmenler hele de özelde çalışanlar ders ücretleri ise eğitime verilmeyen değeri göstermektedir. Kimseyi hedef alıp kırmamak için üstü kapalı yazıyorum. Aynı diplomaya sahip ama masası büyük olanların ömür boyu huzur içinde yaşarken, dar gelirlilerin halini vakıflara emanet etmek kardeşlik ve insanlık ruhuna asla sığmaz. Bir de maaş aldığı halde uzman vs kadrosunda kızağa çekilip yıllarca bekleyerek emekli olanları görünce şaşmamak elde değildir.