Ülkemizi derin acılara gark eden, bize hiç yabancı olmayan bir büyük afetle karşı karşıyayız, yıllar sonra bir kez daha…

Deprem ülkemizin hemen her köşesinde sırasını bekleyen kaçınılmaz bir son olsa gerek…

Bu defa sarsılan bölge, çileli ülkenin güzel bir köşesi olan, daha yakın denilecek bir zaman diliminde gittiğim Hatay ve Kahramanmaraş, Gaziantep ile çevresindeki diğer iller oldu…

Sakarya Düşünce ve Dayanışma Platformu’nun Suriye’ye uzanan seyahatinde benim için üzücü bir gelişme yaşanmıştı…

Başkent kaynaklı bir bildiride, Suriye’yi o günkü ortamda herhangi bir gazetecinin ziyareti özel izne tabi olduğu gerekçesiyle gruptan ayrılıp kaldığım, bugün neredeyse yıkılmadık binası olmayan Hatay’da geçirdiğim günler geldi aklıma…

Künefenin başkenti Hatay’ın da içinde bulunduğu 10 ili tanınmaz hale getiren iki büyük deprem nedeniyle yaşanılan maddi manevi kayıp, dayanılır gibi değil…

Milletimizin, devletimizin acısı büyük…

Televizyon başında izlerken gözyaşları içerisinde yaşanan felaketi, 1999 depreminde yaşadıklarımız gelip dikiliverdi gözümün önüne…

Yüreğim o günkü gibi sarsıldı…

Depremzedelerin yaşadığı acıları, o yıkımı yaşamış bir ilin evladı olarak bizlerden gayri kim daha çok anlayabilir ve dahi bilebilirdi ki…

Yıllar sonra bir kez daha o dayanılması ve unutulması imkansız acıları yaşıyoruz…

Afet bölgesindeki vatandaşların acılarını yüreğimizde hissediyoruz…

Kuş olup uçmak geliyor içimden oralara…

Elimizden geldiğince yardımlarımızı ulaştırmaya gayret ediyoruz…

Bu milletin özellikle böyle zor dönemlerde ne kadar da birbirine bağlı olduğunu gösterir göz yaşartan tavrına tanık oluyor, dünya alem bir kez daha…

Yaraları sarmak adına, soğuk havaya aldırmadan yardıma koşan sadece duygu dolu insanlarımız değil, aynı hislerle dolu yüreğiyle deprem bölgesine koşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ailesiyle birlikte oradaydı…

Sarıldı yurttaşına, “Devletiniz burada, müsterih olun. Yaralarınız tez elden sarılacak” diyerek iliklere işleyen soğuğa sıcak bir nefes oldu…

Sakarya ili deprem gerçeğini en iyi bilen ve yaşayan insanların otağıdır…

Afeti haber alır almaz yollara düşen yakınlarımız yanında, çok sayıda tanıdık tanımadık insanımız oldu…

Hepsinin yüreğinde, çaresiz insanlara bir nebze de olsa yardımda bulunmak, üzüntülerini, acılarını paylaşmak arzusu vardı…

Bilinir ki sevinçler paylaşıldıkça artar, acılar paylaşıldıkça azalır…

İlimiz sadece yüreğini değil, kucağını da açtı depremzedelere…

Kimi evini, kimi yazlığına sundu onlara, çeşitli yardımları yanında…

Dileğim odur ki yüce Yaradan böyle acılardan esirgesin tüm insanlığı, bundan gayri…

Geçmiş olsun kardeşlerim…

Başın sağ olsun Türkiyem…