Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişi yetkisiyle ve yanındaki 18 askerle 19 Mayıs 1919 günü Bandırma vapuruyla Samsun’da Anadolu’ya ayak bastı. Bu küçük vapurun üç gün önce yola çıktığı İstanbul, İtilaf Devletleri’nin kontrolü altında bulunmaktaydı. Fransız ve İngiliz emperyalist güçler, ülkenin güneyindeki büyük kentleri işgal etmiş durumdaydılar. Samsun’da İngiliz askerleri vardı. Yunan Kuvvetleri 15 Mayıs sabahı İzmir’e girmiş ve işgale başlamıştı.

Osmanlı Devleti, Boğazlardaki hâkimiyetini ve ordu ile donanma üzerindeki yönetim haklarını Montrö Antlaşmasıyla İtilaf Devletleri’ne devretmiş bulunuyordu. Yorgun ve yılgın Anadolu halkı kan ağlamaktaydı.

Oysa aslında Osmanlı Devleti’nin işgali çok önceden başlamıştı. Kapitülasyonlarla, Düyûn-u Umumiye ile ekonomik olarak, bilime ve eğitime sırtını döndüğünden sosyal ve kültürel olarak işgale uğramış; 19. yüzyıla girememiş, üstelik bunun da farkına varamamıştı. Hesapsızca alınan borçlar, çarçur edilen maddi kaynaklar ve daha da önemlisi yitip giden insan kaynakları, başarısız ve liyakatsiz yönetimler devleti kaçınılmaz sona sürüklemişti. Ülkenin yabancı güçler tarafından işgal edilmesi yıllar süren bu yıkım ve yok oluşun gözle görünür hale gelmesinden başka bir şey değildi.

Mustafa Kemal Paşa’nın 22 Haziran 1919 günü yayınlanan Amasya genelgesinde yer alan, “Vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesi Milli Mücadele’nin meşalesini yakacaktı. Burada dile getirilen bağımsızlığın yalnızca vatan topraklarının yabancı ülkelerin işgalinden arındırılması olmayıp; milletin aklının, vicdanının ve ülkenin ekonomisinin özgürleşeceği bir tam bağımsızlık olduğu sonraki gelişmelerle daha iyi anlaşılacaktı.

19 Mayıs 1919 sadece kurtuluşun değil kuruluşun da başlangıcıdır. 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da toplanan Gazi Meclis, içimizdeki hainlerle mücadeleyi ve düzenli ordunun kuruluşunu sağlayacak ve emperyalizmin işgalci ordularının Anadolu’nun bağrından sökülüp atılmasını başaracaktı. Anadolu halkı bu çabaya kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla kanıyla, canıyla, malıyla destek verecekti. Bir toplumun topyekûn ayağa kalkması ile elde edilen bu başarı, Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Nutuk’ta, “Daha İstanbul’dan çıkmadan önce ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir devlet kurma kararındaydık” sözleriyle açıkladığı ana hedefin de yolunu açacaktı.

Bugün bağımsızlığımızı ve Cumhuriyetimizi borçlu olduğumuz; ulus olarak emperyalist güçlere karşı ayağa kalkışımızın başlangıcı olan 19 Mayıs’ın 102. yıldönümünü hep birlikte kutluyoruz. Tam bağımsızlıktan ve Cumhuriyetimizin ilke ve kazanımlarından hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha tek yürek olarak haykırıyoruz.

Başta Kurtuluş Savaşının öncüsü, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm dava ve silah arkadaşlarını, kahramanlarımızı, şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Yaşasın 19 Mayıs..."

Editör: Haber Merkezi