Dünyada bugün yaşayan / konuşulan - irili ufaklı - dört bin lisan var. Türkçemiz, kelime sayısı bakımından, Arapça, İngilizce, Çince ve Farsçadan sonra, sözlüğündeki yüz otuz bin kelimesiyle dünyanın beşinci zengin dili. Ne kadar öğünsek azdır.

İyi de yüz on yıldır resmen olmadığımız bir coğrafyada, ‘misafirlikte unutulmuş çocuklar’ hüznündeki Urumeli’nde, diğer yarımızda, nasıl yaşayacak / yaşatılacak bu kutlu Türkçe. Şiiri, öyküsü, romanı, denemesi, biyografisi, portresi, çocuk edebiyatı, masalı, bilmecesi ‘yaşanmayan’ bir lisan, kalıcı olabilir mi? Hayır.

Yaşayabilir elbette. Ancak ve ancak dergiler sayesinde. Bu tür dergilerin her birisi Türkçenin çağdaş birer kaleleri, birer sancağı hükmündedir. Yayımlayanlar da edebiyatın valileri.

En başta, Yunanistan’da Rahmi Ali - Mücahit Mümin öncülüğündeki Şafak, Bulgaristan’da Sabri Alagöz öncülüğündeki Kaynak, Makedonya’da Hüsrev - Leyla Şerif Emin öncülüğündeki Köprü, Kosova’da Zeynel Baksaç öncülüğündeki Türkçem ve benzeri, Türkçenin ses bayrağı dergilerimiz sayesinde. Bu bağlamda bu dergilere, maddî-manevî, vücudunu, mal varlığını, istikbalini ve ruhunu vakfeden bu güzide isimlere, Türkçe adına bin takdir, teşekkür ve minnetlerimizi sunmalıyız.

Hele de Türkçem’e. Hele de Zeynel Beksaç’a. Nam-ı diğer Zeynel Paşa’mıza ne kadar teşekkür etsek azdır. 250 kez teşekkür. 250 kez takdir. 250 kez minnet duygularımızı arz ediyoruz. Zeynel Paşa öncülüğünde Türkçem’e emeği geçen, yaşatan, yazan, katkı sunan bütün Türkçe yüreklere.

Türkçem, malum Kosova’da çıkıyor. Yani Sultan Murat Hüdavendigâr diyarında. Ve Prizren merkezli bir dergi. Divan edebiyatımıza 22 şair bahşeden o Prizren ki sokaklarından sofralarında gönüllerinde Türkçenin hâlâ yaşanıldığı/yaşatıldığı, Batıdaki son şehirdir. Ötesinde Türkçe yok. Bu açıdan da Zeynel Aga’nın dergiciliği, 250 kez daha takdire değerdir.

Şar Şar, Şadırvan Şadırvan, Sinan Paşa Sinan Paşa, namazgâh namazgâh, teççe teççe, dergâh dergâh, ilâhi ilâhi, Sûzi Çelebi Sûzi Çelebi, Levnî Levnî, Maraş Maraş, Akdere Akdere, çeşme çeşme, köprü köprü konuşulur Türkçe Prizren’de, yazılır Türkçem’de, 250 sayıdır.

Evet evet; Prizren Türkçem demek, Kosova Türkçem demek, Urumeli Türkçem demek, 250 sayıdır. Yirmi bir koca yıl: Dize dize, satır satır, sayfa sayfa, sayı sayı. Koca bir ansiklopedi eder be.

Türkçe doğan Türkçe yaşayan Türkçe ağlayan minik gönüllere bir tarafıyla ana sütü, bir tarafıyla baba yüzü, diğer tarafıyla da okul oldu Türkçem Dergisi çeyrek asırdır. Masal masal, bilmece bilmece, oyun oyun, minik gönüllere ışık oldu, ufuk oldu, umut oldu.

Kosova’dan, Urumeli’nden, bilumum Türk coğrafyalarından yüzlerce farklı ismi konuk etti Türkçem sayfalarında. Türkçem’le onurlanan bu şair ve yazarlardan birisi de benim. Şeref sayarım bunu. (Biliyorum, her yazar da şeref saymaktadır Türkçem’de yazmış olmayı.)

Kaptan-ı Derya makamı vardı, bilirsiniz. Deniz Kuvvetleri Komutanı bugünkü karşılığı. Oradan mülhem, bir tespitte bulunacağım: Şimdilerde Kaptan-ı Türkçem var: Kaptan-ı Türkçem Zeynel Paşa. Nam-ı diğer Beksaç Paşa.

Küçük dev adam, büyük şiir yürek Taner Güçlütürk’e de çok teşekkür ediyoruz, Türkçem’e omuz verdiği için, daima. Başta genç yetenek Canan Özer olmak üzere, Türkçem’e gönlünü, şiirlerini, yazılarını açan, Zeynel Aga’mızdan sonra da dergiyi yaşatmaya azmetmiş, yemin etmiş genç Prizrenlilere de buradan - daha şimdiden - çok çok teşekkür ediyoruz. Türkçem sizinle, sizince, sizce yaşayacak, unutmayın! Siz yoksanız, Prizren’de Türkçem de Türkçe de Türk de kalmayacak; aklınızdan çıkartmayın siz bunu hiç.

Türkçem’i 250. Sayısında en Türkçe bir kalple selamlıyorum. Kaptan-ı Türkçem Zeynel Paşa ve ona destek veren kalpleri, en Türkçe duygularımla selamlıyorum.

Selâm olsun Türkçem’e, Türkçem’i yaşayan ve yaşatanlara.

Türk Dünyası size minnettardır.

Ve bütün Türkçe yürekler.