Hükümetle sendikalar arasında, kıdem tazminatından kaynaklanan, yıllardır süre gelen sorun bir türlü halledilebilmiş değil…
Bir ortak noktada anlaşma sağlanamadı gitti…
İstenir ki Batılı ülkelerde olduğu gibi tarafların birleşeceği bir anlaşma zemini oluşsun ve yılların sorunu sendika-işçi-işveren üçgeninde mutlu bir şekilde sonuçlansın…
Ama iş, anlaşmak bir yana “horoz dövüşü” şeklini aldı…
Ne zaman konu gündeme gelse Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, hükümete “genel grev” sopasını gösteriyor…
Hal böyle olunca, tazminattan kaynaklanan sıkıntı nedeniyle binlerce genç “kaçak işçi” olarak istihdam ediliyor…
Bu durum da çalışma barışını etkiliyor…
Oysa sorun giderilse, bazı batılı ülkelerde olduğu gibi huzurlu bir şekilde yola devam edilebilecek, aynı zamanda çalışma hayatı daha sağlam bir zemine oturtulacak…
Diyoruz ki hiç olmazsa bu dönem, her üç cephede (işçi-işveren ve sendika) olumlu bulunacak bir anlaşma zemini ile iş aleminin en büyük sıkıntısı olan kıdem tazminatı sorunu halledilsin…
Ergün Atalay bu ilin evladı…
Biliriz ki konuya yaklaşımı emekçiden yanadır doğal olarak…
Ondan aksine bir tavır beklemek hem yanlış hem de haksızlık olur…
Ancak ortada kronik hale gelen kıdem tazminatı sorunu var, aralıklı olarak ısıtılıp ısıtılıp ülke gündemine getiriliyor…
İş alemi istiyor ki sorun her cephede olumlu bulunacak bir anlaşma ile sorun olmaktan çıksın…
Onun için önyargıları atıp bir kenara, hiç olmazsa bu defa iyi niyetle ve anlaşma arzusu ile oturulsun masaya…
Ortalığı gerecek, toplumsal bir sıkıntı oluşturacak uzlaşılmaz tepkiler yerine, iyi niyetle ve önyargısız bir anlaşma zemini sağlansın…
Bu da karşılıklı anlayış ve fedakarlıkla olur…
Zira ülkenin yedi düvelle mücadele ettiği şu kritik süreçte “mevzubahis olan önce vatan” ise, gerisi teferruat olmasa da ertelenebilir meseleler olmalıdır…
Bu doğrultuda hareket edileceğine inanmak isteriz…
Öyle olursa eğer, Türk-İş ve hükümet cephesine Bizim Bahçe’den gidecek çiçeğin cinsi elbette “Zeytin çiçekleri” olacaktır…