Global ekonomik kiriz, Dünyayı etkisi altına aldığı şu günlerde, İngiltere’de başlayıp henüz ülkemize sirayet etmeyen gelişmelerin yakinen takip edilmesi elzemdir.

İktisadi ve ekonomik hiçbir temeli olmayan, kurlardaki fiyat artmasının sorumlusu olarak devletimizi yönetenleri görmek insani ölçülerden uzaktır.

Ayrıca Avrupa ve Amerika pazarları için cazibesi bol ve öncelikli olan Uzakdoğu ülkeleri, cekiciliğini yitirmeye başladığı şu günlerde, bu konuya daha ehemmiyetle eğilmeliyiz.

Pandemi öncesi tüm dünyayı ticari istilaya uğratan Çin, bu dönem sıkıntılı günler yaşamakta.

Çin üreticisi üretimini, artan nakliye fiyatları yüzünden satacak pazar bulamıyor.

Örneğin bir yıl öncesi 1500 USD olan konteynır navlun fiyatı, bugün 14000 USD seviyelerine çıkmış, Çin pazarı cazibesini yitirmiştir.

Böylesi artan maliyet girdileri, Avrupa ve Amerikalı tedarikçileri ülkemize yönlendirmiştir.

Bu durum ülkemiz adına tarihi fırsattır.

Süreci olması gerektiği gibi yönetebilirsek, ülkemiz ihracat girdileri son dönemlerin tarihi rekorlara imza atar.

Elbette spekülatörlerinde etkisiyle iç piyasadaki daralma, halkı canından bezdirir hal alması önemsenmeli, çözüm üretilmeli, yakinen takip edilmelidir.

Stokçuluk yapanların acilen tepesine binilmeli, halkın ihtiyaç duyduğu temel ihtiyaç malzemelerinin aşırı fiyatlamaları önlenmelidir.

Sıkıntı içindeki halkı canından bezdirme girişimine fırsat verilmemelidir.

Ülke ekonomisi için ihracat yapmak, döviz girdisi sağalmak ne kadar önemli ise;

Tedarik zincirinin olmazsa olmazı lojistik/nakliye sektörü devlet tarafından sübvanse edilmelidir.

Lojistik sektörünün dengesi şaştı,

Kurlardaki dalgalanma, ihracat-ithalat dengesinin değişmesi lojistik sektörünün de dengesini bozdu.

Dolu gidip boş dönen nakliyecilerin maliyetleri arttı. Sektör zorluklar ve fırsatlar arasında gidip geliyor.

Taşımacılık sektöründeki girdi maliyetleri yüzde yetmiş oranında artmıştır.

En önemli artış mazot fiyatlarının nerdeyse iki katına çıkması, yedek parça, lastik fiyatlarının, olması gerekenin çok üstüne çıkması.

Paralı otoban geçiş fiyatları, köprü geçiş fiyatları.

Sigorta fiyatlarının artması,

Nakliye sektöründeki araç satın alma modelinin, EURO cinsinden taksitli olması, geri ödemelerin sektörü, içinden çıkılmaz sıkıntılara sevk edebilir.

EURO cinsinden taksitle araç yenileyen firmalara yardım etmek, bankalarca bu mudilere kurdaki artışın yansıtılmaması sağlanmalıdır.

Aksi olursa, yakın gelecekte lojistik/nakliye sektöründe ard arda iflasını açıklayan şirketlerle yüzleşmemiz kaçınılmazdır.

Ayrıca, temel girdi maliyetlerin en önemli kalemini oluşturan yakıt maliyetleri, devletimizin lütfuyla ötv ve kdv girdilerinden ayrıştırılıp, sektöre ciddi desteğe dönüştürülmelidir.

Sektörün bu güne kadar sergilediği olumlu tavır, bunu fazlasıyla hak etmektedir.

Korkum odur ki;

Bahsettiğimiz olumsuz tablo kelebek etkisi yaratıp tüm tedarik zincirinin parçalanmasına sebep olabilir.

Bir plan kapsamında hedeflenen sektör el dönüşüm süreci başlatılmalı, Sektöre ilişkin tüm politikaların ve kurumların eşgüdümü sağlanmalı,

Lojistik Koordinasyon Kurulu ivedilikle kurulmalı, Ulaştırma ve Lojistik Master Planı’nın tamamlanması beklenmeden, sektördeki mevcut istatistikleri derleyecek ve paylaşıma açacak olan Lojistik İstatistik Portali oluşturulup hizmete alınmalıdır.

Biliyoruz ki;

Koordine edilmiş taşımacılık politikaları taşımacılığın ve lojistiğin kapasite ve verimini artıracaktır.

Taşımacılığı daha kolay ve rekabetçi kılmak için bölgesel altyapı çalışmalarının tamamlanmasının teşvik edilmesi gerekmektedir.

Tedarik zincirinin süreklilik arz etmesinin önündeki temel sorun olarak karşımıza çıkan bu problemlerin acilen hükümet gündemine alınması, çözüme kavuşması gerekmektedir.

Avrupa’nın en modern ve büyük karayolu taşımacılık filolarından birine sahip olan Türkiye bu gücünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Sektör yatırım gücünü kaybediyor, Finans ve kredilendirme alamıyor, devlet destek ve teşviklerinden yararlanamıyor, Eximbank kredilerini kullanamıyor, çekici, treyler ve lastik satışlarındaki düşüş sektörün yatırım yapamadığını gösteriyor, ithalat taşımalarındaki düşüş ve boş dönüşler maliyetleri artırıyor, totalde sektörün rekabet gücü azalıyor.

Yakın gelecekte, kaos üretmek isteyenlerin devreye girmesi, yukarıda izah ettiğimiz maliyet girdilerinin artmasıyla İngiltere’den daha sıkıntılı bir süreç bizi beklemektedir.

Kaos oluşması için birileri, keyifle ellerini ovuşturmaktadır.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

’’Türk Müteşebbisine Hak Ettiği Desteği Verdiğimizde’’