Yerel seçimlere artık bir buçuk aylık bir süre kaldı…

Ama baktığınızda en ufak bir seçim havası yok şehirde…

Özellikle son birkaç senedir üst üste gelen seçimler sonrasında insanlar artık bezmiş durumda…

Siyasi tartışmalardan gına gelmiş vaziyette…

İnsanların büyük bölümünde bir kabullenmişlik duygusu var…

Tükenmişlik duygusu da diyebiliriz…

Sorunlar belli, çözümler de belli ama icraat yok!

Deprem geliyor, biz öylece bekliyoruz…

Önlem falan hak getire!

Ada Treni gelecek diyorlar, gelen giden yok…

7-8 senedir üstten mi gelsin, alttan mı gelsin diye tartışıp duruyoruz…

Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi inşaatı bitmiyor, bitecek gibi de görünmüyor…

1000 yataklı hastane inşaatı başlayacak gibi değil…

Yoğun bakımda yer yok, acil servisler tıklım tıklım dolu…

Sakarya Adliyesi ihtiyaca cevap vermiyor…

Tüm kamu yatırımları parasızlıktan durmuş vaziyette…

Dolmuş ve minibüs enflasyonu devam ediyor…

Raylı sistem taşımacılığı hayalden öteye geçmiyor…

Sakarya Nehri akıyor, bizler de bakıyoruz…

Şehirde araba park edecek yer bulunamıyor…

Cadde ve sokaklarda iki araba yan yana gidemiyor…

İnsanlar boğulmuş artık aynı sorunlarla yaşamaktan ve de aynı şeyleri dinlemekten…

“Kim olursa olsun, kim seçilirse seçilsin. Nasılsa bir şey değişmeyecek” havasındalar…

Herkes eskisinden daha fazla kendi derdine düşmüş ve de kendi içine gömülmüş durumda…

Bir şekilde sobayı yakalım, bir şekilde tencereyi kaynatalım; su akar yatağını bulur…

AK Parti’nin adayları da zoraki ziyaretler gerçekleştiriyor…

Birkaç istisnayı saymaz isek, “Nasılsa seçimi kazanacağız. Fazla da zorlamaya gerek yok” diye düşünüyorlar sanırım…

Vaat vermeyi de lüzumsuz buluyorlar…

Ortam seçilmeye müsait ne de olsa…

Haksız da sayılmazlar hani…

Aday kim olursa olsun, seçim ne seçimi olursa olsun bir şekilde kazanıyor AK Parti girdiği her seçimi…

Her seçimden önce de “Bu sefer başka! Bu sefer kaybedecekler” masalını dinliyoruz…

AK Parti tabanında da bir mutsuzluk ve bıkkınlık var…

Adayların birçoğu partililerin içine sinmemiş durumda…

Heyecan yaratmıyor isimler insanlar üzerinde…

Adaylara yakın isimlerde bir motivasyon var sadece…

Muhalefet adayları da öyle aman aman bir hava estiremiyor…

“Tamam iktidar kötü de muhalefet çok mu iyi Allah aşkına” diye düşünen o kadar çok insan var ki…

Velhasılı kelam adaylar heyecan yaratmıyor…

Açıklanan projeler heyecan yaratmıyor...

Söylemler heyecan yaratmıyor…

Yeme içme iştahı diye bir şey var ya hani…

Örneği bu noktadan verirsek insanlarda ve adaylarda seçim iştahı yok…

Onlarda seçim iştahı olmayınca bizde de yazma iştahı olmuyor haliyle…

Yazmış olmak için yazıyoruz işte!