Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) kongre ve seçim yarışı geride kaldı…

Ayça Taşkent ve ekibi yeni döneme seçilerek geldi…

Yoğun gündemli ve zorlu bir dönem kendilerini bekliyor…

En önemli görevi hiç kuşkusuz parti içi birlik ve beraberliği tesis etmek…

Kongre süreci dağınıklığa ve kırgınlığa sebebiyet vermeden, sağduyunun hâkim olduğu bir süreç olarak tamamlandı…

Taşkent tüm enerjisini şehrin doğru planlaması üzerine harcamalı…

Kongre sürecine takılmadan, sürece dâhil sorgular yapmadan parti içi bütünlüğü sağlayıp önüne bakmalı…

Yerel yönetimler başta olmak üzere şehrin her alanına dair çalışmalar yapmalı ve etkin bir yöntem ile sorunların üzerine gitmeli…

Uzunca zamandır muhalefet cephesinde devam eden suskunluğa son vermeli…

Siyasi tecrübe ve birikimi bunları yapmaya fazlasıyla yeterli…

Onun içindir ki kendisinden beklenti yüksek…

Takınacağı tavır, geliştireceği politikalar şehrin yapılanmasına yön verecektir…

İktidar temsilcileri karşılarında güç olduğunu görmeli…

Denetlendiklerinin ve gözlerin üzerlerinde olduğunun farkına varmalı…

Siyasal yaşamın en önemli unsuru olan muhalefet varlığını iyiden iyiye hissettirmeli…

CHP ve Taşkent dışa dönük politika üreterek yapılan ya da yapılması planlanan her projeye ait görüş ve iddiasını ortaya koymalı…

Bu şehirde bir proje hayat geçirilecek ise CHP’nin süzgecinden mutlaka geçmeli…

Tren rayları yer altına alınacaksa, bin yataklı hastane inşa edilecekse bunun takipçisi Taşkent ve arkadaşları olmalı…

Varlığını hissettiren, tüm meselelerin üzerine kararlılıkla giden bir iradeye ihtiyaç var…

Onun içindir ki Taşkent’ten beklenti yüksek…

Şehir siyaseti bu dönem hareketli ve bir o kadar da üretken geçecektir…