M. Paşa garı bir süre önce yine gündem olmuş, Sakarya kamuoyundan yoğun tepkiler gelmişti.

Ardından gündemden düşmüş, yıkımdan vazgeçilmiş kanaati hasıl olmuştu.

Ne hikmetse şimdi yeniden gündem oldu, yıkılması ve başka bir yere taşınması konuşulmaya başlandı.

M. Paşa garı, 123 yıllık tarihi bir eser.

Bu kentte çok az kalmış ecdat eserlerinden biri.

Tarihi bir hata ile eski merkez gar yıkılmış, yerine hiçbir sanat özelliği olmayan ucube bir Adapazarı garı yapılmış.

Defalarca dile getirdik ki, merkez gar, eski tarihi gar binasından çizgiler taşıyacak şekilde giydirilsin, taş kaplama yapılsın ve gar binasına benzetilerek, gar meydanına bakan, meydanı ve şehri süsleyen bir sanat eserine dönüştürülsün.

Bırakınız merkez garı, şimdi M. Paşa gar da yıkılarak, demiryolu hattı boyunca geçmişten hiçbir iz bırakılmayacak.

Oysa, gar yıkılmadan yola çare bulunabilir.

M. Egemenlik caddesi gar binasına vardığında, gar binası ortada kalacak şekilde çatal hale getirilebilir ( başka şehirlerimizde örnekleri var) veya başka alternatifler aranabilir. Yolun alternatifi var ama tarihi yapı bir tane ve alternatifi yok.

Şehrimiz tarihi eser yönünden zaten zengin değil. Ayakta kalabilmiş 10-15 eserimiz var ve bunlardan biri de M. Paşa gar.

Sultan Abdulhamit dönemi Osmanlı eseri bu yapı yıkılmamalı.

Hani Abdulhamit’i çok seviyor, dilimizden düşürmüyorduk ya!

SOKAK KÖPEKLERİMİZ

Hemen her gün bir sokak köpeği haberi okuyor, insanlara saldırıp , ısırıp yaraladığını duyuyoruz.

Defalarca yazdık, dile getirdik. Dedik ki; bu böyle olmaz! Köpekleri rehebilite edip sokağa bırakmak doğru değil, çözüm de değil.

Süslü püslü lüks barınma evleri yapıp, göstermelik çok az sayıda köpeği oralarda barındırmak ta çözüm değil.

Elbette köpeklerimize sahip çıkmalı, onların haklarını korumalıyız.

Ama “önce insan” tercihini gözden ırak tutmamalı, ihmal etmemeliyiz.

Köpekleri sokağa bırakmadan bir çözüm üzerinde kafa yormalı,çareler aramalıyız.

Bunca köpeğin sokaklardan bölük bölük dolaşmasına, insanları tehdit etmesine, köpeklerin de gün boyu rızık arama peşinde koşup, aç ve sefil, karınları çökmüş, kemikleri sayılır hale gelmiş ve ayak altında, dükkan önlerinde dolaşmasına ve yatmasına izin vermemeliyiz.

EN AZ ÜÇ ÇOCUK TAVSİYESİ

C. Başkanımız Sn. Erdoğan: AK Parti'ye katılan eski CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'ye, "Çocuk çok önemli. Bak PKK'nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var" dedi.

Kurban olan Sn. C. başkanımız! Bu çocuklar Kandil’de doğmuyor ki! Hepsi senin idare ettiğin, hizmetkarlık, millete hamallık yaptığın Anadolu’da dünyaya geliyor. Yani senin vatandaşın, kardeşin, evladın. Bu topraklarda doğup Kandil’e gidenler oluyorsa, sorun o çok çocuk yapanların değil, idarenin.

Doğru olsa bile ( ki doğrudur) bu söz söylenmez. Devlet adamı, devlet baba bu sözü söylemez, söyleyemez. Kahve köşelerinde ikili konuşmalarda geçen sözler olabilir.

Yine 20 yıllık yorgunluğun, yıpranmışlığın eseri, sürç’i lisan diyebiliriz!

SAKARYA MEMLEKETİN ÇÖPLÜĞÜ OLMAYACAK

SATSO Başkanı Akgün Altuğ, Karasu’ya kurulması planlanan ve atıktan enerji üretecek OSB çalışmasıyla ilgili konuştu. Başkan Altuğ, “Bizim şehrimiz memleketin çöplüğü değil. Biz buna asla izin vermeyiz” dedi

Fevkalade doğru bir beyanat ve gönülden alkışlıyor, katılıyor, tebrik ediyoruz. Hatta bu sözü daha da genişleterek, büyüterek “TÜRKİYE DÜNYANIN ÇÖPLÜĞÜ OLMAYACAK” olmamalı, buna asla izin verilmemeli diyoruz.

KANGREN OLMUŞ ANIZ YAKMA MESELESİ

Geçmiş yarım asrı çok iyi izleyen ve bilen biri olarak bu haberleri, anız yakma haberlerini duymaktan yorulduk, bıktık!

Bunca ilgili ve sorumlu kuruluşlarımız, her il de ve her ilçe de teşkilatlarımız olmasına rağmen, son derece basit ve kolay bu meseleyi dahi çözemedik.

Yıllardır sadece bu konuda bile çiftçimizi EĞİTEMEDİK, konu ile ilgili yasayı da uygulayamadık, caydırıcı cezalar veremedik. Üzerine gidilmedi, göz yumuldu.

Bunca mektep, bunca zirai kuruluş ve bunca güvenlik teşkilatına rağmen, bir anız yakma sorununu, bu kadar kolay, bu kadar basit anız yakma sorununu halledemediysek, yazık ama çok yazık!

Arazilerimizi karartan, toprağımızı yakıp çoraklaştıran, içindeki mikroorganizmalarla ne varsa imha eden, toprağımızı iskelete döndüren bu anız yakma işini, önce yaygın ve etkin bir eğitimle, paralelinde takip, murakabe ve mevcut yasaları etkin bir şekilde uygulayarak ve caydırıcı cezalar vererek artık sonlandırmalı, haberlerden çıkarmalıyız.

TSK KİMYASAL SİLAH KULLANDI’ BEYANI

Asla söylenmemesi gereken, içerden terör şebekelerine ve dış düşmana hizmet eden talihsiz bir beyanat olarak alıyor, kınıyoruz.

TTB’den değil, sözün sahibinde hesabı sorulmalı, bu sözü ne için, nereye dayanarak, hangi bilgi ve belgeye dayanarak söylediği ve neye hizmet ettiği açıklığa kavuşturulmalı, ilgili kuruluş değil, sözün sahibi sorumlu tutulmalıdır.