Bugün bütünüyle değişime uğrayan, bu şehrin simgesi Çark Mesire’ye adını veren, şehir suyunu merkeze ulaştıran tarihi çarkın ustası İlia Nikolaidisin’in, geçen yaz şehrimizi ziyaret eden torunu İvi İlyadis’ten bir mektup geldi…
Millet Bahçesi projesi içerisinde dahil edilen mesire alanı ile ilgili düşüncelerini dile getirmiş…
Önce okuyalım, sonra diyelim son sözümüzü…

“Bildiğiniz gibi, Adapazarı dedem İlia Usta’nın ömrünün büyük bir kısmını yaşadığı, oğulları babam
Kriton ile amcam Yorgo’nun doğdukları memleket.
Çocukluğum, gençliğim İlia Usta’nın İstanbul Ayaspaşa’daki ahşap evinde geçti. Çark ve Adapazarı lafının çok konuşulduğu bir ortamda büyüdüm. Evimizin üçüncü katında, babamın kütüphanesinin bulunduğu odanın duvarında, İlia Usta’nın büyük bir portre resmi asılı idi. O resmin önünden her geçtiğimde, hayal gücümle dedemin o keskin bakışı ile beni izlediğini hissederdim. Buna sebep,  belki de babam Kriton'un sık sık o resme bakıp, yüksek sesle konuşmasına şahit olmamdandı. 
İlia Usta 1921’den sonra, İstanbul’a yerleştiğinde, Adapazarı'na uzak kadar yakın olsa da oğullarının doğdukları memleketi unutmamalarını sağladı. Geride üzerinde emeği olan bir eser bırakmıştı. Bu demek oluyor ki İlia Usta’dan miras kalan bu Adapazarı sevdası, oğullarının gururu olmuş, kalplerinde kök tutmuş, meyve veren bir ağaca dönüşmüş, bu ağacın meyveleri olan biz çocuklarına geçmiş. 
Altın Portakal ödülü de bulunan, Yeşilçam’da görüntü yönetmeni olan babamı, mesleğinde duyduğu başarı eleştirileri ile gururlandığını hiç hatırlamam. Onu ilgilendiren, işini doğru düzgün yapmaktı. Ama ‘Adapazarı’nda Su Çarkını yapan İlia Ustanın oğluyum’ dediğinde, yüzünün nasıl aydınlandığını hatırlarım. 
İlia Usta, suyun önemine değer vererek, 1916’da, okumuşluğu, yani diploması olmamasına rağmen 
zekâsı, ileri görüşlülüğü sayesinde, zamanla gelişen Adapazarı’nın su problemine çare olacak, daha gelişmiş olan bir su makinası projesini yürürlüğe koyup inşa edip Adapazarı Belediyesi’ne bağış  eder.
Ailece, Adapazarı'na Çarkı ziyarete geldiğimiz çok olmuştur. Amcamla babam, onun her sene biraz daha fazla zamana terkedilmiş halini de takip ettiler. Aralarında konuştular, üzüldüler. Ama gelmekten de vazgeçmediler. 
Çarkın varlığı ile İlia Usta’nın, babamın, amcamın aralarındaki ilişki bağını öyle bir benimsemişim ki... Kalbimde İlia Usta’yı, o Çarkın dibine gömdüm. Aynı düşünce ile 37 yıl önce gitmeden evvel geldiğimde amcamla babamı da hep birlikte olsunlar diye orada bıraktım. 
2016 yılında, değerli Fahri Tuna ile başlayan iletişim, beni yeniden Adapazarı'na getirdi. Sizler beni, ben de sizleri tanıdım. Hakikî dostluklar edindim. Karşılıklı Çarkla ilgili bilgiler paylaştık. 
Temennim, Millet Bahçesi Projesine dâhil edilen Tarihi Çarkın restoresi problemsiz tamamlanır, etrafındaki yeşillik alanı da düzenlenir. Yeniden dönmeye başlayacak Çark ve etrafındaki yeşillik alanı, Adapazarlıların ziyaretine açılır. Mesire Çarkının eski halini özlemle hatırında tutan Adapazarlılar bu gelişmiş değişikliği benimser, uyum sağlar. Eski değerli hatıralarını da sonraki nesillere, yazarak geçirtir, bilgilendirir.
Zeki Bey, sizin de Çark’taki gelişmeleri yakından takip ederek dedem İlia Usta’nın Adapazarı’na armağanı olan tarihi çarkın yok olmasını engellemenizi rica ediyor, Atina’dan size ve derneğinize üye olan gazetecilere selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum.”

Evet… 
Böylesine duygu dolu bir mesaj iletmiş bizlere…
Sanırım yapılan proje içerisinde mesireye giriş kapısı ve mevcut kuleye su çıkaran tarihi çark, yerini muhafaza edecektir…
Onlar oradan kaldırılırsa, Çark’ın tarihi kimliğini gelecek kuşaklara anlatacak hiçbir şey bulunamaz…
Bu nedenle korunmaları, önemlidir…
Bir Türk dostu olduğuna gönülden inandığımız İlia ustanın torunu İvi İlyadis rahat olsun…
Dedesinin bıraktığı iz, nesilden nesile ulaşacaktır…
Bu mesaj önemlidir ve üzerinde durulmalıdır…
Bu duygularla İvi İlyadis’e Bizim Bahçe’den “orkideler” gitsin istedik…