Zaman zaman görüşürüz eski bakanlardan Ersin Taranoğlu ile…

Dile kolay, ikisi bakanlıkta olmak üzere dört dönem süren renkli bir siyasi yaşamı olmuştur…

Hizmet dönemi sonrasında Ankara’yı tercih etmesine rağmen, baba ocağı ana kucağı Adapazarı’na gelir sık sık…

Ailesine bağlıdır…

Eşi dostu arar, sohbet eder…

Bir ara bu ilde ziyaret edip kapısını çalmadığı hiçbir kurum kuruluş kalmamıştı neredeyse…

İlimiz hakkında neler yapılması gerektiği üzerine çalışma yapıp kitapçık hazırlamıştı…

Böylece geniş katılımlı bir basın toplantısı ile şehre dair düşüncelerini ortaya koyan açıklamalarda bulunmuştu…

O zaman denildi ki; “Taranoğlu’nun niyeti büyükşehir belediye başkanı olmak…”

Ama kesinlikle öyle olmadığını belirten açıklamaları oldu…

İlde valisinden sivil toplum örgütlerine ve de basına kadar düşüncelerini anlattı, meramını dile getirdi…

Daha sonra döndü gitti dağlara, denizlere, göllere, şehirlere, illere, ülkelere…

Ve derken, Sakaryaspor’a taktı kafayı…

Kendine özgü plan ve projelerle önceki başkan Zeki Toçoğlu ve de Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’yle eski bir spor bakanı olmanın verdiği tecrübeyle, yol haritası çizip başarı adına gerekli düşüncelerini paylaştı…

Tamam… Bunlar yapıldı, görüşüldü, bitti…

Ersin Taranoğlu bu ülkeye dört dönem gibi hayli uzun süre hizmet eden, genç ve tecrübeli bir eski politikacıdır…

Emekli de olsa ne söyleyeceği ve olaylar karşısında ne düşündüğü önem arz eder, dikkat çeker…

Özellikle şu sıralarda ülkeyi yeniden o darbeler bataklığına sürükleme girişimleri karşısında söyleyecek sözü olmalıdır diye düşünürüm Taranoğlu’nun…

İşte konuşmanın en önemli ve can alıcı bölümünde açtım ağzımı, yumdum gözümü…

Dedim ki;

Arkadaş! Bırak Sakaryaspor’u, bırak belediyeleri bir kenara…

Diriliş asrına giren; Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de, Irak’ta, Karabağ’da destanlar yazıp dünyanın “Durdurun Osmanlı geliyor” diyerek feryat ettiği bir dönemde, düşman ateşine odun taşıyanlara karşı söyleyecek sözün yok mu!

Zira senin özellikle şu aşamada ulusal ve uluslararası arenada karşılık bulacak önemli değerlendirmelerin olmalı ve bunu dile getirmemenin vebalinden kurtulup, katıldığın ve savunduğun doğrularla ortaya çıkman gerekmez mi!

Bu sitem dolu sözlerim isterim ki Taranoğlu cephesinde farklı bir zihinsel sarsıntıya yol açsın…

Sonra “Bu konuyu gündeme alacağım bilesin” deyince, “Senin yaptığın, yazdığın her konuya katılırım ve hiç alınmam…

Bilakis üzerinde durur değerlendiririm” diyen Taranoğlu’ndan özellikle şu süreçte sağduyusuna inanarak ve de güvenerek dile getirdiğim konular doğrultusunda, bırakın ilimizi, ülke genelinde ses getirecek açıklamalar beklediğimin altını önemle çizmek isterim…

Ona Bizim Bahçe’den çok değer verdiğini ve sevdiğini bildiğim “rengarenk güller” gitsin istedim, bu serzenişle…