Meydanlardaki tank severleri görmemiş olsaydım bu yazıyı bu şekilde yazmayacaktım ama körlerin ve sağırların birbirlerini ağırladığı ortamda körlere göz, sağırlara söz olsun diyorum…

1939 yılındaki “Kış Savaşı” olarak adlandırılan ve Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasında gerçekleşen savaşta Sovyetlerin tank sayısı 6 bin 541’dir…

Fakat asıl sürpriz, Finlerin, Almanlardan aldıkları Anti-Tank silahları ve basit el yapımı patlayıcılar kullanarak 3 bin 543 tank ve zırhlı aracı etkisiz hale getirmesiydi…

Rusların her anlamda kayıpları beklenenin çok ötesindeydi.
1979 yılında Sovyetler Birliği ile Afganistan arasında başlayan ve 9 yıl süren bu savaşta Sovyetler Birliği, Afganistan’a birçok asker ve silah gönderdi…

Afganlar ABD’den aldıkları teknolojik tanksavar silah sistemleri ve kendi yaptıkları basit el yapımı patlayıcılarla yüzlerce Sovyet tankını imha etmişlerdi…

1988 yılında Sovyet güçleri her şeyi geride bırakarak Afganistan’dan çekilmek zorunda kaldı…

1991 yılında ABD öncülüğündeki koalisyon gücünün Irak’a karşı düzenlediği askeri harekâtta, Saddam Hüseyin’in savunmasının bel kemiği tanklardı…

Fakat Sovyet yapımı 4 bin 500 tank ve 2 bin 400 zırhlı personel taşıyıcının neredeyse tamamı, hareket bile edemeden ABD’nin savaş uçakları ve Apache helikopterleri tarafından yok edildiler…
2. Körfez Savaşı’nda Saddam farklı bir şey denedi…

Elindeki tankları korumak amacıyla hepsini toprağın altına sakladı…

Fakat bu da ABD’nin teknolojik silahları karşısında yetersiz kaldı…

Isıya duyarlı ve toprağın altına etki eden füzeler, tankları keklik gibi avladılar…

Günümüzde kara harekâtının olmazsa olmazı olarak görülen ve bir toprak parçasını elde etmek ya da elde tutmak istediğiniz zaman tankların vazgeçilemez olduğu söylenir... Fakat ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkeler yeni tank üretimi yapmak yerine mevcut tankları modernize etmeyi tercih etmektedir…

Çünkü geleceğin uçan silahlı sistemlerden enerji, ses, lazer gibi yapay zekâ donanımlı askeri harcamalara yatırım yapmayı mecbur kıldığını ülkeler artık bilmektedir...

Tankların hava desteği ile ima edilmesi yıllar öncesine göre artık çok kolay…

Modern savaş araçları, elektronik kontrollü füzeler, yön değiştiren mermiler, atmosferin dışından gönderilen silah sistemleri bu zamanın savaşlarında hantallığı, yavaşlığı kaldırmayacak kadar önem taşıyor…

Çünkü artık düğmeye erken basanın kazandığı bir savaş meydanı var ortada, o yüzden hızlı hareket edebilen zırhlı personel taşıyıcı sistemler devletler tarafından daha önemli görülüyor…

24 Ağustos 2016 Fırat Kalkanı Operasyonu’nda tüm o meydanlardakiler bilir ki tanklarımız aktif olarak kullanıldı…

Çünkü düşman olarak karşımızda bulunanların uçağı ya da gelişmiş füze sistemleri olmadığı için bu ortamlarda ve coğrafyanın müsait olduğu yerlerde tanklar size fark oluştururdu ve bundan istifade ettik…

Ona rağmen imha edilen tanklarımızın görüntülerini yine en iyi o meydandakiler bilir…

Eğer düşmanın elinde o tanklarımızı ateş hamuruna çeviren anti-tank füzeleri daha fazla olsa idi ve biz de önceden uçaklarla temizlik yapmamış olsaydık durum ne olurdu?
O meydanları doldurmadan önce söyle birkaç savaş filmi seyretseniz, biraz dünyada neler yapılıyor baksaydınız daha iyi olurdu….

Artık dünyada savaş sekil değiştirmişken, yerli milli kılıfının altında birilerin değirmenlerine su taşımanız büyük bir hatadır…

Oldu olacak Fatih’in toplarını da müzeden çıkartıp yenileyin, onlar daha yerli ve milli, onları kullanırız…

Devlet size mi soracak hangi cephede hangi silahın kullanılacağını?

Sizin ustalığınızın dışında hangi bilginiz, belgeniz, istihbaratınız var?

Her gün bir tank yapacak kabiliyetiniz bile olsa düşmanın elinde hangi silahlar var, nasıl taktik izleyecekler, en az zayiat nasıl verilecek; bunlara dair bir bilginiz var mı ki tank diye ağaca çıkıyorsunuz?
Fırat Kalkanı’nda uçaklar, İHA’lar ön temizlik yapmamış olsaydı hangi tank o arazide yer edinirdi?

Önünüze gelen tank enkazlarını bu millete gösterdiniz mi, karşı safta bu silahlar var diyebildiniz mi?

Onlarca milyonun karşısında ellerinde özel antitank füzeleri olan baldırı çıplak adamların tankları ne hale getirebileceğini siz görmediniz mi?

Artık uçakların, uyduların, İHA’ların teknolojinin savaştığı bir zamanda tankın hükmü ne kadardır?

Şahsi hesabınızın devletin en önemle üzerinden durduğu savaşların kapımızda planlandığı, taktiklerin her gün değiştiği hassasiyet içinde dünyaya ile savaşıldığı bir durumda kalkıp ‘İHA yapma tank yeter’ der gibi devlete ayar çekmek sizin ne haddinize!

Sizin ustalığınız tank yapmak ise o tankın gereğini devletten daha iyi bilecek kim var?

Kaç savaş gördünüz?

Düşmanın elinde ne silahlar var?

Hanginiz biliyor bunları?

Hiçbiriniz…

Eee o zaman kimin gazı ile ve yerli milli kılıfı uydurarak devletin bu zor zamanlarında ‘istemezük havasında diş biliyorsunuz….

İşte burada bile Erdoğan’ın ne kadar haklı olduğu çıkıyor... Dünyada tüm silah üreticileri özeldir ve devleti ile çalışır, devleti izin verdiği ölçüde ihraç eder…

Hangi özel sektörde ‘bunu yapmayız bunu yapacağız’ diye bir meydan okuma vardır?

Devlet tank lazım diyor ise tank yaparsınız, yok uçak lazım diyorsa uçak yaparsınız…

Yok “Biz illa tank yapacağız eğer kullanmazsanız Karaman – Korucuk hattında değerlendiririz” mi diyeceksiniz yarın?

Dünyanın bir ucundan diğerine füzelerin atılabildiği, lazerlerin, elektroşokların, sınırsız menzilli silahların, İHA’ların, sinek gibi robotların, havada uçan, denizin altında yüzen savaş aletlerinin, yapay zekalı silahların, yön değiştiren mermilerin yapıldığı bir zamanda gelişinin kilometrelerce öteden duyulduğu tankların hükmü ne kadardır?
O meydanları doldurana kadar araştırın, filmlere bir bakın, savaş nasıl oluyor, nasıl kazanılır bir öğrenin…

Birilerin ağzı ile, ona buna peşkeş çekiyorlar nameleri ile devlete ayar verilmez!

Unutmayın o tankı fabrika yapmıyor, içindeki ustalar yapıyor…

İhale edilen firma da bisiklet firması değil herhalde…

O tankı yapacak ustaları bulabilecek kadar yaptıkları ortada… Bunu da o meydandakiler iyi biliyor…

Zaten sizi oraya toplayanların da endişesi eskisinden daha iyi olacağından korkmalarıdır…

Yanlış yaptınız…

Endişeniz vardır, haklısınızdır ama bunu dile getirmek devlete akıl vermekle olmaz…