Mimarisiyle değil, maneviyatıyla halkın gönlünde yer tutan Sultan Orhan Gazi camii on altı aydır bakım ve onarım için maalesef kapalı kalmıştır.

Müslüman halkımız özlem ve merakla daima açılışını gözlemiş ve gecikmesine haklı olarak sitem etmiştir.

Birkaç ayda biteceği söylenen cami sonunda açılış müjdesine kavuşmuştur.

Yarın Cuma namazında yeniden özlenen cemaat, tekbir, tesbih, kıraat ve dualarına kavuşacaktır.

Ayrıca Pazar sabah namazlarından sonra, Salı öğle öncesi vaazlarımız ile Perşembe günü yatsı öncesi tefsir sohbetlerimize yeniden başlanacaktır.

Siz cemaatimizi bekleriz.

Camimizin yenilenen minaresi ile orijinale yakın bir his uyandırmıştır.

Camimiz kapalı olsa da beş vakit ezan camimizden daima şehrimize duyurulmuştur. (vaazlarımızı YouTube den “vaazevi” ne kayıt olarak tekrarlarını dinleyebilirsiniz.)

        Sulatan Orhan gazi camisi şehrin ana kucağı gibi insanımızı bağrına basmaktadır. Şehrin kalbi mesabesinde manevi atmosferini cemaatiyle yaşatmaktadır.

Caminin cihad ruhuyla inşası, insanımızın gönlünde ayrı bir his oluşturmuştur.

Kürsüsünde hikmet, minberinde merhamet, ezanında letafet, musallasında dua ve mihrabında kıraat ile gönüllere neşe ve ümit verme sorumluluğumuz bu vesile ile daima artmaktadır.

Asıl değerini ise gönül huzurunu yaşatan cemaati vermektedir.

Sizleri yarın cuma namazındaki açılışımıza ve sohbetlerimize bekleriz. Sizleri özledik ve hasret gidermek için bekliyoruz.

“GÖKTEN SU İNDİREN O’DUR.”

En'âm suresi – 99

Yeryüzü ve canlıların yaşam mücadelesi “su” ile devam etmektedir.

Yeryüzünde suya ihtiyacımız oksijen gibidir.

Yunan filozof (MÖ. 625/4-546/5)  Thales’e izafe edilen en önemli katkı, evrenin kendisinden oluştuğu ilk ilkeye yani “arkhe” sorununa dair spekülatif tartışmasıdır.

Thales “Su her şeyin arkhesi, ilkesi, doğası, nedeni veya tözüdür (cevheridir).” der.

Thales’in suyu bu kadar önemli görmesinde her şeyin başı olan tohumun nemli bir tarzda oluşunu, suyun bereket kaynağı olarak Nil aracılığıyla Mısır’a nasıl hayat verdiğini gözlemesi ve dünyada en fazla olan varlığın su oluşu etkili olmuş olabilir.

Aristo, Thales’in bu görüşü ileri sürerken eski Tufan efsanelerinden ve mitolojilerden esinlenmiş olduğunu ima eder.

Thales, dünyayı suyun üzerinde duran bir tepsi gibi tasarlamaktaydı.

Aslında bu bilgilerin yukarda söylendiği gibi Mısır ve Nil nehrine dayandığı söylenirken Allah bilir ki o dönemin Mısırında ki inançtan istifade etmiş olmasıdır.

Empodekles M.Ö 492-432 ise evrenin kendinden oluştuğu dört temel element varsayar: Toprak, hava, su ve ateş.

Burada da sudan bahsedilmektedir.

Anlaşılan o ki felsefe dahi ilk dönemlerinde su meselesini ciddi olarak ele almıştır.

Varlığın sahibi ve yaratıcısı Allah Teâlâ Kur’an’ı Kerimde bir ayette şöyle buyurur; “Ya o küfredenler görmedilerdemi ki Semavât-ü Arz bitişik idiler de biz onları ayırdık, hayatı olan her şey'i sudan yaptık, hâlâ inanmıyorlar mı?” Enbiya, 30

Mülk suresinin son ayeti ise; “De ki: «Eğer suyunuz yerin dibine savulub giderse kim akar bir su getirir, (bana) söyleyin». Suyu yaratan ve bize rahmet olarak gönderen Allah’tır. Şu ayetle konuyu bitirelim. “Şimdi gördünüz mü o içtiğiniz suyu?  Siz mi indiriyorsunuz onu buluttan yoksa biz miyiz indiren? Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretsenize.” Vakıa suresi.

"Ya Rab! Bize bol yararlı, her tarafa akıp giden, her tarafı sulayan umumi bir yağmur ihsan et. Ya Rab! Bizi yağmurla suvar." Âmin