Bilinir ki, ekmeksiz katıksız yaşanır da, susuz yaşamak mümkün olmaz…

Zira vücudun büyük bölümünü su besler...

O nedenle suya “aziz” anlamına gelen bir büyük iltifat yüklenir daima…

Kim ki yetkili-yetkisiz, ilgili-ilgisiz suya yönelik bir hizmet yapar, ona da aziz gözüyle bakarım daima…

Bu nedenle ne zaman suya yönelik bir konu gelse gündeme, 1994-99 yılları arasında görev yaptığım belediye meclisinde içme suyu çalışmalarım gelir aklıma…

Göl kıyısındaki arıtma sistemine su taşıyan ana boru patlayıp da şehrin çeşmelerinden kirli, pis kokulu bir sıvı haline dönüşen su akmaya başlayınca oluşan paniği gidermek adına zaman ve mekanla yarıştığımız sıkıntılı günleri, henüz unutmuş değilim…

SASKİ o günden bugüne gelişte, üzerine düşen görevi başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Genel Müdür ve yetkili personeliyle başarıyla yürütüyor…

İçme suyuna yönelik yatırımlarda kesenin ağzını daima açık tutarak gelindi bugünlere…

Susuz ilçelere su götürmek için her zorluğun üstesinden gelmek adına, geceyi gündüze katarcasına çalışan bir ekip olduğu görülüyor iş başında...

Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmezsek, onlara haksızlık etmiş sayılırız...

Sadece ilimize değil, bölgemize Mevlamız’ın bir büyük lütfu ve armağanı olan dünyanın içilebilir lezzet ve kalitede suyuna sahip dördüncü gölü olarak, hayat kaynağı Sapanca Gölü’nü korumak, kollamak, kirletilmesini önlemek, sadece yetkili belediyeler ve şirketleri eliyle değil; suyu kullanan-kullanmayan her canlının vazgeçilmez görevidir, ödevidir…

Siyasetçi, ister tepede otursun, isterse tabanda görev alsın; başta hizmet ettiği toplumun suyunu temin etmek; yetmez, temiz ve içilebilir olması adına da tüm gücünü kullanmak zorundadır...

Çünkü Sapanca Gölü, korunması olmazsa olmaz, vazgeçilmesi mümkün olmayan bir sevgili gibidir…

Ne demiş Şair Cahit Sıtkı Tarancı…

“Sen benim için hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin

Nimettensin, nimetten.”

Bu büyük nimet adına kim ki üzerine düşen görevi yerine getirir, işte onun beşeri ve uhrevi kazancı, ancak böyle çarpıcı bir dille ifade edilebilir...

Göl kenarında hafta sonunda bir araya gelen AK Partili milletvekilleri ve Büyükşehir Belediye Başkanı, sanırım benzer duygular taşıyan yürekleriyle göle bakıp “Seni korumak bizim için görev değil, ibadettir” derken, sözcülüğün  üstlenen Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, “Sapanca Gölü’nü temiz tutmak” konusunda bırakın ihmali, hiç ama hiçbir şekilde taviz verilmesinin mümkün olmayacağının altını çizmiş...

Kısa süre önce yaşadığımız kurak günler gelince akla, gölün yükünü azaltmak adına  yapılmakta olan Ballıkaya ve Akçay barajlarının devreye girmesine sevinmemek mümkün mü!