Peki bu kaçınılmaz mıydı? Neler yapılabilirdi? Türkiye niye hakkını elinde tutmayı başaramıyor?

Konuyu uzman hukukçu, uluslararası spor camiası iyi bilen ve o mecralarda nelerin konuşulduğuna en hakim isimlerden birine, Avukat Emin Özkurt’a sorduk.

Mesele Sadece TFF’ye Bırakılacak Bir Konu Olmaktan Çok Öteydi, Zafiyet Finalin Kaybını Getirdi.

Durumun bu noktaya nasıl geldiğine dair sorularımızı yanıtlayan uzman hukukçu Av. Emin Özkurt şunları belirtti:

“Bunlar çok üzücü gelişmeler. Sadece sportif bakımdan değil, Türkiye’nin uluslararası imajı ve kuvveti bakımından da düşündürücü haller.

Mesele sadece TFF’ye bırakılacak bir konu olmaktan çok öteydi, gösterilen zafiyet finalin kaybını getirdi. Ne yazık ki hakkını da vermek lazım, İngilizler bu strateji oyununu iyi oynadı.

Önce İngiltere Ulaştırma Bakanı Shapps Türkiye’den gelecek tüm yolcular için 10 günlük zorunlu karantina uygulaması getirildiğini duyurdu. Ertesi gün İngiliz Spor Bakanı Oliver Dowden UEFA yetkilileri ile finalin İngiltere’ye verilmesinin pazarlıklarını yapmaya başladı. Son olarak da, alınan bilgilere göre Başbakan Boris Johnson devreye girdi ve UEFA ile doğrudan bu konuyu görüştü.

Görünen o ki, İngiliz siyasilerin İngiltere Futbol Federasyonu’nun yanında bir plan dahilinde ve güçlü bir şekilde devreye girmiş olmaları nihayetinde Türkiye’nin elinde olan böyle önemli bir hak, çok da ses çıkarttırmadan alındı.

Gerçekten üzücü ve düşündürücü bir durum…

Üst üste iki yıldır aynı pozisyondan gol yiyoruz. Aslında bunlar kaybetmeye mahkûm olmadığımız haklar. Türkiye’nin hakkını koruyacak bir spor yönetimi ve onu destekleyecek bir siyasi kuvvet göremediği zaman herkes buna cesaret eder ve ediyor.”

Tek Açıklama TFF Başkanı’ndan Geldi, Federasyon Yalnız Bırakıldı, Türkiye Lobi Gücünü Gösteremedi.

İngiliz Bakanlar ve İngiltere Başbakanı UEFA nezdinde en üst düzey girişimleri İngiltere Futbol Federasyonu’nun yanında yaparken TFF’nin kısık sesli tepkisi ve Spor Bakanlığından ve hükümetten güçlü hiçbir desteğin gelmemesi bu sonucu kaçınılmaz kılmış görünürken durumun bu noktaya nasıl geldiğine dair Av. Emin Özkurt’tan şu değerlendirmeler geldi:

“Şampiyonlar Ligi final maçını İstanbul’da izlemek Türk sporseverlerin hakkıydı, bu hak korunamadı. Dünyada hiçbir spor yönetimi bilmiyorum ki elinden böyle bir önemli fırsat alınırken bu derece sessizliğe gömülsün.

TFF’nin yasal haklar dahil bu konuyla alakalı sportif ve de siyasi her türlü girişimi yapması gerekirken, Federasyon Başkanı’nın yaptığı “kuzu kuzu gelecekler” ifadesi haricinde hiçbir açıklamanın yapılmamasını bu işleri bilenlerin aklı almıyor.

Bu mesele Spor Bakanlığı’nı ve Turizm Bakanlığı’nı da yakından ilgilendiren bir konu iken ve İngiliz’ler tüm bakanları ve hatta Başbakanları ile devredeyken bizim yetkililerin sessizliği mantıkla izahtan uzak bir durum.”

Türkiye Sadece Bir Finali Değil, Ülke Olarak Futboldan Çok Daha Fazlasını Kaybetti!

Finalin Türkiye’den alınmasının diğer olası sonuçlarını değerlendiren uzman hukukçu Av. Emin Özkurt şunları vurguladı:

“Bir kere şunu belirtelim, çoktan hak edilmiş olan Şampiyonlar Ligi finali düzenleme hakkının İstanbul’dan alınması uluslararası mecrada bir başarısızlık ve de zayıflık olarak görülür. Bunun iki sene üst üste yaşatılması ise zafiyet olarak kabul edilir. Finalin 2023 yılında Türkiye’de gerçekleşeceğinin söylenmesinden ise bir zafer çıkartmak mümkün değildir.

Finalin Türkiye’den alınması haftalardır kapalı olan bir ekonomi olduğumuz ve de tatil sezonun arifesinde olduğumuz bir vakitte düşündüğümüzde işin önemi daha da iyi anlaşılacaktır.

Bir kere Korona nedeniyle tam da tatil sezonu başında ülkemizde düzenlenecek böylesi bir uluslararası organizasyonun "sağlık koşullarının sorunlu olması" nedeniyle Türkiye’den alınması neticesinde buraya gelmeyi planlayan hiçbir yabancıya güven duygusu telkin edemezsiniz.

Ne yazık ki Türkiye spor alanında uzun zamandır potansiyelinin çok altında bir performans sergiliyor. Bu durumun sadece sahada değil aynı zamanda masada da böyle olduğu görülüyor.

Önemle belirtmek isterim ki, UEFA Şampiyonlar Ligi Finali’nin İstanbul’dan alınması durumunda sadece bir spor müsabakası finalini değil, bununla yanı sıra, ülke olarak çok daha önemli bir fırsatı kaybedeceğiz. Kaybedeceğimiz en büyük fırsat, dünyada covid dönemi turizme uluslararası büyüklükte bir etkinlikle açılmış ender ülkelerden biri olarak uluslararası kamuoyunda tescil görme şansı olacaktır.”

Editör: Haber Merkezi