Muhtemel kabine revizyonundan beklentimiz şiddetini artırarak devam ediyor.

Bu hususta kampanya niteliği taşıyan kamuoyu oluşturma çabamız da devam ediyor.

Şehir bunu hak ediyor ve bu kez hakkımızı almak istiyoruz.

Bu şehir iktidar partisini her dönem ziyadesi ile gördü, görme sırası iktidarı yöneten kadrolarda.

Daha doğrusu Cumhurbaşkanı’nda çünkü kabineyi şekillendirecek tek otorite Cumhurbaşkanı!

Her ziyaretinde övgü ile bahsettiği ve huzur bulduğunu söylediği bu şehre gecikmeli ve çok biriken borcunu artık ödemeli.

Biriken borç gibi, biriken sorunlarımız da var, her fırsatta bu sorunları sıraladık.

Özellikle son günlerde kabinede temsil edilmemiz halinde çözüm bekleyen sorunlarımız listelendi.

Yaşam kalitesini sınırlayan birçok ortak problemlerimiz var.Depremin izlerini silememiş bir türlü kabuğunu kırıp gelişmeye yüz tutamamış bir şehirden bahsediyoruz.

Çevre kontrolüne tabi olmadan,komplekslerimizden arınarak ve partili olma gözlüğümüzü bir kenara bırakarak evimizin önüne, sokağımıza, caddemize baktığımızda gördüğüklerimiz ortada!

Yani en başta yapılması gereken şey çıplak gözle etrafımızı gözlemek.

Gördüğümüz tablo şehrin doğusunda ne ise batısında da farklı değil.

Günlük çözümler üreterek sorunları çözmeye çalıştığımızdan maalesef yol katedemiyor, ilkel yaşam koşullarına terk ediliyoruz.

Son günlerde iktidar çevrelerinden de benzeri şikâyetler dile getirilince umut ışığı doğduğunu düşünmekteyim.

İktidar karşıtlarının ifadeleri iflah olmaz muhalefet dili gibi algılandığından deyim yerinde ise bir arpa boyu yol katedemedik.

Umuyorum iktidar çevrelerinin ikazı dikkate alınacak ve kabinede temsilci elde edeceğiz.

Biliyoruz ki bu sayede şehre beklediğimiz yatırımların yolu açılmış olacak.

Cumhurbaşkanı’na yakınlığı ile bildiğimiz ve şehre geldiğinde mutlaka ziyaret ettiği, aynı zamanda AKP’nin genel başkan yardımcısı Şaban Dişli’ye bakanlık yolu açılabilir.

Dişli beklentisi iktidar çevrelerinin dile getirdiği olması muhtemel diye de isimlendirdiği bir durum.

Dişli yada bir başka isim, bu şehir için fark etmez… Yeter ki hak ettiğimiz gecikmeli yatırımları alalım ve geleceği doğru planlayabilelim.

İhtiyacımız olan günü kurtaracak sıradan projeler değil, sürdürülebilir ve uzun yılları öngörebilen yatırımlar olmalı.

Önümüzde son bir fırsat duruyor.

Bu kez de olmazsa, kabinede temsil edilme hakkı tanınmazsa kaybedilmiş bunca yıllara yenisi eklenmiş olacak, beklentimiz başka bir hükümete kalacak.

Oysaki bu iktidardan alacağımızı tahsil etmeliyiz.

Çok imkân ve kredi verdik, sıra bizde olmalı...