İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında her gün bir yenilikle karşılaşıyoruz…

Akla hayale gelmeyecek buluşlar çıkıyor karşımıza…

“Metaverse” de bunlardan biri…

Meta-universe ifadesinin kısaltılmışı olarak kullanılan Metaverse, gerçek ve sanal dünyanın bilim kurgu ile birleştiği bir 'dijital dünya' olarak tanımlanıyor…

Böyle bir 'dünyada' insanlar farklı elektronik aletlere geçiş yapabiliyor ve sanal ortamda iletişim kurabiliyor…

Bu durumda bir bilgisayara bağlanmanıza gerek kalmıyor…

Daha somut ifadesiyle Metaverse, artırılmış gerçeklik ürünlerine ve hizmetlere deniliyor…

Metaverse üzerinden sanal arsa satışları da yapılabiliyor…

Örneğin şehrimizde en çok Çark Caddesi’nin arsalarına rağbet varmış…

Yapılan satışlarla caddede yer kalmamış…

Vatandaşlar ayrıca Uzunçarşı, Sapanca Gölü kıyısı, Karasu sahili, Sakaryaspor stadyumu ve Serdivan’daki alışveriş merkezlerinin bulunduğu bölgeye büyük ilgi göstermiş…

İşe ticari olarak bakacaksanız tabii ki Çark Caddesi iyi bir tercih…

Ama bunun yanında “taşı toprağı altın” bir ilçe olan Serdivan’ı da es geçemeyiz elbette…

Başta Cadde 54 olmak üzere, diğer iki AVM’yi, kafeler sokağını, Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı’nı, kampüse çıkan cadde ve sokakları değerlendirmeye alabiliriz…

Bunun yanında yine gelir getirecek, aynı zamanda enerji ihtiyacını karşılayacak olan Akçay Barajı, ADASU HES, SEKAY gibi dev projeler de düşünülebilir…

Yol medeniyettir diyorsanız başta Medeniyet ve Erbakan Bulvarı, Serdivan 7. Cadde, Yenikent’e giden duble yol ve Palmiye Caddesi parlak yatırımlar olabilir…

Şayet doğa tutkunu bir insansanız Maden Deresi, Sülüklü Göl, Poyrazlar, Aziz Duran Parkı, Ormanpark, Arifiye İl Ormanı, Kırantepe, millet bahçeleri ve yayla türü mekanlar akıllı birer tercih olur…

Sakin ve huzurlu bir hayat için ise Sakin Şehir Taraklı biçilmez bir kaftan…

Peki, sen nereleri alırsın diye soracak olursanız…

Ben şahsen “Farmville” tutkunu, ekip biçmeye meraklı ve boğazına düşkün bir insan olarak daha çok tarım alanlarını tercih ederim…

Bu meyanda da benim favorilerim Ekrem başkanın tarıma yönelik yatırımları olur…

Melen botanik vadisini alıp kekik, lavanta, biberiye, kuşburnu, salep gibi ürünleri yetiştiririm…

Kenevir tarlası çok işimi görür…

Yine son olarak yapılan Manda Çiftliği yatırımı da süt, yoğurt ve peynir ihtiyacımı fazlasıyla karşılar…

Çay, bal, kabak, yumurta ve et evleri, Nehir Çikolataları, kenevir yağları karnımı haydi haydi doyurur…

Bunun yanında artık o eşsiz doğasından eser kalmamış olsa da Doğançay Tren İstasyonu’nu hemen favori mekanlarım arasına eklerim…

Sapanca’da bulunan köyüm Mahmudiye, anılarım olan Atatürk Lisesi, Keremali Dağı ve dağ köyleri ilk aklıma gelenler…

Ya işte böyle…

Bu saatten sonra bizi “Metaverse” dünyası paklar ancak…

Gerçeğinin bire bir kopyası sanal bir dünyada ekmek elden su gölden yaşayıp gideriz…

Trafik sorunu olmayan, deprem gibi bir problemi bulunmayan, altyapı yatırımları tamamlanmış, her türlü eksiğinden arındırılmış, insanlarını da istediğiniz gibi dizayn edeceğiniz bir Sakarya’da yaşamayı kim istemez!

Yeri gelmişken sabah akşam milletvekili rüyası gören arkadaşlara da birkaç tavsiye vereyim…

“Metaverse” dünyası aslında tam size göre bir dünya…

Sürekli hayal ettiğiniz, her gece rüyasını gördüğünüz ne varsa hepsi bu dünyada mevcut…

Dilediğiniz devlet büyüğü ile dileğiniz kadar ve farklı açılardan fotoğraflar çektirebilirsiniz örneğin…

Fotoğraf çektirmekle kalmaz kendileriyle sohbet edebilir, ülke meselelerini tartışabilir, ülkenin ve şehrimizin gidişatına yönelik eşsiz görüş ve önerilerinizi devlet ricaliyle paylaşabilir, onlarla yemek yiyip kahve içebilirsiniz…

Hatta karşılıklı göbek bile atabilirsiniz…

Sakarya’daki mekanlara gelince…

Milletvekili rüyası gören arkadaşlara şiddetle iki mekân öneriyorum…

Biri Gar Meydanı, diğeri de Demokrasi Meydanı…

Alın kardeşim bu iki meydanı ve de yüz binlerce insanla doldurun…

Yüz binlerce insan hep bir ağızdan, “Vekilim… Vekilim… Vekilim” diye tezahüratta bulunsun size…

Siz de kürsüye çıkıp yüz binlerce insana hitaben, “Beni sizler yarattınız. Ben halkım için, sizler için varım. Halkım benim göz bebeğim” kabilinden nutuklar atın…

Doğru veya yalan istediğinizi anlatın kürsüden…

Nasıl olsa karşınızda söylediklerinizin hepsine inanacak yüz binlerce sanal beyin var…

Mangalda kül bırakmadan gönlünüzce atıp tutun kardeşim!

Ağzınızdan çıkan her cümlenin sonunda kalabalık çılgınlar gibi alkışlasın, insanlar sizi tezahürata boğsun…

Gören maşallah desin!