KORAY AYDIN SAKARYA’DA
1999 depremi döneminde Bayındırlık ve İskan Bakanı iken Sakarya’da prefabrik konular, kalıcı konutlar, şehrin altyapısı gibi konulardaki çalışmaları nedeniyle, Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından Fahri Hemşehrilik beratı verilen, İYİ Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, Sakarya’ya geldi. Gişelerden karşılandıktan sonra Sakarya İl Binasında basın toplantısı düzenleyen Aydın’a, GİK üyeleri Ayhan Bölükbaşı, Cem Oba ve aynı zamanda Sakarya Milletvekili olan Ümit Dikbayır, İl Başkanı Selçuk Kılıçaslan, Büyükşehir Belediye Başkan adayı Uzm. Dr. Cihan Kolip, Adapazarı Belediye Başkan adayı Dr. Aydoğan Arslan ve Erenler Belediye Başkan adayı Şemsettin Duman da eşlik etti.

DEPREM SONRASI
Basın toplantısının başında depremin ardından Sakarya’nın durumunu anlatan Koray Aydın, “O Çark Caddesi’ndeki manzarayı, her katıldığım televizyon programında söyledim.O manzarayı gördüğümde, yaptığımız çalışmaların ardından şehrin ne duruma geldiğini de görünce, duygusal anlar yaşıyorum. O zaman siyaset kurumuna tepki olmasına rağmen, sokaklarda gezdik, kahvehanelerde Sakaryalılarla oturduk. İnanın tek bir kişiden bile, tek bir kötü söz bile duymadık. O dönemde bizlere destek olan herkese bir kere daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.

BÖLÜCÜ ÜSLUP
31 Mart yerel seçimlerinde vatandaşların 5 yılda yerel yönetimlerin ne yaptıkları veya ne yapmadıklarına göre kararını verip, şehri 5 yıl boyunca yönetecek kadroları seçeceklerini de anlatan Aydın, “Geçen sene Cumhurbaşkanı seçildi. TBMM üyeleri seçildi. 4 sene daha görevlerinin başındalar. Sadece Belediye Başkanları, meclis üyeleri, muhtarları seçeceğiz. Buna rağmen ben bu savaş dilini anlamıyorum. Karşı tarafı bölücü, ayrıştırıcı, ağır suçlamalar yapan dili anlamıyorum. Bu dil ile, ülkenin kötü yönetilmesi sonucu içine düşülen sıkıntılı durumun üzeri örtülmek isteniyor” dedi.

İNSANLAR AÇIZ DİYOR
Aydın; “Böyle bir ortam içerisinde vatandaşın imdadına yetişemeyen, ‘biz açız’ feryadını duymayan, iş bulamayan insanın hakkının gasp edilerek yandaşların işe alınmalarına göz yuman ve hayatını nasıl idame ettireceği sorularına cevap veremeyen iktidar, şimdi tüm gerçeklerin konuşulmasını istemiyor. Bu işin üzerini şalla örterek, savaş tamtamları ile bu işin gerçeklerinin konuşulmasından kaçıyor. Öyle bir dönemdeyiz ki, aslında üzerini örtmeye çalıştıkları konular, kendilerinin tescilli olduğu konular.
Şimdi tutmuşlar, karşısındaki millet ittifakına, ‘Bunlar HDP ile işbirliği yapıyor’ diyorlar. Ya sen aklını peynir ekmekle mi yedin? Hangi galakside yaşıyorsunuz. Bizim ittifak yaptığımız yer belli. Açık şeffaf şekilde ittifak görüşmelerini yaptık. Ama senin bu bahsettiğin yer ile ilgili sicilin zaten bozuk. Bununla 3-4 senedir geçmişinde beraberliklerin var. Oslo’da masaya aldın onları sen oturttun. Habur’da sınır geçişlerini sen sağladın. Çadır mahkemeleri sen kurdun. Bizim savcımızı, askerimizi teröristin ayağına götürdün. Orada berat belgelerini sen verdin. Aynı insanlarla Diyarbakır’ın göbeğinde tam 267 tane akredite gazetecinin önünde Öcalan’ın bildirisinin okunduğunu tüm dünyaya görüntüleri paylaştığı ortamı sen inşa ettin.
Bununla da yetinmedin, her şeylerine göz yumdun. Şehirler arası yollarda kimlik, pasaport kontrolleri yaptılar. Sonra görmemezlikten gelin diye askere, polise söylediğini sen itiraf ettin. Şehirlerin altına yollara tünel açtılar, savaş hazırlıkları yaptılar, ne olacağı sonradan beliyken, herkes ne olacağını tahmin ederken, anaların gözyaşları akmasın derken, daha fazla oluk oluk akacağını herkes biliyorken, sonrasında yaşanan bütün olayların bütün sorumluluğu; kısacası senin üzerindeyken, bunu bir şal olarak kullanma hakkı en son sana aittir.” Dedi.

28 ŞUBAT 2015 UNUTULMAMALI
28 Şubat 2015 tarihinin, Türk tarihinin en kötü kara lekelerinden biri olduğunu da söyleyen Koray Aydın, “Bu millet her şeyi unutur ama 28 Şubat 2015’i unutmaz. Unutmamalı. O tarihte, Dolmabahçe sarayında, Öcalan’la yapılan 10 maddelik anlaşma televizyonlarda okundu. Tüm Türkiye izledi bunları. Ak Parti kurmayları ve HDP’nin yöneticileri orada.
Sağlı sollu oturdunuz. Arkada Türk Bayrağı ve Atatürk Resminin olduğu masada oturup, Öcalan’la yaptığınız anlaşmayı okudunuz. Bu Türk tarihine geçecek en büyük Zillet ibretlerinden bir tanesidir. Unutulacak bir şey değildir.” Dedi.
Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi bunu yapanların, sicili kabarık olanların, yani şu anda PKK ile yaptığımız mücadeledeki bütün şehitlerimizin vebalini üzerinde taşıyanlar şimdi tutmuşlar, karşısındaki ittifakı olmayan bir şeyle suçlayarak, kendi hatalarının üzerini kapatmak ve var olan hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı üzerine bunu bir şal gibi örterek, konuyu değiştirmek kendi taraftarlarını olmayan kurgulara inandırmak isteyerek yaptıkları iş çok yanlıştır.
Vallahi de billahi de bir Cumhurbaşkanı’na bu üslup yakışmıyor. Yanındaki ortağına hiç yakışmıyor. Ben her televizyon izlediğimde, bu üslupları gördüğümde, birkaç yüz belediye fazla alacağım diye değer mi diye soruyorum kendime? Bu kadar yalanı, hiç yüz kızarmadan söyleyebilmek. Geçmişte yaptığı kendi hatalarını başkalarının üzerine, olmayan hataları gibi gösterecek bir dil icat etmek, bunu da yaparken zerre kadar utanç duymayan bir anlayışı tüm vatandaşların taktirine bırakıyoruz.
Biz savaşa gitmiyoruz. Bütün partili vatandaşlarımız ile memleket meselesini tartışan barış ve huzur dilini tasvip ediyoruz. Bizim savaşa değil, barış diline ihtiyacımız var.”

31 Mart’tan sonra kazanırlarsa, zam sağanağına hazır olun
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Koray Aydın, Hükümetin 31 Mart seçimlerinden de başarı ile çıkması durumunda zam yağmuru başlayacağını söyleyerek, “Hayatının en zor dönemlerini yaşayan vatandaşın elinde bir gücü var. Demokrasilerde en büyük güç oydur.
Bu seçimde, bu ülkeyi 17 yıldır yönetip, bir de yalan söyleyenlere karşı benim bir şey yapmam lazım. Genel Başkanımızın ifadesi ile kulağının çekilmesi lazım. Vatandaşın bunu bir ihtar aracı, bir fırsat olarak görmeleri lazım. Bunu yaparlarsa, iktidar seçimden sonra hata yaptıklarını anlayarak, doğru bir adım atmak zorunda kalırlar. Bunu yapmazlarsa, nasıl olsa ne yaparsak yapalım seçimi alıyoruz derlerse, 31 Mart’tan sonra Sakaryalılar zam sağanağını gördüklerinde de beni hatırlasınlar. 2019 yılı hepimiz için karanlık bir yıl olur.” Dedi.

Tank Palet’in özelleştirilmesi Sakaryalılara çok büyük hakarettir
Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirilme kararına da sert tepki gösteren Aydın, “Herkes millilikten çok bahsediyor. Bir insanın milli olabilmesi için temel parametreler vardır. Sakarya’da Tank Palet Fabrikasını elinizden aldılar. Götürdüler Katarlıların eline verdiler. Bana göre Hükümetin Katar’la ilişkisi de şüpheli bir ilişki. Arada öyle bir geçirgenlik oluştu ki, bu işlerin arkasında da bir şey olduğunu düşünüyorum. Ama elimizde veri olmadığı için bir şey söylemeyeceğim. Satacak başka yer mi bulamadık. Elimizde var olanı geliştirmek imkanı varken, bunu satmak, bana göre Sakaryalılara yapılan en büyük hakarettir. Sakaryalılar bunu asla unutmasınlar. Akıllarından çıkarmasınlar. Bundan daha ağır bir kötülük yapılabilir mi Sakarya’ya.” Dedi.

Sakarya’da iddialıyız
Aday gösterdikleri bütün Büyükşehirler ve illeri takip ettiklerini ifade eden Koray Aydın, şunları söyledi: “Bütün illeri takip ediyoruz. Şu anda bizim Büyükşehir Statüsünde olan her yerin tamamında iddialı durumdayız. Önceki gün Trabzon’daydım. Tarihin en büyük mitingi oldu. Herkes onu konuşuyor. Dolayısıyla hepsinde olan iddiamızın yansıması olan emareleri de görüyoruz. Aynı şey burası için de geçerli. Hem büyükşehri, hem Adapazarı’nı alabileceğimiz gözüküyor. Diğer ilçelerde iddialıyız. Bir de bu seçimlerde kararsız seçmen çok yüksek. Yüzde 30 civarında. Bu kadar kararsız seçmen olur mu? Bence onlar da kararlılar. Korkusundan  söyleyemiyorlar. AK Parti’yi sandığa gömecek kitle, o kararsız seçmen kitlesi bana göre.”

Editör: Haber Merkezi