Hukuken, suç işleyene gereği yapılmalıdır...

Hdp siyasi parti olarak, pkk ile ilişki halinde ise, eylemlere, katliamlara destek veriyorsa, hukuk devreye girmeli gereği bir an önce yapılmalıdır.

Bu gün ciğeri yanan, şehit aileleri ve Türk halkı devletten bu kati tavrı beklemektedir.

Vatana, Millete ihanet eden her kim varsa hukuk devleti acımamalı.

Dalını , budağını kesmeli..!

Siyaseten, kapatmaların bir faydası yok.

Kapattıkça güçlenip geliyorlar.

Türk siyasi tarihini incelediğimizde, üst üste en çok, Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın kurduğu partiler kapatılmış;

Merhum Erbakan her defasında daha güçlü partiler ve halk çoğunluğunu barındıran hareketler organize etmiştir.

Bu gün ki; AK Parti bile merhum Erbakan’ın kapatılan partilerinin şekil değiştirmiş hali olarak siyasi arenada ülkeyi 20 yıldır yönetmektedir.

Birde bu gün ki; Hdp’nin geçmiş siyasi uzantıları.

Tam tamına 4 kez partileri kapatılmış, her seferinde yeni parti kurmuş, bildiklerinden geri kalmamışlardır.

Parti kapatmaların yakın siyasi geçmişi böyle iken, bu gün tekrar parti kapatmanın kime ne faydası olabilir ki?

Bu kadar ihanetten sonra ne yapılmalıdır?

Terörle iltisaklı her kim varsa, vekil ise acilen vekilliği düşürülmeli, hukuken işlediği suçu en ağırından cezalandırılmalı, asla bir daha siyaset yapmaması sağlanmalıdır.

Parti yöneticisi ise hukuken en ağır şekilde cezalandırılmalı, ömür boyu siyaset yapmaması sağlanmalıdır.

Ayrıca terörle iltisak etmiş partinin devletten aldığı tüm destekler kesilmeli, bu mazlum halkın vergileriyle toplanan paraların, hain yapılara aktarılması önlenmelidir.

Hain fikriyat taşıyanlar, siyaset etmenin bedelini cebinden karşılamakla yüzleşmelidirler.

Hdp’nin kapatılması, Kürt vatandaşlarımızda ruhsal bir kopuşa sebep olabilir.

Marjinaller hariç, Kürt halkımızla Hdp’yi asla aynı kefede görmemeliyiz.

Bizler, Kürt halkımıza Hdp’nin sırtını Amerika’ya dayadığını izah etmeliyiz, pkk ve diğer isimdeki hain örgütlerin Kürtlerin temsilcisi olmadığını/olamayacağını anlatmalıyız.

Şehit edilen 16 vatan evladının yaklaşık 7 tanesi Kürt kökenli ailenin çocukları olduğunu tekrardan anımsatmalıyız.

Cennet vatanı yaşanmaz hale getirmeye kimsenin hakkı yok, olmamalıdır da...

Bu ezberden, bu bataklıktan nasıl çıkacağız?

Biz Türkler 1071 Malazgirt savaşından beri bu coğrafyada Kürtlerle birlikte yaşamaktayız.

Biz Türkler Orta Asya’dan, Kürtler ise bu gün ki, İran bölgesinden Anadolu’ya gelmişlerdir.

O günlerde de, bu gün de Türk ve Kürtler iyi komşu, hısım, akraba olmuş olan halklardır.

Zaman içerisinde Kürtleri bizlere karşı kışkırtanlar hep olmuş, cezasını çekmiş, bundan sonrada olacaktır.

Geçmişteki kışkırtmaları bir nebze anlamak mümkünken, bu gün tamamıyla Amerika’nın güdümüne girip paralı asker vazifesi ifa etmesi kabul edilebilir bir durum değildir.

Bu gün ki, iktidar partisi Kürt vatandaşlarımızın, anadilde konuşma özgürlüğünü, tv’sini, radyosunu, kurucu eşit halk olarak kabul etmiş ve pratikte uygulamıştır.

Bu hikâye nasıl çözülecek?

Bu ülkede ki, birçok Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, Genel Kurmay Başkanları Kürt kökenlidir.

Bizler bu durumdan asla rahatsızlık duymadık.

Aksine bu gün bile bizim Kürt kökenli vatandaşlarımızı gözden çıkarma, ötekileştirmek gibi bir ruh halimiz veya gizli politikamız yoktur.

Bin yıldır birlikte yaşadığımız bu kadim halkla, barış, kardeşlik ilkeleriyle tekrar huzur içerisinde yaşamayı tesis etmeliyiz.

Sürekli aynı senaryoların tekrarı...!

Bizler her ne kadar bu coğrafyanın sahibi isek, bilmeliyiz ki, Kürt vatandaşlarımızda bizim kadar bu coğrafyanın sahibidir.

Ayrıştıran hain senaryolardan, ders çıkarıp aksine kenetlenmeliyiz.

Pkk ve yandaşlarını ayırıp bizimle aynı kıbleye yönelen değerli Kürt kardeşlerimizi ötekileştirmeden kucaklamalıyız.

Özetle, yaşatmalıyız..!

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

’’kardeş kavgasını suhuletle bitirdiğimizde’’