Biz cüssemize göre, büyüklerimiz de kendi cüsselerine göre yazdı, çizdi, anlatmaya çalıştı mevzuu…

Bu memlekette duasız iş yapamazsınız… 
Dini bu işe alet etmeyelim...
Yok yok, içinde din olmayan iş, iş değildir…
Aynı zamanda her işine dini alet etmek de iş değildir…
Bu memlekette bir şeyler yapmak için önce hayır dua alacaksın…
Evinden, ailenden, çevrenden, memleketten, dünyadan, yaptığın işe göre duayı almadan yola çıkmayacaksın yoksa bitmez o yol…

Bu kadar zaman sonra insanlar "Ah şu büyükşehirleri kaybetseler de birilerinin burnu sürtse" diye beddua edilmeye zorlandıysa, burada duracak ve düşüneceksin…
Ama bunu bu zamana kadar sadece Erdoğan ve birkaç vefalı adam düşündüğü için çırpındı, çalıştı ama o da başa çıkamadı...
Artık uykuların kaçması, midelerin aç kalması gereken vakte tekrar girilmeli, duaları geri kazanmanın yolu aranmalıdır…
Anlayan anladı; safları sıklaştırmayı milletten değil idarecilerden bekleriz…
“Yanlış yaptınız! Yapılacaklar ile değil gönül almalar ile kazanacaksınız iktidarı” dedik durduk…
“Hemşericilik değil ehilcilik yapacaksınız” dedik, dinletemedik…
Ben tarafım ama taraftar değilim…
Erdoğan’ın davasına güç vermek başka, belediye koridorlarında mesken tutmak başkadır… 
Olanda hayır vardır…

Genç yaşta bunca seçim gördük, bir o kadar memleket için facialara şahitlik ettik ama hep akıbet hayır oldu…

Bu süreç de aynen böyle olacaktır…
Artık milletimiz İttihad-ı İslam’ın yolunun önce İttihad-ı Millet olduğunu biliyor…
Şüphemiz yok, Reis kazanmıştır…

Doğu’daki tezgâhı her dönem bozan Kürt kardeşlerimiz de bir kez daha kazanmıştır…
Büyük tezgahı görüp Reis’in yanında yer alan milliyetçi kardeşlerimiz de kazanmıştır…
Dua ve gayret kimin elinde olursa olsun hep kazanırdı zaten...
Ankara’nın bana göre içi boş, bir sembol, elden gitmeyi kayıp gibi hiç görmem…

Adı başkent olan Ankara hiçbir zaman İstanbul’u geride bırakamamış ve ondan önemli olmamıştır…
Hilafetin, Ayasofya’nın, Ashabın topraklarının yanında ne hükmü olur Ankara’nın!
Bölgede yaşayan birliktelik ruhuna sahip milletimiz dışında kayıp değildir…
İstanbul her türlü oyunun kurulduğu ve bozulduğu, tüm dünyanın el ovuşturduğu bir yer olduğunu bir kez daha gösterdi…
Başa baş olan bu durum nasıl bir kumpasın içinde olduğunun delilidir İstanbul’un…
Ama burada da Hak galip olacaktır…
AKPliler’e laf bile söylemiyorum çünkü dertlerinin ne olduğunu biliyorum ve onları saymıyorum…
AK Partililer ise gereken mücadeleyi yapmış ve muvaffak olmuşlardır…
Allah ehliyet, ihlas ve sadakat ile donatsın tüm kadrolarını inşallah…
Ama AK Partili belediye baronlarının kendi bölgelerinde Tayyipçilik oynama havalarının söndüğü, kaybedilen büyükşehirlerden anlaşılıyor…
Herkesi uyardık; “Erdoğan'ın rüzgarına değil davasına sahip çıkın” diye…

Gönül belediyeciliği bir slogan değil bir hayat usulüdür dedik…

Diklenmeden dik durun lafını Cumhurbaşkanı’ndan başka anlayan yokmuş bir kez daha anlamış olduk…
Elbette imanımız, olan her şeyin hayır olduğuna inanmamızı gerektirir…
Bunca yılda nice sıkıntılı olaylar, seçimler, hadiseler Allah’ın izniyle tersine dönmüştür…

Bu milletin İslam’a ve İslam dünyasına olan hizmet vazifesi hürmetine, olumsuz gözüken ne varsa göreceksiniz ümmetin lehine dönecektir…
Fakat şu unutulmasın ki görünmeyen yeni bir tezgâha kapı açılmıştır…

“Hakkımız yenildi" diyerek kenarda hazır bekleyen sarı, kırmızı, mavi, mor, siyah, hangi renkte ise yelekli yeleksizler yeni bir kargaşa çıkarmak için talimat bekliyor havası var…
Hayatları boyunca gönüllere giremeyecek olanların kan ile iktidarı elde etme hırsına zemin yoklanıyor...
Şimdi yeni şeyler konuşmak lazım…

Reis’in rüzgârı bizi seçimlere değil, parçalama fırsatı bekleyen dünyaya karşı güç birliğine hazırlamalıdır…

2023 ve 2027 seçimlerine de Reis’in rüzgârı ile girileceğini bilen derin dünya, Golan Tepeleri ile kışkırtmalara başlamıştır…

Ayasofya ile verilebilecek cevabın ne olduğunu zaman içinde göreceğiz...
Şu an önümüzde İpek Yolu, enerji hattı, uçak transferi, ABD, Kraliçe, Rockefeller denklemi arasında geçen ve amacın Türkiye'yi ele geçirmek olduğu bir tezgâh vardır…
Bu da domatesi, biberi, patlıcanı takip ederek anlaşılmaz…

“Bir olacağız, birlik olacağız, hepimiz Türkiye olacağız” sözlerinin slogan olmaktan çıkarılıp hakikat olması için mücadele vermemiz gerek…
Hasılı bir oydan ne olur diyenlerin bir oy farkla ne olduğunu ve savaşın nasıl tekrar kızıştığını gördüğünü zannediyorum… 2023 seçimlerinde nasıl bir ittifaka ihtiyaç olacağını anlamış olacağız...
2019 sıcak geçecektir; kadim bilgeler böyle haber verir…
Ama şunu da unutmayın ki demire şeklini de ateş verir!