Sezai KARAKOÇ üstadı rahmet ve minnetle anıyoruz. Bu yazımda onun veciz kelamına kalemimi bırakmak istiyorum.

Nasıl demişti Diriliş Çağrısı’nda:

Milletim, uyan! Kendine dön! Aslını unutma! Geçmişini bil. İçinden, gerçek aydınlardan kurulu bir kadro çıkar. Çıkar ki, onlar, hem bugününü, hem yarınını kurtarsınlar. Geleceğini, ancak, bilinçli, idealist bir aydın nesil güven altına alır.

Milletim! Büyük bir milletsin. Çok büyük bir ülken var. Onun birçok parçasına el konulmuş. Öbür parçalarına da göz dikilmiş. Çok köklü bir tarihe sahipsin. Gerçek bir medeniyetin, Hakikat Medeniyeti’nin sahibisin. Onu yeniden ayağa kaldır. Diril ve Dirilt! İnsanlık seni bekliyor. …

Diriliş görüşünü de Diriliş Işığı’nda şöyle paylaşıyordu:

Bir millet, bir toplum, kendi ruhunu doğuran ve kendi ruhundan doğmuş bir “görüş”le ayakta durur. Şartlar ne olursa olsun, zaman ne gibi değişiklikler getirirse getirsin, ülkenin yıkılıp yok olması için bütün güçleriyle harekete geçen düşmanlar, hangi akla gelmez usûl ve hileleri bulmuş ve onlarla kitleleri etkilemiş, âdeta hipnotize etmiş olurlarsa olsunlar, bir ülke, varoluş savaşını, biçim ve görünümüyle eskinin tıpkısı olmasa da, özü, anlamı ve amacıyla değişmez bir yapı kazanmış olan kendi dünya görüşünün aşkı, harareti ve direnciyle yapar. O görüş, o milletin hayat temeli olan medeniyetin bir meyvesi ve ayni zamanda o medeniyeti canlı tutan özsuyudur. Milletimizin tarihte varoluş hikmeti haline gelen ve hayat tarzını belirleyen görüş ve yaşayış, şüphe götürmez bir hakikat olarak İSLÂM’dır. …

Ve nihayet en sevgiliye vuslatın özlemini dizelerine böyle işlemişti nakış nakış:

Ey Sevgili

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin

Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği

Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında

Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim

Af dilemeye geldim affa layık olmasam da

Uzatma dünya sürgünümü benim

Güneşi bahardan koparıp

Bir tuz bulutu gibi

Savuran yüreğime

Ah uzatma dünya sürgünümü benim

Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil

Ayaklarımdan belli

Lambalar eğri

Aynalar akrep meleği

Zaman çarpılmış atın son hayali

Ev miras değil mirasın hayaleti

Ey gönlümün doğurduğu

Büyüttüğü emzirdiği

Kuş tüyünden

Ve kuş sütünden

Geceler ve gündüzlerde

İnsanlığa anıt gibi yükselttiği

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim

Mekanın cennet olsun, milletten alacaklı giden bir evladı oldun vatanın…