Şeker AŞ özelleşeli aylar oldu... 
Fabrika şimdilik, artan bir hızla üretimine devam ediyor.
Bank Asya’nın mülkiyetine geçen koca fabrikanın geleceği konusunda net bir şey söyleyemesek de bugün üretimini aksatmadan sürdürdüğüne yönelik bir sıkıntının oluşmadığını söylemek mümkün…
Fabrikanın geniş arazisi üzerine dikili ağaçlar var.
Bunlar arasında, kesimi Orman Müdürlüğü iznine bağlı ağaçlar yanında; ticari maksatla dikilmiş kavak ağaçları da var.
Büyüyünce ve belli bir boyuta varınca kavaklar kesilir ve satılır.
Aksi halde çürür, işe yaramaz hale gelir…
Şeker AŞ de böyle yapmış, 30 dönümlük bir arazi üzerine diktiği kavak ağaçlarını kesip değerlendirmekle…
Kesilip satılınca kavak ağaçlarının yerinde, kökleri yanlardan filiz veren iri çalılık oluşmuş adeta…
Buna tarımcılar “Piç kavak” diyor.
Şeker AŞ yetkilileri istisnalar dışında bir işe yaramayacağına inandığı “Piç kavakları” budayıp, araziyi köklerden temizledikten sonra meyve ekilecek şekilde düzenlemiş.
Düzenlemiş de ne olmuş…
Bir gazete, “Fırsat bu fırsat” deyip şehrimizde zaten diken üstünde bulunan gençliği ateşleyecek bir büyük yanlışlıkla, “İzne bağlı, numaralı ağaçları kesildi” diye ortalığı karıştırmaya kalkmış…
Amaç bir yerlere mesaj vermek…
Sormadan, soruşturmadan balıklama habere dalmış, masa başı gazetecilik anlayışıyla…
Sonunda Şeker AŞ şirket yetkilileri kurumlarını töhmet altına sokacak bu yanlış haber nedeniyle avukatlarını harekete geçirme kararına varmış.
Bakalım işin sonu nereye varacak…
Konu takip edilmeye değer…
Bu konudaki üzüntülerinin bir an önce bitmesi adına Şeker AŞ’ye teselli zambakları gitsin istedik Bizim Bahçe’den…
SÖĞÜTLÜ’DEN YÜKSELEN FERYAT
Kamu görevi ifa eden kurum ve kuruluşlarda gelenek halini aldı, işi yarım bırakıp gitmek…
SEDAŞ, SASKİ, AGDAŞ gibi kurumlar sürekli bir yerleri kazar, hizmet adına…
Hani bir söz vardır halk arasında söylenen “Biri yapar, diğeri bozar” diye…
Bizim şehrimizde de hizmetler böyledir her nedense…
Bir yerde arıza mı var…
Haber verilir ilgili kuruma, gelir ve kazarlar…
Arızayı giderirler, sonra arkalarına bakmadan çekip giderler…
Kazılan yere ne gelen olur, ne de kapatan…
Günler, haftalar geçer…
Ortalık toz dumandan geçilmez…
Nihayet keyifleri olur, onca gürültü, toz ve çamurdan sonra kapatılır kazılan yer…
İşte öyle bir figan var Söğütlü’den yükselen…
Emekli İsmail Ceylan’dan geliyor şikayet…
Diyor ki,
“Doğalgaz çalışmaları sırasında kazılan cadde ve sokaklar, öylece bırakılıp gidildi…
Dediler asfalt olacak. Ne gelen oldu ne de feryadımızı duyan…
Tozdan çektiğimizi bir Allah bir de Söğütlü halkı…
Bir türlü asfaltlanamadı gitti.
Ümidimiz kaldı seçim dönemine…
Anlaşılan daha bitmemiş çektiğimiz çile…”
Sanırım Ceylan’ın bu haklı sitemi duyulur ilgililerce de, yanıldığını gösterir bir faaliyet başlar…
Yoksa Ceylan’ın şikayeti katlanır düşer ilin gündemine, altından kalkmak o zaman daha da zorlaşır.
Bakalım bu uyarı, ne getirecek Söğütlü’ye diyerek işi bırakalım yetkililere, gönderelim iri dikenli bir kaktüs Bizim Bahçe’den onlara…
METİN NEMLİOĞLU’NUN VEFATI
Bir zamanlar Sabihahanım ve 21 Haziran Okulları’nda başarılı bir meslek yaşamı sürdüren emekli müdür ve eğitimci Metin Nemlioğlu, 75 yaşında ilahi buyruğa boyun eğip yalancı dünyaya konup göçenler kervanına katıldı.
Hizmet verdiği dönemde bir ara yılın öğretmeni de seçilen Nemlioğlu iki çocuk babasıydı.
Geçen hafta sonu Orhan Camii’nde öğle vakti kılınan cenaze namazını takiben Emirsultan Mezarlığı’nda toprağa verilen Nemlioğlu’na yüce Mevla’dan rahmet, kederli aile efradına acılarını paylaşır sabırlar dileriz.