Yaklaşık bir haftadır şehir dışındayım…

Bilinen seyahat ekibine dahil arkadaşlarımla birlikte çıktığımız Akdeniz turunda hemen her dönem vazgeçemediğimiz tatil yöresi Adrasan’da, mobilyacılık dönemimizden tanıdığım, Sakarya’nın zamanında en yetenekli ve çalışkan ustalarından biri olan, “Pıtpıt” lakaplı kardeşim Feridun Keçicioğlu’nun, her santimetrekaresinde emeği olan şirin pansiyonu Felix’te güneşe ve denize doyamadığımız günler geçirdik…

Daha sonraki durağımız Köyceğiz’de, Rahmi Sak’ın hayatını İngiltere’de idame ettiren kuzeni, İş adamı İrfan Kırklar’ın evi oldu…

Anlatılmaz güzelliğe sahip Ekincik koylarındaki deniz turumuz oldukça ilginç anılara sahne oldu…

Akdeniz’e hayat veren, anlamlı kılan o güzelim ormanlarda kömürleşmiş ağaçlarla karşılaşmak. insanı derinden üzüyor…

İçinde kurdu, kuşu barındıran o yeşil dünyaya hayat veren göğe doğru bir minare misali yükselen ormanların dramatik halini görmek insanı üzmüyor, adeta perişan ediyor…

Her şeye rağmen hayat devam ediyor anlayışıyla, turkuaz renkli sulara sahip Akdeniz, bulunmaz bir nimet ülkemiz ve tüm insanlık alemi için…

Sanmayın ki bu tatil günlerinde, bir asra yaklaşan mazisiyle, yapraklarını hiç bir sonbaharın dökemediği, şehrimizin ve yerel medya dünyasının ulu çınarı Yeni Sakarya’dan uzak kaldım…

Teknolojik imkanlarla her dakika beraber olduğum gazetemden sevindirici haberler alınca mutlu olurken, korona denilen bela nedeniyle dostların vefat haberleri ulaşınca bize, üzüntü duymamak mümkün mü!

Bunlardan biri de 1994-99 döneminde Adapazarı Belediye Meclisinde birlikte görev yaptığımız; sükunetin ve efendiliğin timsali, inandığı siyasi anlayış doğrultusunda yaşayan, kadim dostumuz Abidin Birinci’nin vefat haberi oldu…

Bunun yanında şehrimizin tanınmış doktorlarından Hasan Feyzi Katıöz’ün vefatı da bizi derinden sarstı…

Birlikte olduğumuz arkadaşlarımızın da dostu olan Abidin Birinci’ye ve Hasan Feyzi Katıöz'e bu vesileyle yüce Mevla’dan rahmet, kederli aile efradına ve dostlarına sabır ve başsağlığı; Doktor Katıöz’e ise acil şifalar diliyorum…

Bu noktada şunun altını önemle çizmek isterim; aşı olmayan ve aşı yaptırmaya şiddetle tepki gösteren çok sayıda kişiye rastlıyoruz…

Artık bu inadın kırılmasına yönelik son derece çarpıcı örnekler ortada iken, hala aşı yaptırmamakta ısrar edilmesine anlam veremediğimizi de belirtmek isterim…

Duam o ki sadece şehrimizi ve ülkemizi değil, tüm insanlığı tehdit eden ve hala ne olduğu, nasıl önlem alınacağı konusunda tıbbın dahi aciz kaldığı Koronavirüs sürecinin ardından çıktığımız tatilin dönüş yolundayız…

Meşhur Şair Yahya Kemal’e sormuşlar;

“Ankara’nın nesini sevdin” diye… “İstanbul’a dönüşünü” demiş…

Sorsanız siz de bana “Böylesine güzel geçen tatilin nesini sevdin?”

Söyleyeceğim, o koca şairin ruhuna gönderilmiş Fatih zenginliğinde, “Adapazarı’na dönüşü” olacaktır, hiç kuşkusuz…

Bu vesileyle güzel şehrimize, dostlarımıza ve tüm halkımıza sağlık ve kolaylık, bu arada aşı konusundaki muhalif anlayışı ortadan kaldırıp tıbbın ve bilimin yolunda hayata değer veren herkese ve her kesime  “Peygamber çiçekleri” gönderelim istedik…