Yahya Kemal’e sormuşlar, “Ankara’nın nesini beğendin?” diye…

Aldıkları cevap, “İstanbul’a dönüşünü…” olmuş

O cevap koca şairin İstanbul’a özlemini dile getiren bir ifadeydi, hiç kuşkusuz…

Bugün Antalya’da ziyaret ettiğimiz bir dostumuza veda ederken geldi o çarpıcı sözler aklıma…

Bize de sorsalar aynı soruyu; Konya’dan Niğde’ye, oradan Adana’ya, Adana’dan Mersin’e, Mersin’den Antalya’ya uzanan uzun soluklu seyahat sonrasında, vereceğimiz cevap aynı olurdu…

Çünkü kalınca uzun süre şehrimizden uzakta, tütüyor burnumuzda buram buram hasreti…

Bu satırları aynı duyguların hakim olduğu geri dönüş yolculuğunda yazıyorum…

Şehrimizde olup bitenleri, gazetemizin internet sayfasından günbegün takip ediyoruz…

Güzel olan her şey bizi sevindirirken, aksine haberlerden duyduğumuz üzüntüyü de belirtmeden geçemeyiz…

Bütün bunları bir kenara bırakıp şehrimize bizleri ulaştıracak duble yollarda ilerlerken hızlı bir şekilde, çocukluğum ve gençliğimde o tozlu topraklı yollarda çekilen çileler geldi aklıma…

Evet…

Ülkenin nereden nereye geldiğini en çarpıcı şekilde gözler önüne seren ve kalkınmanın “olmazsa olmazı” deniz ve hava yolları bir yana, böyle muntazam kara yollarına sahip olmak, ülkemiz adına iftihar vesilesi değilse, söyler misiniz nedir!

Antalya’dan çıkışta geride bıraktığımız kilometreler içimizde böyle duygular oluşturdu…

Akdeniz iklimine has ağaçların sağlı solu süslediği yollarda, insan kendini memleketi adına bir başka haz ve duygu seline kaptırıyor, inanın…

Pandemiye rağmen iç turizmin hızlanacağına yönelik işaretler veriyordu, yollara çıkmış araçlar…

Siz bu satırları okurken, bizler Adapazarı’na kavuşmuş olacağız inşallah…

Şehirdeki olayları ve gelişmeleri yerinde yaşamak, o havayı teneffüs etmek bir gazeteci için en büyük kazanç olsa gerek…

Yeniden Yeni Sakarya’nın değerli okuyucularıyla bizi kazasız belasız buluşturan yüce Yaradan’a ne kadar şükretsek azdır…

Bu duygularla bizi takip eden herkese ve her kesime Akdeniz’e has “Şakayıklar” gitsin istedik…