Anladık, doğalgaz çevrim santralleri çalışmıyor.
Enerji piyasasında sıkıntı var.
Maliyetler giderek yükseliyor.
Sen kalkıp bunun faturasını abonelerine kesiyorsun, habersizce...
Yani tüketiciye yansıtıyorsun.
Bütün bunlara eyvallah.
Fakat yüklü miktarda enerji tüketen firmaların isyanı başka nedenlere dayanıyor.
Önceden yaptığın indirimli fiyat anlaşmasını tek taraflı feshedip zamlı faturalar gönderiyorsun, abonelerine zulmedercesine...
İşte buna isyanı var milletin.
Yakışıyor mu koca bir kuruma sözünden ve dahi anlaşmasından dönmek?
Eğer bunda ısrar edersen, bil ki yüklü miktarda enerji sarf eden kurum ve kuruluşlar bir bir kaçacak ve kendisine zulmetmeyen firmalarla anlaşmaya yönelecek.
Nitekim, böyle yapan çok sayıda firma olduğu söyleniyor.
Hepsi de olmuş birer sinir küpü.
Firmalar, yeni yeni çözüm yolları arıyor.
Bu iş böyle sürüp giderse SEDAŞ, abonelerinin ve halkın gözünden ve gönlünden düşecek.
Biz bir yaraya parmak bastık.
Siz ister kanatır, ister tedavi edersiniz bundan gayrı...
Amacımız SEDAŞ gibi dev bir kurumu hırpalamak değildir.
Şehirde olup bitenleri yansıtmaktır muradımız...
Gerisi size kalıyor.
Bizim Bahçe'nin uyarı çiçeği "Zambaklar" bu defa SEDAŞ'a gitsin bu düşünceler içerisinde...
HELE BİRAZ BEKLEYELİM
Sakaryaspor'u içinde bulunduğu kriz ortamından sırtlayıp çıkaracak bir işadamı var mı?
Peş peşe gelen 5 haftalık yenilgi sonrasında yeşil siyahlılar denize düşmek üzere...
Elinde cankurtaran simidi, her biri kendi sahasında etkili, yetkili ve dahi güçlü Sakaryalılar çıktı ortaya, uğraşıp duruyorlar iyi niyetle...
Şansal Büyüka ve Hakan Şükür bunların başında geliyor.
Bu ekibin işbaşına getirdiği Teknik Direktör Yılmaz Vural, bir ışık görmeseydi gelmez ve üstlenmezdi bu ağır yükü diyenlerin sayısı hayli fazla...
Nitekim Konyaspor gibi aralarında kalite farkı yüzde yüz olan iki takımın mücadelesinde ortaya konan futbol, bu doğrultudaki çıkışın sinyalleri olarak algılanıyor.
Bizim durumumuzda olup da çok daha vahim olaylar yaşayan profesyonel kulüplere bakın hele...
Can çekişiyorlar adeta...
Bu şartlarda Sakaryaspor'a sahip çıkacak kurum, kuruluşlar ve spor adamlarına saldırıya geçmeden önce oturup düşünülmelidir, bir yol...
Onlara süre tanınmalı, ön yargılı davranılmamalı...
Niyetleri belli oluncaya kadar, destek sağlanmalı.
Başka bir alternatif yok, varsa bilen söylesin ona göre davranalım.
Keskin sirke rolünü oynamanın zamanı değil.
Sakaryaspor uçurumun kenarında, düşmemek için el uzatıyor kim olursa...
O nedenle dikkatli ve uyanık olmak zorunda spor kamuoyu...
İşin başında, işi bilen bir ekip var.
İzin verin, yoğurt yiyişlerini görelim.
Şu sancılı bölgeden yukarılara tırmanalım hele, geleceği konuşacağımız günler de gelecektir elbette...
Doğup büyüdükleri ilin takımına sahip çıkan, yeni bir heyecan oluşturan, hareket yapanlara karşı kötümser olmayalım.
Karamsarlıktan sıyrılıp teknik heyete ve takıma destek olmak, şu saatten sonra kaçınılmaz hale geldi.
Bu duygularla yeşil siyahlı dünya adına yüreğinde ufacık dahi olsa bir sevgi kırıntısı taşıyan herkese ve kesime, sabır tavsiyesiyle Bizim Bahçe'den "Kardelenler" gönderelim istedik.
BİR YALAZA USTASIDIR HASAN ÇOLAK
Orhan Camii'nin emekli müezzini Hasan Çolak, Taraklılı'dır.
Bu şirin ilçe gelince akla, "Yalazadan" söz etmemek mümkün mü hiç...
Hasan Çolak Hoca da kendine has yalazaları ile Taraklı'nın önde gelen espri ve anlatım ustalarından biridir.
O'nun bu özelliğini bilenler, sürekli talepte bulunurlar, bir yalaza yapması için...
Hasan Hoca her fırsatta yalaza konusunda ustalığını gösterir örnekler ortaya koyarak etrafını gülmekten kırıp geçirir.
Haftalık haber dergisi "Aksiyon" Şubat sayısında Taraklı'nın yalaza muhabbetine çok geniş yer ayırmış.
Yalaza ustaları arasında Hasan Çolak da var.
O'nun anlattığı üç enfes örnek kaleme alınmış.
İstedik ki, birini sizlerle paylaşalım:
Hoca'ya Orhan Camii'ndeki görevi sırasında iki kişi ezile büzüle yaklaşır.
Hasan Hoca "Buyrun" der ve "Bir arzunuz mu var?" diye de ekler.
Adamlar "Biz sala çağırttıracaktık da. Acaba kaça çağırıyorsunuz?" derler.
Yalaza da burada başlıyor.
Hasan Hoca "Üç boy sala var. Siz hangisini istersiniz?"
Adamlar düşünürler, "Orta boy olsun hocam"
Arkasından sorarlar, "O kaça"
Hasan Hoca bakar, kafasına göre iki kişi var karşısında...
"Siz misafirsiniz, ben size bir sala çağırayım, belki beğenmezsiniz, başka hoca ararsınız" der ve adamları caminin bahçesinde oturtur.
Çıkar minareye ve okur salayı...
Sonra gelir yanlarına, "Nasıl beğendiniz mi?"
"Beğendik hocam" derler.
"Kaç para borcumuz?" diye de sorarlar.
Yalazayı sonlandırmanın vakti gelmiştir.
Hoca hafif tebessümle, "Bakın biz sizin için varız. Sala parayla okunmaz. Ölen annenize Allah gani gani rahmet etsin. Başka yapacağımız bir şey varsa, söyleyin..."
Adamlar, gülerek hocanın yanından ayrılırlar.
Bu ve buna benzer pek çok olay vardır hocanın yaşadığı...
Anlatmaya kalksak sayfalar, sütunlar almaz.
Oturup yazmalı bunları Hasan Hoca, hazır emekli olmuşken...
Hasan Hoca'nın yanında Taraklı'da Gazeteci İzzettin Kömürcü, gazetemiz yazarı Fahri Tuna, Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman ve Ahi Naci İşsever gibi pek çok yalaza ustası bulunur.
Onlara ve Hasan Hoca'ya Bizim Bahçe'den sadece yüzlerinin değil, yüreklerinin de gülmesi dileğiyle "Beyaz güller" gidiyor.
FERİT DOĞAN'IN VEFATI
İlimizin renkli işadamı ve siyasetçilerinden Ahmet Raşit Doğan'ın babası, altı çocuk sahibi, yılların halıcısı Ferit Doğan da yalancı dünyaya konup göçenler kervanına katıldı.
Orhan Camii'nde dün öğle vakti kılınan cenaze namazından sonra esnaf, siyasetçi, bürokrat ve işadamları ile çok sayıda seveni uğurladı, son yolculuğuna Ferit Doğan'ı...
Bunlar arasında yıllar önce ilimizde otoritesi ve titiz görev anlayışıyla iz bırakan eski emniyet müdürlerimizden Şükrü Yetimoğlu da yer aldı.
76 yaşında aramızdan ayrılan ve Yorgalar aile mezarlığına defnedilen Ferit Doğan'a yüce Mevla'dan ramet, kederli aile efradına acılarını paylaşır, sabırlar diliyoruz...
ATILGANOĞLU DA ARAMIZDAN AYRILDI
TEK'ten emekli İsmail Hakkı Atılganoğlu da aramızdan ayrılanlar sınıfına katıldı.
Atılganoğlu 70 yaşında idi.
Bora Atılganoğlu'nun babası olan İsmail Hakkı Atılganoğlu da, dün öğle vakti Orhan Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrasında Yorgalar Mezarlığı'na defnedildi.
Atılganoğlu Ailesi'ne sabırlar, İsmail Hakkı Atılganoğlu'na yüce Mevla'dan rahmet diliyoruz.