*Çuluna bakma, tazısına bak.

       *Çuvalın ağzını bırakır da dibini deler.

       *Çürük diş ağrısı çekilmez, çektirilir.

       *ÇÜRÜK BİNA TEMEL TUTMAZ.

       *Çürük tahta çivi tutmaz.

       *Dadanmış kudurmuştan beterdir.

       *Dağ başı dumansız olmaz.

       *ÇÜRÜK İPLE KUYUYA İNİLMEZ.

       *Dağ başında harman savrulmaz.

       *Dağ başında harman yapma, savurursun yel içinde. Sel önünde değirmen yapma, öğütürsün sel içinde.

       *Dağ başından duman, yiğit başından boran eksik olmaz.

       *ÇÜRÜK MERDİVENLE DAMA ÇIKILMAZ.

       *Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.

       *Dağ kuşu dağda, bağ kuşu bağda yakışır.

       *Dağ ne kadar yüce olsa, bir geçidi bulunur.

       *DAĞDA GEZ, BELDE GEZ İNSAFI ELDEN BIRAKMA.

       *Dağ ne kadar yüksek olsa, yol onunda üstünden geçer.

       *Dağ ne kadar yüksek olsa, kervan elbet aşar.

       *Dağ tavşansız olmaz.

        *DAĞDA GEZ, BELDE GEZ, İNSAFI ELDEN BIRAKMA.

        *Dağda kuşun kırkı bir akçeye!

        *Dağdaki tavşanın suyu ocağa VURULMAZ.

        *Dağdan gelen dağa gider.

        *DAĞDA GEZEN AYIYA DA RASGELİR, KURDA DA.

        *Dağdan gelip bağdakini kovdu.

        *Dağdan taş yuvarlar gibi laf söyler.

        *Dağı bağ eden himmet, dağı da sağ eder.

        *DAĞINA GÖRE KAR YAĞAR.

        *Dağına göre odun, sapına göre saman olur.

        *Daha Hanya’yı Konya’yı bilmez, devenin gevişine güler.

        *Dal ağacı gösterir.

        *DAM ARDINDA EŞEK BUŞMUŞ DA, ERKEĞİNİ DİŞİSİNİ SORUYOR.

        *Dal budak saldı.

        *Dalı budağı sende, kökü bende.

        *Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı.

        *DAM YANARSA, İÇİNDEKİ SIÇAN DA YANSIN.

        *Damak varken diş yoktu.

        *Damara göre kan alınır.

        *Damarına girdi kurnaz.

        *DAMDAN DÜŞEN, DAMDAN DÜŞENİN HALİNDEN BİLİR.

        *Damdan düşse, kedi gibi dört ayağı üstüne düşer.

        *Damgalı eşeği alem tanır.

        *Damlacıktan sel olur.

        *DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR, AKA AKA SEL OLUR.

        *Damlaya damlaya göl olur.

        *Dana yediği taşı bilir.

             *Danışan dağı aşmış.

             *DANIŞAN DAĞI AŞMIŞ, DANIŞMAYAN DÜZ OVADA YOLU ŞAŞMIŞ.

             *Danışıklı döğüşü.

             *Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.

             *Darılmış kudurmuştan beter.

             *DAR YERDE YEMEK YEMEKTENSE,  GENİŞ YERDE DAYAK YEMEK EVLADIR.

             *Darısı başına.

             *Dava için bir kadı, ispat için iki şahit lazımdır.

             *Davete icabet lazımdır.

             *DAVASINI BİLMEYENE  ŞAHİT OLMA.

              *Davul dengi dengine diye çalar.

              *Davul görür oynar, mihrap görür ağlar.

              *Davul, zurna ile adama aramağa gider.

              *DAVETSİZ GELEN, DÖŞEKSİZ OTURUR.

              *Davulsuz düğün, köpeksiz köye benzer.

              *Davulu biz çaldık, parsayı el topladı.

              *DAYAK CENNETTEN ÇIKMADIR, İYİ OLSA ÇIKMAZDI.

              *Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

              *Dayıya yeğen gerek, gemiye yelken gerek.

                 KAYNAK: Türk Atasözleri ve Deyimleri, Milli Kütüphane Başkanlığı