Orhan Camii çevre düzenlemesi için teşekkür ederiz.Malumunuz sosyal olaylar matematik gibi değildir. Herkes farklı değerlendirebilir.
Tüm bunlarla beraber değişimde ki bazı eksiklikler sebebiyle tekliflerimizi de arz ederiz.
A-Cami tuvaleti altı buçuk aydır kapalı olması, cemaati hayli sıkıntıya sokmaktadır. Bu sebeple en kısa zamanda özel bir ekip çalışmasıyla acilen bitirilmelidir.
B-Yeni yapılan yer altı şadırvanının kısa zamanda ikmal edilememesi de abdest konusunda üzüntü vermektedir.
C-En önemli meselelerden biri de, yer altına yapılan şadırvanın merdiven koruyucusunun mimari bir hata olduğunu, “mimar” hariç herkes görmektedir. Zira yer altına yapılış sebebiyle tezat yaşayan bu yapı, çevre duvarları yıkılan caminin kıblesine beton yığınının yapılması tarihi değeriyle de bağdaşmamaktadır. Bulvardan bakınca camiye “duvar” olan yapı, maalesef hala varlığını sürdürmektedir. Bu aynı zamanda tarihe de saygı duymamaktır. İki yapı zeminden birleştirilmeli ve üst çıkıntılar yıkılmalıdır.
D-Son olarak da cami bahçesinde ki şadırvanın uzun zamandır tamamlanmayışı bizi mahcup etmektedir. Zor olmayan bu tadilat ve kısa zamanda bitmesi gereken işin bu derece uzamasının sıkıntısını yaşamaktayız. Birde cami giriş kısmının zeminin bitirilmemesi sebebiyle, soğuğa karşı koruyucu cami kapılarını takamamamıza sebep olmaktadır. Selamlarımızla.
------------------------------------------------------------------------------
FORUMA DAVET/SÖZ SİZDE
1. NASIL BİR İMAM HATİP İSTİYORSUNUZ?
2. NASIL BİR MÜEZZİN İSTİYORSUNUZ?
3. NASIL BİR VAİZ İSTİYORSUNUZ?
4. NASIL BİR KUR’AN KURSU HOCASI İSTİYORSUNUZ?
5. NASIL BİR CAMİ DERNEĞİ İSTİYORSUNUZ?
BU VE BENZERİ KONULARDA BİZLERE GÖNDERECEĞİNİZ FİKİRLERİNİZİ VE TEKLİFLERİNİZİ FAYDALANMAK VE YAYINLAMAK ÜZERE BEKLİYORUZ.
YAZILARINIZ İÇİN ADRESİMİZ; [email protected]
ŞOFÖR MÜ, SÜRÜCÜ MÜ?
Şoför Fransızca bir kelimedir. Sürücü anlamına gelmektedir. Sürücü ise; Karada kullanılan motorlu araçları sürüp yöneten kimseye denir.
Motorlu bir vasıtayı hareket ettirtmek sürücü olmak için yeterli değildir. Bunu başaran çok kimse vardır. Asıl olan vasıtayı yönetmektir. Sürücü gerçek bir yöneticidir. Parkta duran araçlar asla birbirlerine zarar vermezler. Onların zararları ancak insan eli değdiğin de meydana gelmektedir.
Günümüze arabaları hareket ettiren çok ama yöneten ise azdır. Bu sebepledir ki trafik denilen terör azalmamaktadır.
Unutmayın ki trafik fıkhı veya hakkı en önemli kul haklarındandır. Zira trafik sebebiyle meydana gelen zararlar küçük ve sınırlı değildir. Sadece ne mal veya ne de candır. Yetim, öksüz ve dulların birçoğu trafik sebebiyledir. Fıkıh ve ilmihal kitaplarının “can sağlığını muhafaza” bölümünde bu konu ciddiyetle ele alınmalıdır.
İnsan hakkı konusunda helallik talebi olanlar trafik hukukuna riayet etmelidirler. Sadece arabayı sürmek asla yeter şart değildir. Asıl olan kurallara uyma iradesi ve trafik tabelalarını tanıma meselesidir. % kaç kurallara uyuyoruz?
Tabi trafik için yol, park vs alt yapıları da işin kolaylaştırılması için önemli bir konudur. Gelin trafik günahlarımıza tövbe ve istiğfar edelim.
Allahım, vasıta sürerken aşırı hızımdan, diğer sürücü ve yayaları korkutmamdan, sokak hayvanlarını ezmemden ve sayamayacağım kadar vasıtamla işlediğim günahlarımdan dolayı affını dilerim. Âmin. “RAHMANIN KULLARI YERYÜZÜNDE SEKİNETLE YÜRÜRLER/YERYÜZÜNDE ŞIMARIK YÜRÜMEYİN” (ayeti kerime). Biz nasıl yürüyoruz?
26 000 HAFIZ
Hafızlık Belgesi ömür boyu geçerli…
Tarih: 29.12.2011 Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü verilerine göre son on yılda 26 bin 454 kişi hafızlık belgesi almaya hak kazandı.
Verilen bilgiye göre, hafız olan bayan ve erkeklerin birbirine oranlarına bakıldığında dikkat çekici bir ayrıntı göze çarpıyor. İstatistikte, son on yılda hafız olan bayanların sayısının erkeklerin sayısından 2 bin 674 kişi daha fazla olduğu görülüyor. 2001 yılından itibaren toplam 26 bin 454 kişi hafızlık belgesi almaya hak kazanırken, hafızların 11 bin 890’ı erkek, 14 bin 564’ü bayan olarak kayıt altına alınmış.
Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 1975 yılından itibaren tuttuğu istatistikte ilginç ayrıntılar da bulunuyor. İstatistiğe göre 1975 yılında bin 402 erkek hafızlık belgesi alırken, bayan sayısının sadece 2 olması dikkat çekiyor. İstatistikte ayrıca 1975 yılından bu yana 67 bin 245 kişiye hafızlık belgesi verildiği bilgisi de yer alıyor. (Diyanet web sitesinden)
BAŞKAN’DAN CAMİNİN ANLAMI
“Kalplerimizi birleştirmek için var olan Camiler, sadece ibadet mekanları değil aynı zamanda birlik mekânlarıdır. İmamların namazı kıldırmadan önce cemaate dönüp de 'saflarınızı sıklaştırın' uyarısı sadece 'bedenlerinizi düzgün tutun' manasını ifade etmez. Aynı zamanda 'ruhlarınızı birleştirin, kalplerinizi kaynaştırın' anlamına gelir. Gönüllerimizi, yüreklerimizi imar ederek aramızda birlik oluşturmak camilerimizin en önemli özelliklerinden biridir”.
“Biz, bütün yeryüzünü imar etmekle mükellefiz…”
“Biz, yalnızca mescitleri ve camileri imar etmekle mükellef değiliz. Biz, bütün yeryüzünü imar etmekle mükellefiz. Ancak karıştırdığımız bir nokta var. İmar başka, inşa başka şeydir. Biz şimdi cami inşa ettik. Birazdan secde-i Rahman’a kavuşarak camimizi imar edeceğiz”.
“Gönül dünyaları harap olanlar mescitleri imar edemezler…”
“Gönül dünyaları harap olanlar mescitleri imar edemezler” “Camileri ve yeryüzünü imar edebilmek için önce gönül dünyamızı imar etmemiz gerekiyor. Gönül dünyamızın imarı için de yolumuz mescitlerden, camilerden geçmelidir. Biz mescitleri mamur kılarsak, mescitler de bizi mamur kılar. Biz mescitleri harap bıraktıkça bizim gönül dünyamız da harap kalır.” (Diyanet İşleri Başkanı Prof Dr. Mehmet Görmez)