‘Dağa kızıp ovaya inmek’ nasıl bir ‘duygu’ halidir? Bir başka ifadeyle, fare dağa kızarsa, dağın bundan haberi olur mu?

Bir dost yazmış: çok bilenlerin beyinleri belli yaştan sonra iflâs ediyor... Dilleri ise saçmalamaya başlıyor... Acaba diyorum, bunları kimi kast ederek söylemiş olabilir?

‘Öküz altında buzağı aramak' ne anlama gelmektedir. Böyle yapan ‘insanlar’ var mıdır günümüzde? Varsa nerelerde yaşarlar? İnsanların bir kısmı, buzağıyı inek altında aramazlar da, niçin öküz altında ararlar?

‘Helâl’ ve ‘haram’ kavramlarına inanmayanların, kanundan kurtulmaları halinde adam öldürmelerinde, cinayet işlemelerinde, hırsızlık yapmalarında ve kan içmelerinde bir mahzur var mıdır?

Birileri, sosyal paylaşım sitelerinin birinde (yüz-kitabı), birilerini kast ederek şöyle demiş: (affınızla) dünkü sı.tığım b.k, çıktığı yeri beğenmiyor? Acaba, muhatap ne yapmış olabilir? O zat, kimi kast etmiş olabilir?

Çevrelerinde kendilerini iyi tanıyan insanlar tarafından ‘ahlâksız’ olarak bilinen insanlar. Acaba, ‘balıkların su içinde yaşayıp suyun farkında olmadıkları’ gibi, onlar kendilerinin ‘ahlâksız’ olduklarının farkında mıdırlar?

Koala… İlginç bir hayvandır. Üzerinde yaşadığı ağacın yapraklarını yer. Bunlar uyuşturucu özellikte olduğu için hayvan uyur. Uyandığında acıkır, yine yer ve yine uyur! Çark böyle döner... Acaba diyorum, insanların da böyle olanları var mıdır ki?

Makûl, mütevazı, toleranslı ve müsamahalı olmakla bilinen biri, birilerin yaptığı bir ‘ahlaksızlık’ ve ‘edepsizliğe’ karşı ‘çok sert bir tepki’ verirse, sahip olduğu vasıfları kaybeder mi? Mesela, o kişilere, ‘kodum mu… ‘ diye başlayan bir cümle ile hitap etse, haksız mıdır?

Nedendir bir türlü anlayabilmiş değilim. Yıllar yılı yakın veya uzak ‘çevresi’ tarafından ‘ahlâklı’ veya ‘ahlâkı düzgün’ bilinen bazı insanlar, bürokraside önemli bir mevki ve makama getirildiklerinde, kendilerine hemen ‘ahlâksız’, ‘rantçı’, ‘çıkarcı’ ve benzer sıfatlarıyla bilinen insanları kendilerine ‘yardımcı’ olarak atar ve onlarla ‘çalışmayı’ tercih ederler? ‘Dürüst’ ve ‘ahlâklı’ olan insanlarla ‘çalışmak’, onlara neden ‘hoş’ veya ‘uygun’ görünmez?

Birileri, sosyal paylaşım sitelerinin birinde (yüz-kitabı), iktidardaki partiyi kast ederek, ‘bu ülkede 70 milyon eşek (yani Türk Milleti) var’ demiş. Buna kızan birisi de: ‘Türkiye’de nüfus 75 milyon, bunun 70 milyonu eşşek olduğuna göre, geri kalan kısmı, hangi tür mal veya hayvanat içinde, meselâ, öküz, sığır, manda, tavuk veya tavşan içinde yer alır?’ diye sormuş. En önemlisi de o hükmü verenin kişinin, bu gruplar içinde, hangisinde yer aldığı imiş. Verilen hükme, soru ile cevap veren kişinin sorusunda haklılık payı var mıdır?

Âhh, ahh…

Bunlar ne biçim sorular böyle?

Birileri çıksa da daha düzgün, herkesin hoşuna giden sorular sorsa olmaz mı?