İş adamı ve sanayici Mustafa Nurdoğan abimiz, vatsap yoluyla bu başlık altında bir yazı gönderdi.  

               Çok sevdiğim “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” şarkısının nereden neşet ettiğini bendeniz de bu yazı ile öğrenmiş oldum.  

              Mezarını bulmada gayret sarfeden Mustafa abimize teşekkürü bir borç bilirken, sessiz sedasız Kıbrıs’a gidip mezarını ihya eden rahmetli Barış Manço’ya da sonsuz rahmetler niyaz ediyorum. Ziyasetçiler olsa kırkbin defa reklamını yapar, yaptırılan mezarı bile kimbilir törenle açar, kurdele keser, Manço’nun mevtası üzerinden de ikbal ve istikbale taş döşerler miydi bilemem! 

               Mevla usta sanatçı, anlamlı ve dolu söz yazarı B.Manço’ya gani rahmet, merhamet ve mağfiret eylesin. Allah taksiratını af eylesin inşallah. 

               Hüda, ömrünü, şu günlerde de hayati olan çiftçilikle ve  infak, hayır, hasenat ile geçiren Mehmet Ağa’ya da gani rahmetler eylesin. Böylesine çalışkan, üreten, veren, yardımdan geri durmayan, cömert, dürüst ve asil “GERÇEK AĞA” lara, ağabeylere  günümüzde ne kadar da muhtacız! DEVEYİ HAMUDUYLA YUTAN GÜNÜMÜZ HIRSIZLARINA örnek olsun. 

               Böyle ağa-ağabeylerimizin çok olması dilek ve niyazıyla, işte M. Nurdoğan abimizin  o anlamlı, duygulu ve düşündürücü “ SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA” yazısı: 

               “”Barış Manço’nun 1979 Yılında meşhur ettiği, Mehmet Ağa Aslen Karamanlı bir Toprak ağasıyken, Osmanlı dönemi yetkilileri Mehmet ağayı çağırarak, Kıbrıs Girne’de büyük bir arsa vermişler. “Karaman’daki bahçelerin gibi ek, biç, halka iş ver, bizde sana toprak bağışlayalım, hayvancılık ve tarımı geliştir” derler...  

             1810-1920 tarihleri arasında yaşamış olan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa; Karaman’dan Kıbrıs’a 5 kardeşini de alıp gitmişler.  

             Yörük Türkmen’dir...  

             Kıbrıs’taki köyünün adının “Göçeri” olması, Yörüklerin konar göçer hayatından gelmektedir.  

             “Yörükler köyü” de derlermiş Göçeri köyüne ..  

             Sarı Çizmeli Mehmet ağa, devlete söz verdiği gibi, tarımda ve hayvancılıkta binlerce kişi çalıştırır, iş verir ve  büyük bir aile olurlar...  

             3 bin dönüm toprağı varmış.  

             Kavgalıları barıştırır, bekarları evlendirir, eşyalarını hediye eder, ev verir, en az da bir dönüm toprak bağışlarmış.  

            Fakir fukara bir kahvehaneye, ya da lokantaya gittiğinde para ödemez, yer içer, tüm hesapları Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ya yazdırırlarmış.  

           Ağa her Cuma namaz öncesi esnafları dolaşır, halkın borçlarını ödermiş.  

              Kendi gibi gönlü de zengin bu ağa, malını mülkünü hep başkalarının hesabını ödeyerek harcadığından, yokluk içinde ölmüştür.  

             Torunları hala Girne İli, Dikmen Beldesi, Göçeri Köyünde yaşamaktadır. 

              Kıbrıs’a gittiğim zaman, bu mezarı arayıp buldum.  

              Beni çok üzen konu ise, mezarın sahipsizliği...  

              Kabri aradığımı taksiciye söyleyince, Öyle bir bakış attı ki anlatamam...  

             " Abi ben yıllardır burada taksiciyim, böyle bir mezar duymadım" dedi..  

             Gittiğimiz köyde bir amcaya denk geldik ve sorduk. Taksicide kulaklarıyla duydu ve amcada aynen böyle diye doğruladı ve bize mezarı şu karşı tepede diye gösterdi.  

             İşte bu hikayeyi 1971’de Kıbrıs’a gittiğinde duyan ve araştıran Barış Manço, kabri ziyaret eder. Fakat çok bakımsızdır kabri.  

             1977 Yılında “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” şarkısını yapar.  

             Sonrasında Mehmet Ağa’nın köyündeki mezarını yaptırır (1982).  

            Şimdi sözlerinin daha bir anlamlı olduğunu fark edeceksiniz:  

            “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa. 

            Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi?  

            Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi? 

            Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için, 

            Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi ? 

            Yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı. 

             Sarı çizmeli Mehmet ağa, bir gün öder hesabı. 

             Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile. 

             Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile. 

            Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu. 

            Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile. 

            Yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı. 

            Sarı çizmeli Mehmet ağa, bir gün öder hesabı. 

            Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı? 

            Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı? 

            Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış. 

            Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı? 

            Yaz tahtaya bir daha, tut defteri kitabı. 

            Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı.””