Sandıktan çıkan Yeni Türkiye gerçeği, 7 Haziran'dan önce durduğumuz yer ve durma biçimimiz dolayısıyla, seçimden önceki hassasiyetimizi sürdürmemiz gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.

Aslında sadece yazının başlığı şimdi ve bundan sonra ne yapmamız ve ne söylememiz gerektiği kadar nerede durmamız gerektiğini de açıkça söylüyor.

Rahmetli Erbakan'ın Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Yenilikçi ekibin lideri,i AK Parti'nin kurucusu, ilk Başbakanı ve 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, seçim sonuçlarını yorumlarken, Türk siyasi geleneğinin, devletin ve tabii milletin büyük talebini de dile getirdi.

Gerçekçilik ve sağduyu konusunda tartışmasız herkesin ortak akıl, güven ve tecrübe makamı olan Cumhurbaşkanımız Sayın Gül ne dedi?

“Meşgul olurlar diye arkadaşları seçim günü, sonuçlar açıklanmadan aramıştım. Seçimler sonuçlandı. ‘Milletin iradesi tecelli eder’ demiştik, etti. Herkes millet iradesine saygı duyacak, yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki herkes zaten duyuyor... Sonuçları panik yapmadan, sağduyulu bir şekilde değerlendirmeliyiz. Nihayetinde çok partili bir sistemde yaşıyoruz. Bu tür sonuçlar her zaman çıkar. Geçmişte de çok yaşandı. Herkes çok çalıştı, çok yoruldu. Beraberce bir hükümet kurmayı denemek lazım. Seçim kolay bir şey değil. Memleketin nasıl yönetileceği konusuna bir annenin çocuğuna yaklaştığı gibi yaklaşmak lazım. Yani ülkenin annesi gibi... Olgun bir şekilde.”

11. Cumhurbaşkanımız, "Anne gibi" diyor.

Hepimizin sorumluluk alanını ve duracağı yeri net olarak belirliyor böylece.

Eğer bunu başarabilirsek, bir cennette yaşama imkânına ve fırsatına sahibiz. Malum "Cennet annelerin ayağı altındadır."

Yoksa?

Bu ülkeyi cehenneme çevirmenin bedelini o cehennemde hep birlikte yanarak öderiz.

11. Cumhurbaşkanımız bu ülkenin ve bu milletin bunu hak etmediğini ifade ediyor, biz de buna bütün aklımızla ve bütün kalbimizle katılıyoruz.