İlimizde kurulu organize sanayi bölgelerine, gazete sahipleri olarak bir dizi ziyaret gerçekleştirince bizzat görmüştüm, sanayide gözle görülür ve dahi elle tutulur gelişmeleri…

Her biri birbiriyle yarışır hale gelen ve sanayinin hemen her dalında faaliyet gösteren kuruluşların hedefi, iç piyasa yanında ihracatla ülkeye önemli oranda döviz girdisi sağlayacak üretime yönelmek…

Kurucu kuşakla başlayıp gelişen ve genişleyip giderek teknolojinin her imkanından faydalanıp, kalite ve fiyatı yönüyle tercih edilir çeşitli sanayi ürünleri imal eden ikinci ve üçüncü kuşak, işinin ehli, konusunun uzmanı genç nesillerin yeni yeni fabrikalar kurması, ülkemizin bu kadar kısa sürede nereden nereye geldiğini göstermesi yönüyle önemli olsa gerek…

Birer yıldız olarak Konya, Kayseri, Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep gibi Anadolu şehirleri yanında Bursa, Denizli, Balıkesir ve daha pek çok ilde kurulu sanayi kuruluşları ile yarışır hale gelen Sakaryalı iş adamlarınca kurulmuş şirketlerden bir yenisini daha tanınma fırsatı buldum, önceki gün…

Hendek’te kapı-pencere imalatı ile başladıkları işi genişleterek, yaptıkları inşaatlar yanında çeşitli üretimlerle piyasanın güçlü firmaları arasına giren, sağladığı istihdam ve güvenilirlikle işini her geçen gün bir adım daha ileri taşıyan, böylesi güçlü kuruluşlar görmek, ülkemiz ve bölgemiz adına büyük kazanç olsa gerek…

Küçük ölçekte olsa bile konularında uzmanlaşan, ürünlerini çeşitlendiren nice isimsiz firmaların olduğu organize sanayi bölgelerimizin varlığı, ülkenin geleceği adına olumlu bir göstergedir, hiç kuşkusuz…

Yalnız ilimizde değil, ülke genelinde alanlarında ileri gitmiş böyle isimsiz, tanıtımsız işletmelerin sayısının artması, geleceğe daha olumlu ve ümitli bakmamızı sağlıyor…

Böyle ufaktan başlayıp giderek holdingleşen fabrikalarıyla ülkemizde eksik olan tek şey, kendi sanayisine ve üreticisine karşı duyulan güvensizliğin bir an önce ortadan kaldırılıp, sanayicilere ve yatırımcılara sahip çıkılmasıdır…

Ve her şeyin ötesinde devletin bürokratik engel yerine ihracatı özendirici bir yol ve yöntem izlemesi kaçınılmaz olmalıdır…

Hendek’e 14-15 kilometre mesafede, ormanla çevrili dağlar arasına kurulmuş, benim açımdan keşfedilmemiş doğa cenneti sayılan Karadere’deki bir alabalık tesisinde noktalanan bu müthiş geziden kalan izlenimler böyle…

Ülke kalkınmasında önemli rol oynayan böyle firmaların her gün daha da arttığını görmek insanı mutlu ediyor…

Hendek ziyaretimize katılan, bir yeni işletme ve doğa harikası bir cennet köşeyi keşfetmemizi sağlayan dostlara “Nilüferler” gitsin istedik…