Bugüne kadar Sakaryaspor’la ilgili çok fazla köşe yazısı yazmadım…

Belki de hiç yazmamışımdır…

Bu, futboldan anlamadığım veya sporla ilgilenmediğim anlamına gelmiyor…

Herkes işini yapsın kabilinden bu sahaya el atmadım sadece…

Ama artık dayanamıyorum…

Takımın içine düştüğü durumu gördükçe içim sızlıyor…

Bilindiği gibi mevcut yönetim Mayıs’ta kongre kararı aldı…

Eleştirilerin odağındaki isim Selahattin Aydın’ın yeniden aday olup olmayacağı belli değil…

Belli ki ciddi bir aday ve liste bu işe talip olmazsa Selahattin Aydın ve ekibi yola devam edecek…

Kongre kararı alınınca şehirde birkaç kişinin ismi dolaştı başkan adaylığı için...

Bunlardan biri de halen Adapazarıspor’un başkanlığını yapan İbrahim Nalbant…

İbrahim abiyi 30 seneden beri tanırım…

İşini düzgün yapan, dürüst, ahlaklı ve yetenekli bir insandır…

Spora, özellikle futbola yakın ilgi duyan ve bu alanda mesai ve para harcayan bir insandır…

Yıllarca semtimizin takımı Garajlar Taçspor’a başkanlık yaptı…

Daha sonra Adapazarıspor’un başına geçti…

Yakından bildiğim için söylüyorum, başkanlık dönemlerinde kamyonla para harcadı…

Ne için; bu şehrin bir takımı daha profesyonel liglerde olsun, bu şehrin çocukları sporla ilgilensin diye…

Olağanüstü çabasına, emeğine ve mesaisine karşılık bu amacına ulaşamadı…

Ama futbol aşkından, şehre olan bağlılığından hiçbir zaman vazgeçmedi…

İbrahim abi bu şehirde herkesin sevip saydığı biridir ve de ticari zekâsı son derece kuvvetli bir insandır…

Ölü yatırımlara yelken açmaz…

Bildiğimiz gibi spor kulüplerinin en büyük problemi finansal sorunlardır…

İyi bir listeyle, bu şehirde herkesin saygı duyduğu bir yönetimle yola çıkar ve başkan seçilirse bence finansal açıdan kulübü düzlüğe çıkarır…

Sakaryaspor’un parası çarçur oluyor mu, tabiri caizse birileri malı götürüyor mu, kulübe harcanan paralar heba oluyor mu diye hiç kimse endişe duymaz…

Haramı helali bilen, son derece dürüst ve ahlaklı kişiliğiyle kulübün bir delikli kuruşunu dahi heba etmez…

Bunun yanında başta kendisi olmak üzere, yönetiminde bulunan insanlar elini cebine atar…

Sözün özü bize ne lazım: Yöneticilik kabiliyeti olan, ekonomiden ve futboldan anlayan, dürüst ve de ahlaklı başkan ve yönetim…

İşte bu saydığım özelliklerin hepsi İbrahim Nalbant’ta var…

Öyle bir derdim olmamakla beraber öyle bir derdi olanlar için söylüyorum; yüzde yüz yerli, yani Manav…

Bu şehirde doğup büyümüş ve de şehrin dinamiklerini, sporun cilvelerini çok iyi bilen bir insan…

İşte bu sebeple benim başkan adayım İbrahim Nalbant’tır…

Gelelim işin sportif boyutuna…

Finansal problemlerden sonra en temel sorunumuz ne: Sürekli değişen hoca ve futbolcular…

Biri geliyor, biri gidiyor…

Ona tazminat, buna bilmem ne, şuna şu kadar, buna bu kadar derken kulübün zaten kısıtlı olan imkânları heba oluyor…

Kadro yapısında ve teknik ekipte bir türlü istenilen istikrar sağlanamıyor…

Ne yapmak lazım: Gerçek manada futboldan anlayan, bu işi profesyonelce yapabilecek bir isme futbol şubesini teslim etmek lazım…

İşte bu noktada da benim favorim Metin Çerlik’tir…

Abartmadan söylüyorum ki bu şehirde futboldan en iyi anlayan adam kendisidir…

Bu işin ordinaryüsüdür…

Sakarya’nın Rıdvan Dilmen’idir…

Değil sadece Sakarya, Türkiye liglerinde neler oluyor, Avrupa ve Dünya’da ne filmler dönüyor adı gibi bilir…

Hangi hoca ne iş yapmış, hangi futbolcu hangi takıma ne katmış; hepsini bilir…

Futbol nasıl oynanır, hangi sistem başarı getirir, eldeki kadro hangi sisteme uygundur, harfiyen bilir…

Hangi hoca başarılı olur, hangi hocaya ve hangi futbolcuya ne kadar para ödenir; ciğerini bilir…

Benim elimde imkân olsa hiç düşünmeden Metin abiyi Sakaryaspor’a sportif direktör yaparım…

“İstediğin hocayı getir, istediğin futbolcuları transfer et, bu alanda bütün tasarruf yetkisi sende” derim…

Tüm kalbimle inanarak söylüyorum ki futboldan bu denli anlayan bir insandan şehir olarak yararlanmamak cinayet sebebidir…

Sözün özü İbrahim Nalbant benim başkan adayım, Metin Çerlik de sportif direktör adayım…

Kabul ederler etmezler bilemem, akıllarında vardır yoktur onu da bilemem ama benim düşünceme göre bu ikili Sakaryaspor’u düzlüğe çıkarır…

Yeter ki arkalarında durulsun, yeter ki sebat edilsin…

Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu olmak üzere gerçekten Sakaryaspor’u seven ve düşünen insanlar bu iki isme destek olsun…

Şu senin adamın, bu benim adamım, şu şu partili, bu bu görüşten işleri geride kalsın…

Artık bu şehrin ve bu kulübün kaybedecek bir saniyesi bile yok…

Ve de ne çektiysek adamcılık yapmaktan, particilik yapmaktan çektik…

O varsa ben yokum, şu varsa destek olurum edebiyatından vazgeçelim artık…

İnsanların hangi partili olduğu, hangi dine inandığı, hangi ırka mensup olduğu zerre kadar önemli değil…

Kişisel özellikleri, konuşma tarzı, saçının rengi, gözünün rengi, giydiği pantolonun rengi önemli değil…

Kim olursa olsun, işini düzgün ve profesyonelce yapsın…

Bir kez olsun iş ehline verilsin…

Kim olursa olsun…

Yeter ki adam gibi adam olsun…

Yeter ki kalbi bu şehirle ve de bu şehrin yeşil siyahlı takımıyla birlikte çarpsın…

İbrahim Nalbant ve Metin Çerlik örneğinde olduğu gibi…