Yeni tip koronavinüste (Kovid-19) mutasyon olduğu ancak bunun belirli kurallar, sınırlar çerçevesinde olağan seyrettiği ve hastalık şiddetiyle ilişkilendirilmiş özel bir mutasyonun olmadığı belirtildi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Viroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Şahiner,koronavirüste görülen mutasyonlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Koronavirüs salgınıyla mücadelenin tüm dünyada hala etkin bir şekilde sürdüğünü belirten Şahiner, SARS-CoV-2'nin birçok RNA virüsü gibi sürekli küçük değişimler gösterdiğini ve küçük mutasyonlara uğradığını hatırlattı.
Koronavirüslerin insanları enfekte eden RNA virüsleri arasında mutasyon düzletme özelliğine sahip tek virüs ailesi olduğunu anlatan Şahiner, "Yani mutasyon oranı sınırlı, çok büyük değişiklikler beklenmemeli. Bu özelliği nedeniyle enfeksiyon yapma kabiliyeti olan (inaktive edilmemiş) virüs aşılarında bu düzeltici gen bölgesi çıkarılıyor. Sonuç olarak, evet mutasyon var ama belirli kurallar ve sınırlar çerçevesinde olağan bir şekilde seyrediyor." dedi.
Şahiner, oluşan her mutasyonun hastalık şiddetini veya bulaştırıcılığı etkilemediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Diyelim iki kat daha bulaşıcı bir varyant ortaya çıktı ve bu virüs de bir süre sonra mutasyona uğruyor. İki adım ileri bir adım geri ama 100 adım ileri 100 adım geri değil. Kedi kedidir, biraz büyür, biraz zayıflar, biraz saldırganlaşabilir, ama aslan da olmaz fare de. Her şeyin bir sınırı var."
"Mutasyona ilişkin yüzde 70 daha bulaşıcı virüs tabiri yer alıyor." diyen Şahiner şu bilgileri verdi:
"Eğer bulaştırıcılık katsayısının (R0) 1,0 iken 1,7 olması gibi bir durumdan bahsediliyorsa bunu viral mutasyona bağlamak çok zor, hatta imkansız. Hem Türkiye'de hem Çin'de hem de diğer birçok ülkede salgının belirli dönemlerinde alınan önlemlere ve toplumsal farkındalığa bağlı olarak R0 değerinin 0,7 ile 7 arasında 10 kat kadar değiştiğini gördük. Virüs 10 kat bulaştırıcılık sergileyen bir mutasyon göstermedi, önlemler bulaşı 10 kat azalttı veya tam tersi.
Deneysel koşullarda yapılan iki ayrı çalışmada 2003 SARS ve Kovid-19 kıyaslandığında, çalışmalardan birinde Kovid-19'u 10 kat, biri 20 kat daha bulaştırıcı buluyor. Böyle olunca yüzde 70 daha bulaşıcı tabiri sadece bir ölçümü ifade ediyor ve veri deneysel bir ölçüm bile olmayabilir. Çünkü bu ince farkı ölçmek çok zor, sadece epidemiyolojik verilere bağlı bir tahmin olabilir. Hatta bu yüzde 70 artan bulaştırıcılığın nasıl ölçüldüğüne dair hiçbir data yok sadece olabilirlik ifade eden cümleler ve yorumlar var. "
"HASTALIK ŞİDDETİYLE İLİŞKİLENDİRİLMİŞ ÖZEL BİR MUTASYON YOK"
"Virüs mutasyona uğradı" tabirinin teknik olarak "hatalı" olduğunu ifade eden Şahiner, bu virüsün tek bir varlık olmadığını veya bir kuş sürüsü ya da küçük balıklardan oluşan bir sürü gibi senkronize hareketler sergilemediğini söyledi.
Şahiner, "Binlerce farklı virüs partikülü var dolaşımda. Biri bir adım ileri, biri bir adım sağa, biri bir adım geriye gidiyor, sürekli bir hareket söz konusu ama düzenli bir ordu gibi hep birlikte adım atmıyorlar." diye konuştu.
Bu düzensizlik içinde bir düzen bulunduğunu, adım sayılarının birbirine benzediğini belirten Şahiner, "Ancak aşı kullanımının yaygınlaşması ile belki belirli varyantlar seçilime uğrayabilir. Şu an aşılar henüz yaygın olarak kullanılmadığı veya spesifik bir ilaç olmadığı için özel bir seçilim yok. Epidemiyolojik açıdan bölgesel farklılıklar olabilir ama hastalık şiddetiyle ilişkilendirilmiş özel bir mutasyon yok. Sonuç olarak yeni ve endişe oluşturacak bir durum yok. Salgınlar doğar, büyür ve ölür. İstatistiksel hesaplamalarla hızı ve süresi öngörülebilir." değerlendirmesinde bulundu.
"DOĞRU MASKE KULLANIMI ÇOK ÖNEMLİ"
Salgınla mücadele sürecinde en önemli korunmanın doğru maske kullanımı olduğunu vurgulayan Şahiner, "Maske çok önemli viral yükü azaltıyor, hastalığın şiddetli seyretmesini önlüyor, aşılama gibi." dedi.
Herkesin maske kullanması, fiziksel mesafeye dikkat etmesi, kalabalık ortamlardan kaçınması ve hijyene özen göstermesi gerektiğini anlatan Şahiner, bireysel korunmanın aynı zamanda toplumsal korunma için de büyük önem taşıdığını kaydetti.

Editör: Haber Merkezi