Sakarya Anadolu Psikologlar Derneği Başkanı Uzman Klinik Psikolog İlhan Bozkurt, son dönemlerde artan şiddet olaylarının psikolojideki yerini anlattı. Gazetemize açıklamalarda bulunan Bozkurt, salgın sürecinin yol açtığı belirsizlik ve tedirginliğin önemli bir rol oynadığı ifade etti.

ÇOCUK YAŞTAN İTİBAREN
Şiddetin nesilden nesile devam ettiğine dikkat çeken Bozkurt, “Son dönemlerde kadına şiddet başta olmak üzere şiddet haberlerine daha sık rastlıyoruz. Şiddet davranışları küçük yaşlardan itibaren öğreniliyor. Çocuk, ailede, akran grubunda, okulda ya da izlediği filmlerde şiddet olaylarına maruz kalırsa şiddeti bir çözüm aracı olarak öğreniyor. Mesela daha bebeklik çağında çocuğu sevmek veya korkutmak amacıyla poposuna atılan ve masumane görünen bir şaplağın bile çocukta şiddet davranışlarının gelişmesine neden olduğu yönünde araştırma bulguları var. Ya da onlarca çocuk eğitimi kitabı okuyan bir anne eğer kendi anne babasından küçükken şiddet gördüyse çocuğuna yetemediği durumlarda kendi anne babasının yöntemlerine geri dönüş yapabiliyor. Bu da nesilden nesile aktarıyor” dedi.

ARTIŞ GÖSTERDİ
Son 2 yılda psikolojik sorunların artış gösterdiğini belirten Bozkurt, “Son 2 yılda özellikle kaygı bozukluklarının ve buna bağlı diğer psikolojik sorunların artması bizim açımızdan aslında beklenen bir sonuçtu. Bu süreçte birçok kişi kendisine veya yakınlarına kötü bir şey olmasından, ekonomik kayıp yaşamaktan, hastalanmaktan, gelecekte başına ne geleceğini kestirememekten dolayı kaygı ve korku yaşadı. Bazı kişilerin ise maalesef korktuğu durumlar başına geldi. İnsanların tedirginlik halinin uzun süre devam etmesinin beraberinde; anksiyete, depresyon, panik bozukluk veya uyku bozukluğu gibi çeşitli psikolojik sorunlara yol açması kaçınılmazdır” ifadelerine yer verdi.

53 MİLYON YENİ VAKA
Dünya genelinde 53 milyon yeni depresyon vakası olduğunu söyleyen Bozkurt, “Araştırmalar Covid-19 sürecinde dünya genelinde depresyon vakalarında yüzde 28’lik bir atış olduğunu gösteriyor. Bu oran 53 milyon yeni depresyon vakası demek. Yani hayattan zevk alamayan, enerjisi tükenen, gelecekle ilgili umutları azalan, intihar düşünceleri olan kişilerin sayısı önemli ölçüde arttı. Ayrıca takıntı hastalığı olarak bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk hastalarında da özellikle hastalık bulaşmasıyla ilgili takıntılarda bu dönemde artış olduğu görülüyor. Çocukların ruhsal tedavi başvurularında da yüzde 30’lara varan artış olduğu yönünde araştırma bulguları var” şeklinde konuştu.

PSİKOLOJİK DESTEK
İnsanların bu süreçte psikolojik destek alması gerektiğinin altını çizen Bozkurt, “Sıkıntılar ne kadar fazla olursa olsun her sıkıntının sonu mutlaka ferahlıktır. Salgın sürecinde de eskiye göre önemli ölçüde kontrollü bir yaşam sağlandı. Bu nedenle en yakınızdan başlayarak insanlara umut aşılamak önemli. Sabırlı olmak ve psikolojik dayanıklılığımızı artıracak aktivitelerde bulunmak, düzenli uyku ve beslenme, yeni hobiler edinmek, yaşamı anlamlı kılacak amaçlar edinmek, amaçlar uğruna yaşamak ve hayata daha büyük pencereden bakmak zorlu dönemlerde insana güç verir. Kendi başınıza baş edemediğiniz durumlar için yardım almak ise yükünüzü hafifletir” dedi. Şevval GEÇİN

Editör: Haber Merkezi