Koronavirüs denilen illet, giderek azalacağı yerde aksine bir seyirle daha da korkutucu ve dahi bulaşıcı bir hal aldı…

Bu doğrultuda yapılan mücadelede Türkiye, dünya çapında başarılı ülkeler arasında yer alırken, en yetkili ağızlardan tehlikenin giderek çok daha farklı ve hızlı bir yayılmayla sağlımızı tehdit eder hale geldiğini öğreniyoruz…

Hal böyle iken, yurt genelinde Kovıd-19’a yakalanmış hastalar nedeniyle dolup taşarken hastaneler, yetkililerce yapılan son derece ciddi ikazlara aldırış etmemek ve dahi böyle bir tehlikeyi yok sayıp günlük yaşama devam etmek, ne denli ve ne derece doğrudur!

Her gün hasta ve ölen vatandaş sayısındaki artış dahi caydırıcı olmaktan uzak olunca, tedbirde duyarlı kişilerin uyarılarına sert bir üslupla karşılık veren magandaların oluşturduğu kavgalar, ülkemizde insan kalitesinin net bir göstergesi değilse nedir!

Hani derler ya; Ne zaman insan oluruz…

İşte sorunun cevabı bu olsa gerek…

İnsan kendisi için yapılmasını istemediği hiçbir menfi davranışı başkası için de istemediği, yani o şuura eremediği sürece, uyarılara da kulak asmayıp salt kendini değil tüm insanları tehlikeye sokar ve büyük vebal altına girer…

İşte böyle bir tablonun geliştiğini görmek; ailemiz, işyerlerimiz, şehrimiz ve ülkemiz adına bizi hayli düşündürüyor…

Maske, mesafe ve hijyen üçgeniyle bu acımasız virüsten korunmak mümkünken, sağlıkla dansa kalkanların sonunu görüyoruz; acı, gözyaşı ve hüsran…

Her gün artan vaka ve hayatını yitirenlerin sayısındaki artış, bizi bu vurdumduymaz anlayışın dışına çıkaramıyor ne yazık ki…

Bu arada hastanelerin fedakar sağlık çalışanları kendi hayatlarını riske sokmak pahasına katıp geceyi gündüze hizmet verirken, bir de ne görelim!

Bazı saygısız, kaba ve insanlıktan nasibini almamış barbarların saldırısına uğrayıp yaralanıyor, bu yetmiyor zaman zaman da hayatlarından oluyorlar!

Bu durum tüm sağlık personelinin moralinin bozulmasına yol açıyor…

Böyle olunca hizmet aksar, hiç kuşkusuz…

Cezalar caydırıcı olmaktan uzaksa, hastanelerimizde istenmeyen olaylar bitmek bir yana sürüp gider…

Takdir, teşekkür, dua beklerken saldırıya uğrayan sağlık personeli her şeye rağmen görev bilincini kutsal sayıp katlanırken zorluklara, bu koşullar altında hizmet vermeleri kolay mıdır!

Evet…

Bu ülke her şeyiyle ve dahi yönüyle bizimdir…

Görev yapan resmi-özel tüm sağlıkçılara, “kardeş” gözüyle bakmayıp farklı tutum ve davranış sergileyenler bilsin ki yaptıkları barbarlığın, bu dünyada sorulmazsa bile hesabı, onları kurtuluş değil, aksine adaletin şaşmadığı “hesap günü” bekliyor…

İşte o zaman işleri zor…

Bütün bunları göz önüne almak ve tüm zorluğa rağmen böylesine hayati bir mesleğin icracılarına karşı anlayışlı olmak erdemli insanların işidir…

İstenmeyen olaylara yol açmadan hayatı sorunsuz yaşamak istiyorsak toplum olarak birbirimize karşı anlayışlı ve saygılı olmak zorundayız…

Her gün artan vakalar nedeniyle hastanelerde ölüm-kalım savaşı veren insanların yakınları ve Koronavirüsle mücadelede elini değil gövdesini taşın altına koyan sağlıkçılarımız başta olmak üzere, tedbirlere uyan herkese ve her kesime  “Peygamber çiçekleri” gitsin istedik…