Ulusal Kanser Haftası olarak belirlenen 1-7 Nisan tarihleri arasında kanser hastalığına karşı gerçekleştirilen taramalara katılımı artırabilmek için çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmekte. Özel Adatıp Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Erkan Arpacı’da bu haftaya istinaden hastalığı yaşayanlar ve ailelerine tavsiyelerde bulundu. Kanser sözcüğünün oluşturduğu korku ve kaygıdan söz eden Arpacı, hastalığı geçiren kişilere yaklaşımda dikkat edilmesi gereken unsurlara değindi. Arpacı, “Yaşam serüvenimizin herhangi bir noktasında kendimizin, arkadaşlarımızın ya da ailemizden birinin kanser tanısı alması çok uzak bir ihtimal değildir. Birçok kişi hastalığın tanısı ve seyri sürecinde nasıl davranması gerektiğini bilmemektedir, bu bilinmezlik süreci beraberinde duygusal çatışmalar, anksiyete ve depresyon getirmektedir” dedi.

“HASTAYLA KONUŞMAKTAN ÇEKİNMEMELİ”

Doç. Dr. Arpacı, “Bu süreçte karmaşık tıbbi bilgiyi anlamaya çalışmak, zor tedavi kararlarını vermek ve kabul etmek, tedavinin yan etkileriyle başa çıkmak, hastalığın yinelenmesi korkusuyla yaşamak ve hatta bazıları için yaklaşmakta olan ölümü karşılamak, yaşam kalitesini etkiler. Hasta yakınları yaşadığı bu zor süreçlerle ilgili duygularını paylaşmaktan ve hastayla konuşmaktan çekinmemelidir. Onların duygularını dürüstlükle anlatıyor olması, hastanın da kendi duygularının farkına varmasını ve ifade etmesini sağlayacaktır. Hasta ağlamaya başladığında onu susturmaya çalışmayın veya öfkelendiğinde bunun normal bir süreç olduğunu ve onu anladığınızı mutlaka dile getirin. Hastayla duygusal olarak gereken yakınlığı kuramadığınızı fark ediyorsanız, hastanın duygularına ulaşmakta zorluk yaşıyorsanız, fiziksel temas doğru bir seçim olacaktır” dedi.

“HERKESTEN DUYDUĞU BİLİNDİK CÜMLELERİ KURMAKTAN KAÇININ”

Hastanın kişisel rollerinden kopmadan, gündelik hayatına devam etmesinde yardımcı olunması gerektiğini ifade eden Arpacı, “Hastayla fiziksel temas kurmak istediğinizde boğucu ve doğallıktan uzak olmayın, önce hastadan izin alın ve daha sonra, hastanın elini tutmaktan ona sarılmaktan çekinmeyin. Hastaya herkesten duyduğu ve zaten bildiği cümleleri kurmaktan kaçının. ‘Bunu da atlatırsın, kimin ne zaman öleceği belli olmaz belki ben de trafik kazası geçirip öleceğim, moralini iyi tutman lazım, senden daha kötüleri var” gibi cümlelerden uzak durun. Bu cümleler hastalığı basit göstermez, sadece hastayı anlamadığınızı gösterir. Doktorunuzun ve hastanın fiziksel durumunun el verdiği ölçüde günlük işlerini aksatmasına izin vermeyin. Hastanın kişisel rollerinden kopmadan, gündelik hayatına devam etmesine yardımcı olun. Hastanın odasını ayırmayın ve diğer kişilerle görüşmesini kısıtlamayın. Her duyduğunuz bilgiyi hastaya söylemeniz hastanın daha çok endişelenmesine ve öfkelenmesine sebep olacaktır. Doktorunuz dışında edindiğiniz bilgilerle hastanın kafasını karıştırmamalısınız” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi