Madem hastalıklarımızın başlangıcı bilinçaltındaki travmalarımıza dayanıyor; o halde “Bu bilinçaltı nedir ve nasıl çalışır” bilmemiz gerekiyor…
Bilimsel bir izah olarak anlatmak benim işim değil, anlayabileceğimiz ölçüde örneklendirmem yeterli olacaktır…
Öncelikle bilinçaltının bizi koruma programı olduğunu bilmemiz gerekiyor...
Maddi dünyada karşılaştığımız her olayda meydana gelecek arızaları önlemek, hafifletmek ya da bedene hissettirmemek bilinçaltının görevidir…
Fakat bu görevi biraz kalıpsal yapar...
Mesela, beş yaşında bir çocuk bir parkta köpek tarafından korkutulduğunda bir şok yaşar ve korkar ve de hayatı boyunca tesir altında kalır…
Yani artık o bir travmadır ve çocuk elli yaşına bile gelse bir parkın önünden geçtiğinde ya da köpek sesi duyduğunda bilinçaltı devreye girer ve ona “Orada köpek var kaç” komutunu verir…
O kişi kalbini çarptıracak şekilde korku ve heyecan duyar…
Bilinçaltı, “Hemen kaçmalısın çünkü köpek var” der fakat bunun yıllar önceki bir olay olduğunu, artık büyüdüğünü ve korkmaması gerektiğini söylemez…
Sadece koruma duygusu ile “Kaçmalısın” der…
Etrafınızda gördüğünüz böcek korkusu, yemek korkusu, şimşek korkusu, yüksek ses korkusu, korna korkusu ya da aşırı öfke, aşırı kaygı, aşırı endişenin kaynağı bilinçaltının yıllar önceden oluşturduğu dürtülerdir…
Ve maddi manevi hastalıkların zor geçmesi ve tekrar etmesi de bilinçaltımızın tesiri ile olur…
Örneğin egzama, sedef gibi deri hastalıklarının sebebinin “derin ayrılıklar” olduğu tespit edilmiştir…
Bu ayrılık eşten olabilir, sevgiliden olabilir; ev, araba, memleketten ayrılma bile olabilir…
Bu ayrılıkların bir tanesi sizde derin izler bırakır ve hastalanmanıza sebep olur…
Siz tedaviye başlarsınız ve netice alırsınız ama bir müddet sonra tekrar aynı hastalık ortaya çıkar…
Yine tedavi olursunuz, tekrar nükseder…
Böylece hastalık bir ortaya çıkar bir kaybolur ve nedenini tam anlamadığınız için kesin çözümü bulamazsınız…
Peki, nedeni ne bunun?
Siz travmaya sebep olan olayı tekrar yaşarsınız; yani bir parkta oturursunuz ve aklınıza ayrıldığınız eşiniz ile burada oturduğunuz günler gelir…
Bilinçaltınız hemen devreye girer ve sanki daha dün ayrılmışsınız gibi bedeninizde hisler oluşturmaya ve hislere bağlı hastalıkları ortaya çıkarmaya başlar…
Hastalık geçer, sonra başka bir yerde yemek yerken “Eşim bu yemeği çok severdi” der ve efkarlanırsınız ve de bilinçaltı sanki dün ayrılmışsınız gibi sizi duyguya sokarak tekrar tekrar o ayrılık acısını tazeler…
Siz de her hatırada o acıyı bedeninize tekrar tekrar yaşatarak hastalığı ortaya çıkaracak kadar bedeninizi rahatsız edersiniz…
Tüm bunlar “Bana her şey seni hatırlatıyor” sedası ile bedeninize tekrar tekrar olur ve hastalık bir türlü geçmek bilmez…
İşte bilinçaltının bizi koruma kabiliyeti bu manada hastalıklarımızın uzamasına ve hiç bitmemesine sebep olur...
Peki, biz bu duruma nasıl müdahale edebiliriz?
İşte burada bilinçaltı temizleme teknikleri devreye giriyor…

Hastalık ya da takıntı, rahatsızlık veren huylarımız her ne ise… 
Bilinçaltını bir bilgisayar ara yüzü olarak düşünürseniz, o ara yüzdeki formülleri değiştirdiğinizde nasıl ki bilgisayardaki dokümanlar, komutlar da değişir, işte öyle biz de kendi ara yüzümüzdeki bölüme girip kodu değiştiriyoruz…
Nasıl yapıyoruz bunu?
Mesela, beş yaşında köpek travması yaşamış olan ve bu yüzden elli yaşında bile köpek sesinden kalbi çarpan, panik atak yaşayan ve donakalan kişiyi zihnen, hayalen ona tekrar beş yaşındaki durumu yaşatmak için bir nevi trans haline sokuyoruz…
Kişi o esnada sanki köpek saldırıyormuş gibi korkmaya başlıyor, kalbi, nabzı yükseliyor, ağlıyor ve bağırıyor…
İşte bu anda ona şu an elli yaşında olduğu, köpekten korkmasına gerek kalmadığı, köpekten güçlü olduğu ve ona zarar vermesinin mümkün olmadığı gibi ifadeleri tekrar tekrar sakinleşene kadar söyletiyorsunuz…
Baş bölgesinde, vurulduğunda bedende sakinlik oluşturan hormonları açığa çıkaran bölgelere de hafif vuruşlar yaparak bir nevi zihnindeki “Köpek var kaç” kodunu “Kaçmana gerek yok sen daha güçlüsün” kodu ile değiştiriyorsunuz…
Bu tarz korkuları evinizde hayalen eskilere giderek kendiniz de temizleyebilirsiniz ve tesirini anında test edebilirsiniz…
Ya da önce bir uzmanla birlikte bu seansı yapabilir ve daha sonra ailenizde varsa o tarz korku ve panik atakları temizleyebilirsiniz…
Bu kadar basit mi? 
Evet, bu kadar basit…
Ama siz antidepresan alıp, beyni uyuşturup, korkularınızı gözünüzü kapayarak geçirmek ve ilacın etkisi müddetince iyi olmak istiyorsanız size kolay gelsin…
Korkuların, vesveselerin, düşüncelerin, tekrarlarınızın sizi hasta yapmasından bu yöntem ve benzer metotlar ile kurtulmak gayet net, kalıcı ve ucuzdur…
Evlerinize kapandığınızda kendinizin ve ailenizin birçok hastalıklı halini bu yöntemlerle adeta ameliyat yapmış gibi etkiyle iyileştirebilirsiniz…
Bize ait yaşanmış travmaları düzeltebiliyoruz fakat hiçbir şekilde sizde bir travma olayı yaşanmamış ise o zaman nereden geliyor bu hastalıklar?
İşte o zaman annenin ya da babanın hikayesine bakıyorsunuz…
Nasıl ki genetik hastalıklar nesilden nesille aktarılıyor, aynı şekilde ruhi ve bedeni hastalıkların travmaları da anneden ya da babadan kaynaklı olabiliyor…
O zaman çözüm, annenin ve babanın bilinçaltındaki o korkuyu aynı metotla çözmekte…
Peki anne ya da baba vefat ettiyse?
İşte şimdi de kadim gelenekler dediğimiz, geçmişe yolculuğun ve ruh gücünün farkına varmanın zamanı demektir?
Geçmişe gidiyoruz ve geleceğimizi değiştiriyoruz…
Yani “Zamanda Yolculuk” yapıyoruz…
Nasıl mı? 
Onu da haftaya yazacağız inşallah…