Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, TV 264’te yayınlanan Kitabın Ortasından programının konuğu oldu. Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Engin Arapoğlu’nun sorularını yanıtladı.

ÖĞRENCİLERİ ÇOK ÖZLEDİK

Pandemi nedeniyle üniversitelerde uzunca bir süredir uzaktan eğitim veriliyor. Kimi uzmanlar uzaktan eğitimin pandemi bitse dahi artık hayatımıza girdiğini söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Mehmet Sarıbıyık: Bizim üniversitemiz uygulamalı bilimler üniversitesi ve biz kendi mottomuzu belirlerken ‘bilgiyi beceriyle bütünleştiriyoruz’ diye bir motto belirledik. Beceri eğitim dilinin uzaktan tamamen verilebilmesi mümkün değil; beceri bizzat yapılarak, uygulanarak, yerinde uygulanarak elde edilebilen yetkinlik. Dolayısıyla bizim üniversitemizin mottosuna uygun olan eğitim bir defa yüz yüze olmalıdır. Teorik kısmı uzaktan olabilir ya da dersin bir kısmı uzaktan gerçekleşebilir ama gerçek uygulama ile olan kısmın mutlaka yüz yüze olması lazım. Hocalarımız da uzaktan eğitim vermekten, cama konuşmaktan, bazen boş sınıfa bir şeyler anlatıyor olmaktan hiç mutlu değiller. Böyle daha çok çalışıyor olduklarını bizzat kendileri söylüyor. Bu şekilde etkileşim olmadan bir dersten öğrenciler de mutlu değil. Yönetici olarak biz de mutlu değiliz. Hangi bölümlerin dersleri uzaktan eğitimle verilebilir bununla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Ama bu böyle gelmiş böyle gider mi; gitmemesi lazım. Çünkü biz öğrencilerimizi çok özledik. İşin doğrusu sınıflar, binalar, mesire alanları, kantinler ve öğrencinin gezdiği dolaştığı kütüphaneler hepsi şu anda boş. Terk edilmiş gibi olduk! Dolayısıyla bundan da bir an önce kurtulalım diye ümit ediyoruz.

KRİZLERİ FAYDAYA DÖNÜŞTÜRMEK

Her kriz döneminin birtakım fırsatları da beraberinde getirdiği söylenir. Pandemi sürecinin sizin açınızdan avantajları ve dezavantajları neler oldu?

Mehmet Sarıbıyık: Akıllı insanlar krizleri faydaya dönüştürür, bunu bir faydaya dönüştürmek zorundayız; bizim ilk söylediğimiz şey buydu. Uzaktan eğitim sistemi ile ilgili üniversitenin yapılanmasını gerçekleştirdik. Artık benim hocam çok rahatlıkla dersi bir TV karşısında da verebilir hale geldi. Bu süreçte yüksek lisans yapanlar yüksek lisansını, doktora yapanlar doktoralarını tamamladılar, gerekli çalışmalarını gerçekleştirdiler. Bu dönem bu anlamda gerçekten bir fırsata dönüştü.

İKİ FAKÜLTE, İKİ MYO AÇTIK

Genel manada 2020’yi nasıl geçirdi SUBÜ?

Mehmet Sarıbıyık: 2020 yılında biz bu şehre 2 tane fakülte, 2 tane meslek yüksekokulu kazandırdık. 16 farklı programda öğrenci aldık. Biz bu şehre ziraat fakültesini kazandırdık ve kısa bir süre içerisinde hem yapılanmasını hem açılmasını hem öğrenci alımını tamamladık. Bunun üçünü aynı anda aynı yıl içerisinde yapabilmek gerçekten bir çaba istiyor. Yine sağlık bilimler fakültemizi açtık. Hele pandemi döneminde sağlığın ne kadar önemli olduğunu düşünürsek en önemli 2 fakülteyi sıfırdan bu şehre kazandırmış olduk. Akyazı’daki sağlık bilimleri fakültemizi hem kurduk, hem kurguladık, hem de hoca ve öğrenci alımını gerçekleştirdik. Yine Akyazı ve Kocaali’de meslek yüksekokulları açtık. Teknofest’e elektrikli araba ile ilgili katıldık ve arabamız 3 tane madalya birden aldı. Yine Teknofest’te insansız hava aracında Türkiye 5.cisi olduk. Bunlar sıradan başarılar değil. İşte daha önceki yıllarda Sayın Cumhurbaşkanımızdan YÖK üstün başarı topluma hizmet ödülünü aldık. Bu manada ülkedeki üç üniversiteden biriydik. 2020 yılı bitmeden 5 tane akademik dergi çıkarttık. 17 tane araştırma uygulama merkezi kurduk. Çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor.

SAĞLAM YAPILAR İNŞA ETMELİYİZ

Bilindiği gibi Sakarya birinci dereceden deprem bölgesi şehrin olası depreme hazırlanması noktasında sizce neler yapılmalı? SUBÜ’nün bu konudaki katkıları neler olacak?

Mehmet Sarıbıyık: Biraz önce söylemiştim; 17 tane araştırma uygulama merkezi kurduk. Bunlardan bir tanesi de deprem araştırma uygulama merkezi. Bu merkezde akademisyenlerimiz ciddi anlamda çalışıyor. Bizim çalışma alanımız depremin ne zaman olacağı ile ilgili değil, biz özellikle inşaat mühendisliği alanındaki hocalarımızla yapıyoruz bu çalışmayı. Deprem olduğu zaman insanların can ve mal kaybı olmayacak şekilde yapıların olması ile ilgili olan kısım bizi ilgilendiriyor. Biz sağlam yapılar, sağlam inşaatlar yapmak durumundayız. Bununla ilgili de bizim birtakım çalışmalarımız, öngörülerimiz ve önerilerimiz oluyor. 99 Marmara depreminden sonra hasar almış, tespit edilmiş ya da tespit edilememiş yorulmuş olan binalar var. Bu binaların tespit edilerek bunlarla ilgili birtakım tedbirlerin hızlı bir şekilde alınması gerekiyor. Bu binaların güçlendirilmesi ya da yıkılması, hangisi artık uygunsa hızlı bir şekilde yol almamız lazım. Biz de bu anlamda hem valilikle, hem büyükşehir beledimizle ortak çalışmaların içerisindeyiz. Her türlü katkıyı vermeye çalışıyoruz.

YENİ KAMPÜS ÇALIŞMALARI

Şu anda aynı kampüsü paylaşmanız nedeniyle SAÜ ile aranızda zaman zaman sıkıntılar yaşanıyor. SUBÜ’nün yeni kampüs çalışmaları ne aşamada?

Mehmet Sarıbıyık: Şayet yeni bir üniversite kurulmuşsa ayrı bir mekân, ayrı bir kampüsünün olması ile ilgili çalışmaların da yapılması gerekiyor. Biz bu çerçevede şehrin muhtelif bölgelerinde yaklaşık 10-12 civarında alanı inceledik ve bu sayıyı şehrin ilgili aktörleri ile birlikte 3 alternatife kadar indirdik. Kampüs yerine karar vermekle mükellef olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri. Bu hususta ince eleyip sık dokuyoruz. İnşallah en kısa zamanda bu kampüs yeriyle ilgili çalışmalar da neticelenmiş olur. Ben Sakarya Üniversitesi’nden ayrı değilim, SAÜ’de büyüdüm, SAÜ adına yurt dışında okudum, döndüm ve oraya hizmet ettim. Gerek yazılımdan, gerekse psikolojik olarak yansımalardan kaynaklı birtakım sıkıntılar oldu ama biz şu anda bu sıkıntıları kademe kademe aşıyoruz. Aramızda bir problem yok diyebilirim.

YENİ BÖLÜMLER AÇMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Önümüzdeki dönem için başka fakülteler, başka bölümler açmayı planlıyor musunuz?

Mehmet Sarıbıyık: Artık devrimizde insanlar makinalarla konuşuyor, makinalar makinalarla konuşuyor. Bunları anlayan, bunları çözen insanlar yetiştirmek ve yeni bölümler açmak durumundayız. Ekip arkadaşlarımızla, sektörlerle birlikte karar veriyoruz. Sahayı bilen, sahadaki eksikleri görebilen insanlarla bir araya gelerek hangi bölümler açmamız gerektiğine karar veriyoruz. Ön lisans, lisans ve yüksek lisans, doktora düzeyinde de bölüm açmayla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Nitelikli insan ihtiyacının olduğu her yerde yeni bölümler açmaya devam edeceğiz.

ÖZEL YA DA VAKIF ÜNİVERSİTESİ KURULABİLİR

Sakarya’da hali hazırda iki tane üniversitemiz, 100 bin civarında öğrencimiz var. Bu manada şehrimiz üniversiteye doydu diyebilir miyiz?

Mehmet Sarıbıyık: Sakarya nüfusunun bir milyonun üzerinde olduğunu düşünürsek Sakarya üniversiteye doydu diyemeyiz. Ancak üniversiteleri tematik hale getirmemiz gerekiyor. Yani 50 bin, 100 bin öğrencisi olan üniversiteler yerine belli alanlarda çok iyi olan güçlerini birleştirmiş ve hakikaten nitelikli insan ihtiyacına cevap verecek şekilde yeni üniversiteler dizayn edilebilir. Burada özel ya da vakıf üniversitesi olarak farklı üniversiteler kurulabilir. Ama öncelikle yeni kurulmuş olan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ni bir an önce yapılandıralım, taşlar yerine otursun, gücümüzü bölmeyelim.

AKADEMİK ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

Akademik yayınlar, bilimsel çalışmalar anlamında ne aşamada şu an?

Mehmet Sarıbıyık: Hocalarımız akademik çalışmalara devam ediyorlar. Yani bilimsel yayın yapma, proje yapma çalışmalarına devam ediyorlar çünkü bunu yapmadığınız zaman zaten ilerleyemezsiniz. Doktoranızı bitirirken yayın yapmazsanız doktor olamazsınız, yayın yapmazsanız yardımcı doçent ya da doktor öğretim üyesi olamazsınız. Doçent de olmazsınız, profesör de olamazsınız; dolaysıyla bundan zaten taviz veremeyiz. Şu anda yürümekte olan 40’a yakın projemiz var, iç kaynaklı ve dış kaynaklı olarak. Bu projelerin her birisi bir sorun çözme anlamında önemli, bunlar devam ediyor.

ÖĞRENCİ ATEŞ GİBİ OLACAK

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylar gündem oldu. Siz bu olayları nasıl yorumluyorsunuz? Kurum dışından birinin rektör atanmasını doğru buluyor musunuz?

Mehmet Sarıbıyık: Ben bir defa mızmız öğrenciyi sevmem. Öğrenci ateş gibi olacak. Buradan kastım düştüğü yeri yakacak anlamında değil, sobanın içindeki ateş gibi olsun, etrafına ısı yaysın ama sobanın dışına çıktığı anda etrafı yakıyor, evi yakıyor. Onun için öğrencinin hareketlisini severim ama işin tadını kaçırmamak lazım. Tadını kaçırınca iş başka mecralara gidiyor. Ben okurken rektörün nerede olduğunu görmedim, yurt dışında yüksek lisans ve doktoramı yaptım rektörle hiç karşılaşmadım. Tabiri caizse öğrencinin ne işi olur rektörle! Dolayısıyla öğrencinin aslında rektörle direkt işi olmaz, onun işi eğitim öğretimdir. Eğitim öğretimle ilgili olan kısımlarda aksaklık varsa bununla ilgili tepki koyabilir, protesto edebilir ya da özgürlüğünü kısıtlayan bir şeyler varsa tamam bunlarda tepkiler koyabilir. Boğaziçi’ne rektör atanan Melih Bey Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde lisans okumuş ve doktorasını orada yapmış zaten, dışarıdan biri de değil ki! Boğaziçi’nde doktora yapmış birisinin Rektör olmasından daha doğal ne var? Bir vizyon ortaya koyuyorsa bir çalışma gayreti varsa bir aşk varsa, orda bir sorun yok, olmamalı.

İNSANIN ÇALIŞMASI ÖLÜNCE BİTER

Rektörlükte 2,5 yılı geride bıraktınız. Bu süre zarfında bütün planlarınız projeleriniz hayata geçti mi? Bir de önümüzdeki dönemde tekrar aday olacak mısınız?

Mehmet Sarıbıyık: Biz elimizden geldiğince üniversiteyi doğru bir şekilde kurgulamaya, yeni fakülteler ve bölümler açmaya devam ediyoruz. Dolayısıyla bu işin bitmesi diye bir şey söz konusu değil. Benim kafamda bir insanın çalışması ölünce biter yani ölene kadar çalışır insan. Dolayısıyla bu çalışmalar bitmez biz elimizden gelen tüm gayretleri bulunduğumuz süreç içerisinde bulunduğumuz görevde en iyisini yapmakla mükellefiz. Benim şu andaki asli görevim en iyi şekilde rektörlük görevini yerine getirmektir. Ondan sonraki kısım da günü zamanı geldiğinde konuşulur. Bu iş zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle olan bir şeydir, tekrar uygun görürlerse devam ederiz, uygun görmezlerse bizden sonra gelecek arkadaşımız yine bu şehirde bu ülkenin gelişmesiyle ilgili olan kısım için çalışmaya gayret gösterir. Burada çok fazla söyleyecek bir şeyimiz yok. Biz elimizden geleni yapalım ondan sonrası takdir.

SAKARYA DA ÇOK ÖZLEDİ

Son olarak öğrencilerinize ve Sakaryalılara neler söylemek istersiniz?

Mehmet Sarıbıyık: İnşallah bu pandemiyi bir an önce atlatırız ve öğrencilerimize kavuşuruz diye ümit ediyoruz. Bu süreçten tabii ki onların da sıkıldığını sosyal medya üzerinden yapmış olduğumuz gerek canlı bağlantılarda gerekse yazışmalarda görüyoruz. Bir an önce onlara kavuşmayı canı gönülden arzu ediyoruz. Öğrencilerin Sakarya’ya gelmesi Sakarya ekonomisi açısından ya da ekonomiyi bırakalım da hareket açısından, Sakarya’da bir hareket oluşturması açısından da son derece önemli. Bu çerçevede Sakarya da aslında öğrencilerini özledi. İnşallah en kısa zamanda kavuşacağımız günleri de hasretle bekliyoruz diyelim, onlara da sağlık ve afiyet dileyelim bu vesileyle.

Editör: Haber Merkezi