“Pandemi ile birlikte tarımın önemi daha iyi anlaşıldı. Yakın gelecekte gıda sorunu ile ilgili daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Çiftçimiz devlet desteğinde Sakarya’daki tarım alanlarının hepsini ekebilmeli. Ekilmedik boş yer bırakılmamalı”

“Ülkede belirli bir üretim politikası uygulanmalı. Hükümet, çiftçiye ürettiği ürün için alım garantisi vermeli. Kooperatifler kurularak ucuz tohum, gübre ve mazot temin edilerek üretim maliyetleri düşürülmelidir. Üretici korunmalı ki tüketici de zarar görmesin”

Demokrat Parti Sakarya İl Başkanı İsmail Ergül ile geçtiğimiz haftasonu bir araya gelerek Sakarya’nın doğal güzellikleri, tarım alanıları ve çiftçinin beklentilerini konuştuk. Bizi Acıelmalık Mahallesi’ndeki (Köyü) evinde ağırlayan sayın İsmail Ergül, kendisine yönelttiğimiz soruları büyük bir samimiyetle yanıtladı. Bu söyleşimizde siyasi kişiliğinin yanısıra bir aile babası olarak nasıl bir yaşantı içerisinde olduğunu ve pandemi sürecini nasıl geçirdiklerini sorduk. Ancak bu sohbetimizi siyaset dışı tutmak istesek de konular dönüp dolaşıp yine siyasete dayandı tabi...

İşte sayın Ergül ile, sağlıktan spora, ekonomiden tarıma kadar yaptığımız bir politik-magazin tadında gerçekleşen söyleşimiz:

- Sizi tanıyalım. İsmail Ergül Kimdir?

- 1963 doğumlu Sakaryalıyım. Evli 3 çocuk babasıyım. Mesleğim Mali Müşavirlik. 5 yıldır Demokrat Parti (DP) Sakarya İl Başkanlığı’nı yapıyorum. Bununla beraber sivil toplum örgütlerinde aktif görevlerde de bulundum. Erenler Kızılay Şube Başkanlığı’nı 7 yıl süreyle yaptım. Çalışmalara katkılarım devam ediyor. Sportif faaliyetlerle de ilgilleniyorum. Amatör spor kulüpleri yönetimlerinde yer aldım ve halen Acıelmalıkspor Kulübü’nün Başkanıyım. İnsanlara faydalı olmayı ve doğa ile iç içe yaşamayı seviyorum.

- İşiniz ve göreviniz şehirde olmasına karşın köy hayatını mı tercih ediyorsunuz?

- Görevimiz gereği çoğunlukla şehirdeyiz tabi.Ancak bulabildiğimiz her fırsatı doğa ile başbaşa kalmak için değerlendiriyoruz. Stresli bir mesleğimiz var. Eşimle birlikte doğayı seviyoruz. Hafta sonlarını köydeki evimizde, bahçemizin çiçekleri, kümes hayvanlarımız ve doğayla başbaşa geçiriyoruz. Hanımeli ve güllerin kokuları arasında kuş sesleri eşliğinde, temiz havada güzel bir ortamdayız. Doğa ile iç içe olmak çok güzel. Büyüklerimizden kalan bahçe ve arazilerimizi ekip biçmek için kullanıyoruz. Bahçelerimizin bir çok güzelliği var. Renk renk açan ve buram buram kokan çiçekler huzur, ellerinizle beslediğiniz hayvanlar size mutluluk veriyor. Bahçemizde her çeşit meyvemiz var; Erik, elma, kiraz, vişne, ceviz... Köpeklerim de var. Daha mahallenin başında arabamın sesinden tanıyarak koşup beni karşılarlar. Dedelerimiz, babalarımız bu güzellikleri bizlere bırakmış, bunları koruyarak bizden sonrakilere bırakabilirsek ne mutlu bize.

- Tarımsal faaliyetleriniz var. Hangi ürünleri ve nasıl yetiştiriyorsunuz?

- Dedelerimizden kalan yerlerimizi ekip biçiyoruz. Çiftçilik yapmak için gerekli herşeyimiz var, traktör, tırpan, tırmık.. Sadece kendimiz için marul, soğan, domates, biber gibi mutfağımızı karşılayacak kadar sebzeyi yetiştiriyoruz. İnsanın kendi yetiştirdiğini toplaması kadar güzel bir şey yok.

- Sakarya tarım sektörü sizce ne durumda Tarımın geleceği için önerileriniz nelerdir?

- Tarımda sıkıtılı bir dönem yaşıyoruz. Çiftçimiz ürün üretirken zorluklar çekiyor. Üretim maliyetleri giderek artarken, pandemi döneminde uygulanan kısıtlamalar nedeniyle de çiftçi ürününü satamadı. Örneğin marul, ıspanak gibi hemen tüketilmesi gereken ürünler satılamayınca derelere dökülmek zorunda kalındı. Diğer yandan domates, marul soğan, sarımsak, bamya, bezelye, kabak gibi ürünleri zararlı otlardan korumak için ilaç atılması gerekiyor. Bu işlem çiftçiye ek maliyet yüklüyor. Maliyetler yükselince de hem üretici hem tüketici zarar görüyor. Bu konuda devlet desteğini vermeli. Maliyetleri düşürücü teşviklerle herkes toprağını ekebimeli, tüm ekilebilir alanlar boş kalmamalı hepsi ekilebilmeli. Hepimiz gördük ki pandemi ile birlikte tarımın önemi daha da anlaşıldı. Bu süreçte gıda sorunu ile ilgili daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Şimdiden gerekli tedbirler alınmalı. Belirli bir üretim politikası uygulanmalı. Örneğin, Hükümetin ürün alım garantisi vermesi gerekiyor. Üreticiye belirli bir fiyatı baştan vermeli ki üretici ne kazanabileceğini görsün. Artık bunu kooperatifler eliyle mi yapar ya da başka bir yolla mı... Çünkü üretici korunmalı ki tüketici de zarar görmesin.

- Siyasete neden girdiniz?

- Yapmak istedikleriniz ya siyasetçiler tarafından engelleniyor ya da siyasette değilseniz istediklerinizi yapamıyorsunuz. Yani hizmet yapabilmek için siyasette olmanız gerekiyor. Bunun için siyasetteyim. Ve gençleri siyasete girmeye davet ediyorum. Vizyonu ve misyonu olan genç bir genel başkanımız var. Gerek Parlamenter sistemde Başbakanlık gerekse mevcut sistemde Cumhurbaşkanlığı yapabilecek bir kapasiteye sahip. Ülke kovid-19 salgınında zor günlerden geçerken ‘Biz Bize Yeteriz’ dayanışmasında milletvekili maaşını bağışlayan ilk kişidir.

Demokrat Parti’nin geçmişinde ülkemize her türlü hizmet vardır... Elektriğinde suyunda, dağında taşında bu hizmetleri görebilirsiniz. Uzun zaman Meclis dışında kalan DP 16 yıl sonra meclise girdi. Bu süreçte genel başkanımızın çizdiği yola inanıyor ve güveniyoruz. Eski demokratların da tekrar aramıza katılmasını bekliyoruz. Göreceksiniz DP, önümüzdeki günlerde çok daha güçlenerek ülkeye damgasını vuracaktır.

- Siyasi hayatınız dışında neler yapıyorsunuz biraz bahseder misiniz?

- Genel amacım; İnsanlığa hizmet. İnsanlara faydalı olan için çalışıyorum. İnsan hayatına dokunan her faaliyette bulunmaya gayret gösteriyorum. İnsan hayatı için kan bağışının önemini bildiğimden, vatandaşlarımızı bu yönde teşvik etmek için kan bağış kampanyalarına destek veriyorum. Bu faaliyeti etkin olarak 7 yıl süre ile Erenler İlçesi Kızılay Şube Bakanlığı görevinde sürdürdüm. Halen bu tür faaliyetlere desteğim devam ediyor. Kan bağışı ile ilgili yakında yine bir çalışma yapabiliriz. Allah bizi iyilik yolundan ve iyilik yapmaktan alıkoymasın.

- Deprem şehri olan Sakarya olası bir depreme hazır mı? Şehirdeki yapılaşmayı nasıl buluyorsunuz?

- Depremi unuttuk. En verimli topraklarımız imara açıldı. Oysa binalar tarım alanları dışında sağlam zeminlere yapılmalı. Deprem kuşağında olmamız nedeniyle binalarımızı bunu gözeterek deprem yönetmeliğine uygun yapmalıyız. 17 Ağustos 1999 depremi sonrası 3 kata indirilen bina yüksekliklerinin şimdilerde yeniden artırılması yönündeki düşünceleri tartışıyoruz. Sakarya’da binalar 8-10 katlı da yapılabilir. Ancak teknolojisine uygun yapılırsa. Bunun bir çok örneği deprem kuşağı üzerinde olan ülkedelerde var. En somut örnek Japonya’dır. Sürekli sallantı halinde olan bu ülkede depremler az hasar ya da hiç hasarsız ve can kaybı olmadan atlatılabiliyor. Aynı yapı teknolojisini uygularsanız çok katlı binaları burada da yapabilirsiniz.

- Şehrin bir markası olan Sakaryaspor’un durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Sakaryaspor’un play-off finalinde Kocaelispor karşısında aldığı farklı mağlubiyetle kaybetmesine çok üzüldük. Bütün şehir 1. lige çıkacağımıza inanıyordu ancak beklenen olmadı. ‘Nerede hata yaptık’ diye tespit etmemiz gerekiyor. Bundan sonraki adımlar önemli. Daha iyi bir yapılanma ve kenetlenme ile gelecek yıl bu başarıyı yakalayabiliriz. Hak etiğimiz yer süper ligdir.

- Sayın İsmail Ergül, bu güzel ortamda gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşi ve konukseverliğiniz için çok teşekkür ediyoruz. İlimiz, ülkemiz ve insanlık için samimiyetle gösterdiğiniz gayret ve çalışmalarınızın başarıya ulaşması dileğiyle sağlık ve mutluluk dolu günler dileriz.

- Bu güzel fırsatı verdiğiniz için ben de size ve Yeni Sakarya okurlarına bizi takip ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Bu pandemi sürecinin en kısa zamanda sona ermesi ve sağlıklı günlere hep birlikte yeniden kavuşmak temennisi ile sizlere iyi çalışmalar diliyorum.

Editör: Haber Merkezi