Futbol her zaman ve zeminde, benim için vazgeçilmez bir tutku olmuştur...

Aktif sporculuktan yıllanmış bir gazeteciliğe varıncaya dek hep içinde oldum, bir şekilde futbolun…

Oyuncu, yönetici ve spor yazarı olarak yıllardır meşin topun peşinden koştuk, koşmaya da devam ediyoruz…

Eskiden İstanbul’da oynanan maçlara giderdim, son senelerde ise Sakaryaspor ile yatıp kalkıyoruz…

Kurucusu olduğumuz takıma olan sevgimiz, bağlılığımız hiç eksilmedi; her maçını pür dikkat ve heyecanla izlerken, son yıllardaki başarısızlık üzerine, bazı maçları yarıda bırakıp çıktığım olmuştu…

O zaman şu soruyu sordum kendime “Futboldan kopuyor muyum yoksa!”

Kopmuyordum aslında… Ancak aradığım zevki yitirir gibi bir his kapladı içimi, bazı maçlarda…

Bu sıkıntı son yıllarda çoğu kez beni ilk yarı bitiminde tribünden kaçırtır oldu...

Onca emek, masraf ve de Sakaryaspor Başkanı İsmail Gürses’in “Bu takımı kim yener, şaşarım!” şeklindeki iddialarına rağmen, yeşil siyahlı ekip bir türlü istenileni veremiyordu…

O nedenle benzetirim Sakaryaspor’un lig yürüyüşünü Mehter takımına…

Kötü gidişin beli kırılacağa benziyor, üst üste alınan iki galibiyet bunun işareti olsa gerek…

“Geçen iki yıl içerisinde yarıda bıraktığım maçlar geri mi gelecek!” korkusunu tam anlamıyla atlatabilmem için bu hafta sahamızda oynayacağımız, ilk yarıda yenildiğimiz Elaziz Belediyespor’u da puansız göndermemiz şart...

Payasspor maçına gelince sıra…

Bu takımı, içerde dışarıda yenememiştik bugüne değin…

Bu duygularla ve endişe ile takip ettiğimiz, belki de sezonun en rahat ve atılan gollerden çok daha fazlasının kaçırıldığı bir maçtan -ikinci yarının kabus gibi ilk beş dakikası hariç- rahat ve huzurlu bir şekilde ayrıldık…

Payasspor’u açık farklı mağlubiyetten şansı kurtardı diyebiliriz…

Bu rahat galibiyetin başrol oyuncuları arasında, savunmada her zaman olduğu gibi Fikret, orta sahada Serdar ile Talha ve takımın gladyatörü Erçağ yer alıyordu…

Osman Özdemir bir önceki gelişinde yarım bıraktığı işi tamamlamak istiyorsa, ince eleyip sık dokumalıdır...

Başlangıcı iyi oldu…

Öyle gideceğine yönelik dokunuşlarıyla takımın havasını değiştiren genç çalıştırıcı Osman Özdemir ve ekibine başarılarının devamını diliyorum...