Tarafsızlık insanları kendi taraflarına çekmek için uydurulmuş bir düzen oyunudur. Ne demek tarafsız olmak? Nasıl olur? Varmıdır tarafsız olan? İnsan hayatı boyunca yaptığı her hareketi, her işi her düşünceyi, her tercihi tarafı olduğu...
Önce şunu anlamalıyız… Türkler derken kurda, kuşa, puta tapan bir atayı kastetmiyorum... İslam'ın izzetini,davasını,bayraktarlığını yapan,72 milletiaynı davada Anadolu'da bir araya getirmiş sadık, ehil, ihlaslı topluluğa işaret...
Nice devletler zaferlerini millete, vatandaşlarına borçludur. Zaten devlet dediğimiz de aynı dava ve şuurda bir arada yaşamak isteyen milletler demek değilmidir! O zaman zaferleri milletler kazanır… Devletin görevi o zaferleri milletine unutturmamak...
51.8 oy ile İngiltere Avrupa Birliği'nden çıkma kararı aldı… 51.7 ile Fransa'da Cumhurbaşkan seçildi… Demek ki eğer kılavuzunuz Avrupa ise kazanmak için bir iki puan fark yetiyormuş… Biz yüksek oylara alışık olduğumuz için...
Dağdaki çobanla oylarının bir olmamasını bekleyenler, dağdaki teröristle oylarının aynı olmasından rahatsız değiller... Zaten rahatsız olmalarını da beklemiyoruz... O zaman biz de soralım: Sahi dağdaki terörist ile oyları neden ve nasıl...
Erdoğan yolun sonuna gelmiş diyor Avrupa'nın adamları… Hak söz etmişler, büyük Türkiye adımının gerçekleşmesi için yolun sonuna geldik gerçekten… 17 Nisan'da o yolu bitirip başka bir yola koyulacağız inşaallah, milletçe...
Avrupa dediğimiz kan emen, sömüren, soyan; hem akılları, hem ruhları, hem kaynakları emen köle iktidarlarının derdinin Erdoğan ile olduğunu sanmayın… Tüm Avrupa'daki baskılar, zulümler, tedbirler, krizler durduramadıkları Erdoğan'a...
Erdoğan Avrupa ile aramızı açmış, durum vahimmiş, ülke kaosta, herkes açmış… Siyah beyaz TV'lere akın varmış, telefonlar akılsızlarla değiştiriliyormuş, dönerciler aç, AVM'ler sinek avlıyormuş, faytonlarda, at arabaları...
Komplo teorileri diye yıllarca okunan ve söylenen ne varsa hepsinin teker teker hayata geçtiğinin canlı şahitleriyiz… Yıllar öncesinde Ortadoğu ile ilgili ortaya koyan tüm teoriler, çizilen haritalar gerçekleşmiş durumda… Irak'ın hali,...
Eskiden yapılan savaşlarda komutan öldü mü orduda sağlam bir iman olması lazım gelir ki davasına geride kalanlarla devam etsin, muzaffer olsun… Şükür ki İslam orduları da komutanlarından sonra işini yarım bırakmamıştır… İşimiz Erdoğan'la...
Avrupa ile başlayan ve gittikçe artacağı görülen kriz sanki bugün çıkmış gibi aksediliyor… Yıllardır bizi sömüren, Müslüman kanından beslene ve de çağdaş, özgürlükçü, insana, hayvana saygılı, çok çalışkan, yardımsever maskesi...
Kitaplarda üç çeşit rüyadan bahis vardır… Biri Rahmani rüyadır ki Rabbi ile kulun arasındaki yakınlığa göre Allah'ın kuluna bazı şeyleri önceden hissettirmesi, onu yönlendirmesidir… Aynı zamanda peygamberlere gelen vahyin önemli...
Kimler rahatsız, kimler kurtlanıyor farkındayız… Yıllardır genç subaylar, askerler, patronlar, iş adamları her fırsatta rahatsızlanıyorlardı… IMF, biraz zulüm, biraz milleti devlete ezdirmek, fedakâr adamların susturulması gazlarını...
Efendimizden (sallallahu aleyhi vessellem) sonra ümmetin başına bir lider seçilmesi gerekiyordu… Bu lider hem halkı, hem siyaseti, hem orduyu, hem dini elinden tutabilecek bir lider olmalıydı... Yönetimde çift başlılık olmaz elbette… Başbakanın...
Referandum neticelenene kadar ‘evet'çilereher türlü çamur atılacak gibi duruyor… İftiralar, lafazanlıklar alıp başı gidecek gibi… Tüm çamur hükümetten alınıp tekrar Erdoğan'a atılmaya çalışılıyor… Ortaya yeni bahaneler...
Başkanlık seçimleri değil önümüzdeki, bunu aklınızdan çıkarın… Tüm bu cafcaflı sistem konuşmaları, batı dünyasının tepkisinin nedeni tarihin ve emanetin yeni sahibi için hazırlanan yeni dünya düzeninedir… Bu düzen Selçuklu'nun...
Bazı saftorozlar başkanlık sisteminin Erdoğan'ı güçlendireceğinden ve de güçlenince de ona karşı gelenleri tek tek ortadan kaldıracağından korkuyorlarmış… Sürüm sürüm süründürecekmiş Erdoğan böylelerini… Cahiller! Erdoğan'ın...
'Biraz yerel yaz, ülkeyi sen mi kurtaracaksın” dedi Arapoğlu… Dedim, 'Ne haddimize ülkeyi kurtarmak? Zihinleri kurtarsak ne ala…” Ama ikna edemedim… Biraz yerel yazacakmışım… 'Ama” dedim, 'Yerele girersek kol bacak...