İnsan hayatında her açıdan güçlü olmayı hedefler…

Serüven çocuklukla başlar ve alır başını gider…

Tahsil hayatı, ticari ve sosyal yaşamı adına başarıyı yakalamak için başlar çalışmaya…

Ve bir ömür tüketir bu uğurda…

Bir bakar ki zengin olmuş…

Bu ona Mevla’nın bir büyük nimetidir…

İstenir ki yalnızca kendine ve ailesine değil, etrafına da yararlı olsun…

Aksi halde ve de amacına uygun kullanmazsa elde ettiği gücü ve nimeti, sağlığı bozulur, sıkıntıya düşer, yeniden eski haline dönebilmek için tüm servetini harcamaya hazır hale gelir…

Olay bu yönüyle incelendiğinde başarıyı yakalayanlar yanında “ne oldum” delisi olup da zekata muhtaç oluverir bir bakarsın insanoğlu…

Son yıllarda bu duruma düşüp de acınacak hale gelmiş insanları görmek, hiç de zor değil…

Böyle olduğunu gösterir kişilerin başlarına gelen musibetler, alınması gereken bir büyük derstir aslında…

Paraya esir olmak yerine, parayı esir hale getirerek kullanan insan sayısının artışı, toplumun refah seviyesini göstermesi yönüyle önemlidir…

Ramazan ayı yeniden çıkış için insanlara bir huzur iklimi taşır, hiç kuşkusuz…

Hal böyle iken son yıllarda Ramazan’ın ruhuna ters toplumsal ve çirkin olayların meydana gelişi, hayli düşündürücü olsa gerek…

Oruç ayının kutsiyetine zarar veren kavgalar, cinayetler ve hırsızlıkların artışı üzücü olmanın ötesinde üzerinde durup düşünülmesi gereken olaylar olarak değerlendirilmelidir…

Bu mübarek ayda insanların daha sıcak, samimi ve hoşgörülü olmaları beklenir oysa…

Yalnız bizim için geçerli olmayıp bir öldürücü virüsle başı derde giren tüm ülkelerin sorunu haline gelen gerginliğin sona ereceği günlerin özlemi ve beklentisi var insanlarda…

Sokrates “İnsan isterse cenneti cehenneme, cehennemi de cennete çevirebilir” der…

Dayanışma, kucaklaşma ve yardımlaşma ayında ayrışmaya, kavgaya giden bir iklimin oluşması insanlığın içinde bulunduğu hali ortaya koyuyor olmalı…

Böylesi insani özellikleri arıyoruz…

Tercih hiç kuşkusuz halkımıza düşüyor…

Cebi boş ama kalbi dolu insanların gönlünü almak gibi bir büyük zenginlik ve dahi erdem varken, kutsal bir ayda kötülük peşinde olanlar bilsin ki kendilerine verdikleri zararın ürkütücü bir cezası vardır, her iki alemde…

Hayat boş işlerle, kavgayla, vurmakla, kırmakla, yaralamakla ve öldürmekle geçirilecek bir zaman dilimi için değildir…

Aksine sevgi, saygı ve hoşgörülü bir yaşam tarzıyla yani kendisine bu imkanı sağlayan yüce Yaratıcı’ya şükretmekle değerlenir…

Bilinir ki hayat ancak dosdoğru yaşamaya yetecek kadardır…

Sonuna yaklaşmakta olduğumuz mübarek oruç ayının huzur, sevgi, saygı ortamı ve ibadet ruhuna uygun geçirilmesi adına maddi-manevi gücünü ailesinin ve insanlığın yararına kullanan herkese ve her kesime istedik ki  sevgi çiçeği “Beyaz güller” gönderelim…