Halep nasıl dirilir?

Dirilmez kardeşim, dirilmez!

Halep’te tıpkı Myanmar gibi, Filistin gibi, vaktiyle Bosna gibi masumların vazifesine kurban olmak düşmüştür…

Ahirzamanda önce kurbanlar kesilir, sonra bayram gelir…
Zannedermisiniz imtihanın büyüğünü yaşıyor bunca masum?

Yanılırsınız, onlar imtihanın soruları…

Rableri onlara soru olma vazifesi vermiş…

Rableri tarafından en güzel şekilde ağırlanacakları cennetin demirbaşları onlar…

Onları Rableri biz imtihanda olanlara soru olmak ile vazifelendirmiş…

Asıl imtihanın büyüğü bizde; anlamazmısınız?
Vaktiyle Müslüman’ın Müslüman gibi olmamasının, ekmeğini paylaşamamasının, aklını kullanamamasının, gavura kardeşini değişmesinin imtihanıdır bu yaşananlar…

Dün hangi masum Ümran’lar bize soru oldu ise bugün o Ümranlarda onun devamıdır…

İmtihandır bize…

“Kalp kan ağlarmı, göz yaşarırmı, eller ceplerden çıkarmı, semaya kalkarmı,imana gelirmiyiz, aç olan komşular varken yatarmıyız, dumanına yandığımın meretleri kadar, içilen zıkkımlara harcanan paralar kadar değerlimidirler tüm bu masumlar”sorusu var şimdi karşımızda…

“İnsanmıyız, dindaşmıyız, vatandaşmıyız”ın cevabını bekler Yaratan, Halep ile…

Şimdi desırf Müslüman diye zulüm edilene karşı “Kılıç tutar mı elimiz, yola düşermiyiz”insoruları var karşımızda…

Dirilecek olan Halep değil kardeşim, biziz…

Halep orada kıyamete kadar duracak bir avuç toprak…

Dirilecek olan Halepliler mi; onlar da bir avuç kaldı…

Dirilecek olan Müslüman kardeşim, Müslüman!

Allah bu toprakları Irak’a, Halep’e, Bosna’ya, Mısır’a çevirmeyi murat etmiyorsa eğer,üzerimizde hala bir vazife var demektir…

Bunu anlamaya sebeptir bu çığlıklar; farkındamıyız?

Bayram var yakında, kurbanlar bir bir gidiyor…

Hazırmıyız?

Kalemlerimiz, kılıçlarımız hazır mı?

Bu telaş bu yüzden, Batı’nın bayramımızı zehir etmeye çalışmasındaki panik de bu yüzden değilmidir?

Bakılası değil durum; henüz tam imana gelmiş değiliz…

Çünkü hala bir çocuk “Allah’ım çabuk canımı al, cennette yemek vardır, dayanamıyorum” diye dua ediyorsa daha tam gelememişiz imana demektir…

Bu duayı fark edemeyen Müslüman’ın evinde bombalar patlamış, her yer darmaduman olmuştur zaten…

Bu topraklara vazife var dediysek hak edene verecek Allah… Geride kalanın payına Halep ya da Irak gibi olmaya mahkûmluk vardır…

Bize ilimde, teknolojide, hayatta, insanlıkta, dindarlıkta, hürmetlerde, hizmetlerde, merhametlerde, cömertlikte, imanda, güçte ayağa kalkabilmek ve o masumların kanını yerde bırakmamak tevdi edilmiştir…

Dirilişi ekranlarda aramaya kalkmayın sakın, bulamazsınız! Reklamlarda kaybolup gidersiniz...
Büyükler istikamet göstermekte, gözümüzü açmakta fark edilemeyenleri, anlaşılamayanları izah edip anlatmaktalar… Bunları kıvırıp “Yok o söyledi, bu partiden, bu görüşten” kılıfı ile kafamızı kuma gömmeye çalışmak avcıya yem olmayı hak ettirir, sakın unutmayın…

Önce kurbanlar verilir ahirzamanda…

Arkasından bayram gelecektir…

Hazır mıyız acaba?