Ömrünü nesillerin yetiştirilmesine harcamış bir hoca: SAADETTİN KOLBASAR

 

SAADETTİN KOLBASAR KİMDİR?

1933 yılında Hendek Hacıkışla köyünde dünyaya geldi. İlk Kur’an eğitimini ve hafızlığını yine kendi köyünde tamamladı. Adapazarı Hasırcılar Camiine gelerek günün meşhur alimlerinden Asker Hafız’dan eğitim alarak kurra hafız oldu. Daha sonra sırasıyla  İstanbul Çarşamba İmam-Hatip okulunu ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünü bitirdi. Öğrencilik yıllarında Üsküdar Şeyh Camiinde vaazlık yaptı. Tahsil hayatı sonrası 1966 yılında öğretmen olarak Adapazarı İmam Hatip Lisesine atandı. Adapazarı İmam-Hatip Lisesinde yıllarca meslek dersleri öğretmenliğinin yanında okulda idareci olarak da görev yaptı. 1986 yılında emekli olduktan sonra ailesiyle Almanya ve İsviçre’ye talebe yetiştirmek üzere gitti. Eşiyle birlikte Avrupa’da aralıksız 20 yıl vazife yaptıktan sonra 2006 yılında Türkiye’ye döndü. 2’si kız toplam 4 çocuğu olan Saadettin Kolbasar 2016 yılından beri Alzheimer tedavisi görmektedir. Son üç yıldır ayrı bir dünyada yaşıyor gibi hayatına devam eden hocamıza Allah’tan şifalar diliyoruz.

 

HAFIZLIĞA VERDİĞİ ÖNEM

Saadettin Kolbasar hoca kuran hafızlığını çok önemserdi. Öğretmenlik yaptığı yıllarda hafız olan talebelerine ayrı bir önem verirdi. Bunu diğer öğrencilere de teşvik olması açısından o öğrencilerin Kur’an eğitimi ve kıraati ile bizzat kendisi ilgilenirdi. Dersine girdiği öğrencilere mutlak surette Kur’an-ı Kerim’den süreler ezberletirdi. Ezberini yapmayan öğrencilere hiç taviz vermezdi.  Hocanın gür sesi ve kıraati tüm öğrenciler tarafından bilinirdi. Hatta dersine giren öğrenciler hocanın ders arasında örnek vermek için dahi olsa Kur’an’dan okuyacağı kısa süreleri merakla beklerlerdi. Onun ayetleri yüksek ses tonu ile okuyuşu, harflerin mahreçlerine yaptığı vurgular sadece sınıfta değil okul koridorlarında bile yankılanırdı.

 

HOCALARI  “ASKER HAFIZ  ve ALİ RIZA SAĞMAN”

Saadettin Hocanın çocukluğu ve gençlik yılları ülkemizde din eğitimi verilmesi konusunda zorlukların yaşandığı bir dönemdi. Hoca Kur’an eğitiminin önündeki zorluklara rağmen hafızlık yapmıştır. Kendisi gibi Kur’an eğitimi almak isteyen talebelere bütün zorluklara rağmen ders veren “ASKER HAFIZ” lakaplı  Mehmet EREN Hocanın talebesi olmuştur. Aynı yıllarda beraber öğrencilik yaptığı ALİ ÖZDİN (Tozlu Camii eski İmam Hatibi) ve ŞÜKRÜ ŞÜKÜR (Merhum Emekli müftü) de Asker Hafız’dan ders alanlar arasındaydı.

Kur’an-ı Kerimi temsili okuma kuralları eğitimini ise günün ehil isimlerinden ALİ RIZA SAĞMAN hocadan almıştır. İslam hukuku ve felsefe hocası olan SAĞMAN hocanın yayınladığı bir de “SAĞMAN TECVİDİ” bulunmaktadır. 1950’li yılların sonunda Ali Rıza SAĞMAN hocadan dersler alan Saddettin Hoca okulda öğrencilerine SAĞMAN tecvidinden dersler yapardı. Oysa o günlerde tecvit dersleri Karabaş Tecvidinden verilirdi. Saddettin Kolbasar SAĞMAN TECVİDini hocasına bir VEFA olarak okuturdu.

Ali Rıza SAĞMAN hem İstanbul İmam-Hatip Okulunda hem de Yüksek İslam Enstitüsünde görev yapmış Kur’an-ı Kerimi en güzel okutan otoritelerden biridir. Aynı okullarda görev yapmış Hasan Basri Çantay gibi, Ömer Nasuhi Bilmen gibi Osmanlı bakiyesi alimlerden biridir. İmam-Hatiplerin açıldığı yıllarda bir ara Milli Eğitim Bakanlığı Kur’an’ın Latin harfleriyle okutulmasını istemişti. Ali Rıza Sağman buna da çözüm yolu bulmuştu. Bulduğu yol şu: Kara tahtaya tebeşirle BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM yazar ve derslerini Kur’an harflerini okutarak devam ederdi.

 

KOLBASAR’ın “MAHİR İZ” HAYRANLIĞI VE “M.ZAHİD KOTKU” SEVGİSİ

Mahir İZ, elli yıl süren hocalık hayatında o devrin ileri gelen din, edebiyat ve siyaset adamları ile yakın ilişkide bulunmuş bir kimsedir. O da Aynen Ali Rıza Sağman gibi Osmanlının son bakiyelerinden bir âlimdir. İman ve milli duruş felsefesi ile yaşadığı devirde ve sonraki dönemlerde de takip edilen bir fikir adamıdır. Saadettin Kolbasar, Mahir İZ hocanın derslerine girerek onun hayranlarından olmuştur. İşte bu büyük mütefekkire olan hayranlığını ve saygısını da ilk çocuğuna onun ismini vererek göstermiştir.  

Yine Kolbasar Hocanın çok sevdiği ve gönül sultanlarından olan Mehmed Zahit Kotku Hazretleridir. Nazif Gürdoğan Hocanın “Görünmeyen Üniversite” olarak adlandırdığı Mehmed Zahit Kotku’nun okumuş-yazmışlar arasında yetiştirdiği çok sayıda insan vardır. Bilhassa İslami camiada mühendis kökenli idarecilerin yetişmesinde onun çok büyük etkisi olmuştur. Kolbasar, Zahid Kotku’ya olan muhabbetini de küçük oğluna onun ismini vererek göstermiştir. Büyüklerin kıymetini bilenler yine büyük insan oluyor.

AVRUPA YILLARI

Avrupa’da yaşayan birçok gurbetçi ailenin çocuk yetiştirme ızdırabı vardı. Anadolu insanı batının ahlaki zafiyetleri ve eğitim sisteminden oldukça rahatsızdı. Yeni nesillerin bu zafiyetlere düşmemesi için din eğitimlerini Türkiye’den davet ettikleri eğitmenlerle çözüyorlardı. Güvendikleri hocaları yaşadıkları bölgelere davet edip çocuklarını onlara teslim ederek, hem kültürel hem de dini eğitim aldırıyorlardı. İşte bu sorumluluk bilinciyle davete icap etmek gerekiyordu. Emekliliğinin hemen ardından aldığı davet üzerine Avrupa’ya giden Saadettin Hoca 20 yıl hem öğrenci yetiştirmiş hem de birçok camide vaazlarda bulunmuştur. Bugün hala Saadettin Hocayı arayıp soran ve hizmetinden dolayı dua eden vatandaşlarımız vardır.

 

HATIRALARDA SAADETTİN KOLBASAR

Saadettin Kolbasar Hocanın bir çok talebesi ve mesai arkadaşı hoca hakkındaki hatıralarını bizimle paylaştılar.

 

HASAN MEYDAN (Emekli İmam-Hatip Öğretmeni)

1980 yılında Adapazarı İmam-Hatip Lisesine öğretmen olarak atandım. Okulda ilk tanıştığım kişi Saadettin Hoca oldu.  Adapazarı İ.H.L. o yıllarda çok değerli öğretmen kadrosuyla Türkiye çapında isim yapmıştı. Bu sebepten okulumuza farklı illerden gelen birçok öğrenci vardı. Saadettin Hocamız öğretmenliğinin yanında idareci olarak dışarıdan gelen öğrencilerle de titizlikle ilgilenirdi. İhtiyaç sahibi olan öğrencilerin devlet yatılısı olmaları için çaba sarf ederdi. Bunun için okulumuzdan 80’li yıllarda mezun olan öğrencilerimiz ülkemizin dört bir yanında çok değerli görevler üstlendiler. Ayrıca biz öğretmenlerinde kitap okuması için çeşitli teşviklerde bulunurdu. Bir defasında bana bir kitaplığı hediye etti. Allah hocamıza sağlık afiyet ve hayırlı ömürler versin.

NAFİ ÖZDİN (Adapazarı İmam-Hatip Lisesi’nden öğrencisi)

Biz Saadettin Hoca’ya sadece bir dönem talebe olabildik. O yıl emekli oldu. Hocanın en çok hassasiyet gösterdiği konu sûre ezberletmekti. Eğer hocanın dersinden geçmek istiyorsanız mutlaka verilen sûreyi zamanında ezberlemek zorundaydınız. Yalnız hoca sadece okulda ders dinlemezdi. Mesela o gün bulunacağı cami, kütüphane veya işyerlerini okulda söylerdi. Öğrenciler ezberlemek için verilen sûreleri gün içinde ezberlemek için verdiği adreslere giderlerdi. Bazen parça parça ezber verirdik. Hepsini not eder ve ezberlerimizi kabul ederdi.