İnsanın kontrolünü yapamamakta veya yapmakta çok zorlandığı iki büyük duygusu vardır. Birincisi korku ikincisi aşk. Aşk iki kişi arasında meydana gelen bir duygudur. Cemiyetin tamamına adapte edemezsiniz. Korku ise bırakın toplumları devletleri bile yerinden oynatır. Dünyayı idare edenlerin en fazla kullandıkları ve toplumu baştan aşağı dizayn ettikleri en büyük argüman korkudur. İçine hangi fikri koyarsanız kaldırır. Mesela istikbal, sağlık, yalnızlık, virüs gibi. En çabuk sonuç alabileceğiniz konu dindir. Bir de içine Cehennemi karıştırırsanız konuyu baştan halletme yolunda en büyük adımı atmışsınızdır.

Çünkü herkes bir gün muhakkak ölmektedir. Bu dünya hayatını dört dörtlük sevapla geçiren insan sayısı yok denecek kadar azdır. En ilkel inançlarda bile Ahiret hesabı muhakkak vardır. Bu hesabın sonundaki Cehennemi dünyada siz idare ettiğiniz zaman günahlarından ve Cehennem azabından kaçanların en büyük sığınağı siz olursunuz. Bu Cehennemin tekelini elinde bulunduranlar da sizin Rabbiniz olur. Dünyanın en doğusundan batısına kadar gerek toplumu dizayn etmek isteyenlerin kullandıkları gerek din adamları gerek politikacılar tarafından cennetten parsel satışının bile yapıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Sonunda Avrupa’daki kiliseler turistik ziyaret yeri oldu. Müşteri bulamıyorlar. Papanın açık hava toplantılarına katılanların doğrudan Cennete gidecekleri açıklanmıştı. Bizde de sözde cemaat liderinin sümüklü mendili kapışıldı. Çünkü Cennetin anahtarının onlarda olduğu inancı sağlanmıştır. Gene bu idareciler durdukları yerde çıkardıkları harplerde bu olayı tersten kullandılar. Ölürsen şehit olursun kalırsan gazi sloganı ile insanları katletmediler mi? Harbin hangi şartlarda mecburiyet olduğu öğretildi mi? Hayır.

Aşk ve sevginin bu kainatın kuruluş sebebi olduğu anlatıldı mı? Hayır.

Ahzap 45-46

Efendimize “ Seni tanık, müjdeci, uyarıcı izniyle Allah a çağırıcı ve etrafını aydınlatan bir ışık olarak gönderdik “

Emri ne ifade ediyor dersiniz?

Karanlıkları savunan değil. Etrafını aydınlatan bir Nur, sevgi kapısı. Ümmeti için kendini perişan eden bir sevgili.

Benim kanaatim odur ki “bir insanın ALLAH tan yalnız onun sevgisini kaybetme korkusu olmalıdır.”

Gelelim Cehennem başta olmak üzere bütün korkulardan kurtulmanın yoluna…

Önce ölmeyeceğimize inanacağız. Yani ÖLÜMÜ ÖLDÜRECEĞİZ. Ölüm ruhun adres değiştirmesinden başka bir şey değil. Yani ölmek yok. Allah bizlere onun tayin edeceği zamana kadar sonsuzluğu vermiştir. Sonra içimizdeki boşluğu ve mutluluğu terk ettiğimizden dolayı doğan boşluğu sevgi ile dolduracağız. Hoca efendiler mutluluğu ve nasıl mutlu olacağımızı anlatacaklar. Bu güne adapte edilmiş vaazları ile. Yoksa korkarım ki Camilerimiz müşteri bulmakta çok zorluk çekecekler. Yeni akımlar geliyor. Cennet te Cehennem de bu dünyada. Ahiret diye bir şey yok akımı. Bir de Deizm. Unutmayalım ki “Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız” diye bir emir var.