Senegalli Müslüman futbolcusu Demba Ba’ya soruldu; Çocuklarının ilerde ne olmasını istersin? 
"Çocuklarımın cennete gitmesini isterim. En büyük hedefim bu. " 
İnsanın değeri eğitim ve öğretim iledir. Dinimiz İslam’ın ilk emri “OKU” değildir. Doğrusu “YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU ”dur. İslam’da oku emrinin anlamı bu gün bizim anladığımız şekilde sıradan bir okuma değildir. Aslına bakılırsa insan okuyan ve düşünen bir varlıktır. Burada ki okuma insanın yaratılışını tefekkür ederek meydana gelen okumadır. Salt okumayı kâfir insan da yapabilir. Bedir esirlerinin serbest bırakılma şartlarından biri de Müslüman çocuklara okuma yazma öğretilmesidir. 
Çocuklarımızın eğitimi doğumundan itiberen aileye aittir. Okul yaşı geldikten sonra ders dönemi başlamıştır. Dersi okutan öğretmen ve okutulan ders içeriği ve programı önem arz etmektedir. Ülkemizin Milli Eğitim politikası “TEVHİD/KELİME-İ ŞEHADET” esasını ilke edinmemiştir. Burada anlatmak istediğim husus Tevhidi Tedrisat meselesi değildir. 
Ta’lim ve tedrisatın İslami Terbiye esası olan, Rabbimiz Allah’tır ilkesine dayanması gerekir. Rububiyet meselesi öğretilmediğinden dolayı insanlar öğretmenini, idarecisini, hocasını vs. Rab edinme sebebiyle toplumda şirk yaygınlaşmıştır. Eğitim ve öğretimin esası sadece insan aklına ve tarihi bazı tecrübelere bırakıldığı için, eğitim insanı mutlu etmemektedir. Eğitimin şekli değişiminden çok, içeriğinin değişimi gerekmektedir.
Ülkemizin Milli eğitim politikaları adında bahsedildiği gibi yeterli anlamda “MİLLİ” değildir. Adında her milli olan şey milli olsaydı, milli piyangonun da kumar olmaması gerekirdi. Ülkemizde üç ayda (üç yıl yerine)  öğretmen yetiştiren dönemler yaşandı. 
Ülkemizde ki din eğitimin bir kısmının başına gelenleri öğrenmek için, İmam Hatip Okullarının tarihini okumak yeterlidir. Camiler de sözüm ona yaz mevsimi din eğitimi adı altında bir kandırma devam etmektedir. Eskiden camilere yazın din eğitimi için ilköğretim çocuklarının gelmesi bile yasaktı. (10. Cumhurbaşkanı dönemine bakınız).
Eğitim meselesi çok karmaşık bir hal almıştır. Eğitim sisteminin dikte ettiği doktrin ve öğretmenin tercihleri karşısında veliler çaresiz kalmaktadır. Çocuklarını dünya ve ahiret mutluluğunu hedefleyen veliler arayış içindedirler. 
Eğitimin esası ve hedefi için Lokman suresinin şu ayetlerini lütfen düşünerek okumalıyız. 
Lokmân oğluna öğüt verirken ona şöyle dedi: "Sevgili oğlum! Allah’a ortak koşma; çünkü O’na ortak koşmak kesinlikle çok büyük bir haksızlıktır."
Lokmân, "Sevgili oğlum" (dedi), "Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. Kuşkusuz Allah her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir, O her şeyden haberdardır."
"Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir."﴿ "Gurura kapılarak insanlara burun kıvırma, ortalıkta çalım satarak yürüme; unutma ki Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez."
"Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini yükseltme; çünkü seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır."
NOT; Pazar günleri sabah namazından sonra Orhan Camiinde yaptığımız vaaz programı, Tozlu camiinde aynı gün ve vakitte devam etmektedir. Duyurulur.