Yerel seçimlerin üzerinden iki sene geçti…

Bu süreçte belediye başkanlarının performansını değerlendirmek istiyorum…

Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce ile başlamayı düşündüm ama son zamanlarda kendisiyle ilgili çok fazla yazı yazdım…

Okuyucular çıkıp da, “İçimiz dışımız Ekrem Yüce oldu” demesinler diye Ekrem başkanı değerlendirmeyi en sona bırakacağım…

Büyükşehir’den sonra şehrin en büyük belediyesi olan Adapazarı Belediyesi ve başkanı Mutlu Işıksu ile yazı dizimi başlatıyorum…

***

Mutlu başkan göreve gelir gelmez ekibini oluşturdu…

Belli ki adaylık sürecinde boş durmamış ve bu konuda dersine iyi çalışmış…

Nasıl bir ekiple belediyeyi yöneteceğinin altyapısını daha başkan seçilmeden hazırlamış…

Görev süresinin daha en başında başkan yardımcılıklarında ve diğer birkaç pozisyonda değişikliğe gitti…

Süleyman Dişli’den kalan ekibi de çok fazla dağıtmadı…

Genel itibariyle belediyenin belli bir tecrübe kazanmış kadrosuyla yola devam etme kararı aldı…

Bir iki deneyimli isim haricinde genç bir kadro kurdu…

Yağmur gibi yağan iş taleplerini geri çevirerek bu konuda popülizme kaçmadı…

***

Mutlu Başkan kadroyu oluşturur oluşturmaz ufak dokunuşlarla işe başladı…

Bebek bakım odası gibi eksikleri giderdi…

Mahalle ve sokakları güzelleştirmek için kolları sıvadı…

Kaldırımları, yolları, ışıklandırmaları yeniledi…

Kalite ve estetiği bir tık daha yukarı çekerek rutin belediyecilik hizmetlerini sürdürdü…

Belediyenin hemen yanında bulunan ve yıkımı yılan hikâyesine dönen vergi dairesi binasını yıkarak kentsel dönüşümü fiilen başlattı…

Bölgeyi şimdilik açık otoparka dönüştürerek şehir merkezindeki büyük bir eksikliği gidermiş oldu…

Önümüzdeki günlerde buna benzer birkaç binayı daha yıkmasını ve şehre nefes aldırmasını bekliyorum…

***

Bu zamana kadar kimsenin hiçbir şey yapamadığı Türk Ticaret Bankası binasını müzeye dönüştürmek için büyük uğraş verdi…

Protokoller yapıldı, prosedürler bitirildi, gerekli kaynak sağlandı; yakın zamanda çalışmalar başlayacak…

Yine tarihi bir hamamda da restorasyon projesi gerçekleştirme kararı aldı…

Kültür sadece isminde olan Orhangazi Kültür Merkezi’ni bir güzel elden geçirdi ve pandemiye kadar dev isimlerin tiyatro oyunlarını şehre getirmeyi başardı…

Şeker Mahallesi’nde Çocuk Hakları Sokağı’nı hizmete açtı…

Yine birçok mahalledeki parkları, kaldırımları, sokakları elden geçirdi…

Herkesin merakla beklediği Ada Meydan Projesi için çalışmalarını sürdürdü…

Yine Ada Pazar Güneşler ve Ada Sahaf projeleri için düğmeye bastı…

***

Kendisi de işçilikten gelen Mutlu Başkan, yüzde 45 ile belediyeler arasında işçiye en yüksek zammı veren belediye başkanı oldu…

Bunun yanında belediye işçilerinin geriye dönük tüm haklarını ve alacaklarını da ödedi…

Bu itibarla da belediyede iş barışını ve çalışma motivasyonunu sağlamış oldu…

Pandemi sürecinde özellikle işyerlerini açamayan esnafa, en azından evlerine ekmek götürebilsinler diye alışveriş çekleri dağıttı…

Diğer esnafları da vakit bulduğu her an ziyaret ederek onlara moral verdi, yanlarında olduğunu hissettirdi…

Garip gurebayı, fakir fukarayı koruyup kolladı…

Tabiri caizse belediyenin imkânlarını zenginlere ve zaten doymuşlara değil ihtiyaç sahibi insanlara dağıtmayı tercih etti…

Mahalleleri dolaşıp vatandaşı dinledi, okullara gidip öğrencilerle sohbet etti…

Diğer belediye başkanları, parti yöneticileri ve milletvekilleriyle yakın bir diyalog kurdu, kimseyle arayı bozmadı…

Şehirdeki sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle sık sık bir araya geldi…

Randevu taleplerini geri çevirmeyerek bulduğu her fırsatta birçok insanı makamında kabul etti…

Kendisine ziyarete gelenlere iade-i ziyarette bulundu…

Kimseyi küçük ve hakir görmedi, ötekileştirmedi, partisine ve dünya görüşüne bakmadan herkesin istek ve şikâyetlerini dinledi…

Önemli konularda farkındalık oluşturmak için kampanyalar düzenledi…

Topluma ve insanlara moral aşılayacak mesajlar verdi…

Sosyal medya hesaplarını etkin biçimde kullanmasını bildi…

Her zamanda ve zeminde “Adapazarlılık” vurgusu yapmaktan geri durmadı…

***

Mutlu başkanın iki yılı benim gözümde işte böyle geçti…

Tabii ki eksikler var…

Henüz çok büyük projeler, devasa işler yok ortada…

Ama ileriye dönük bir umut ve bir inanç var Mutlu başkanla ilgili…

Kendisi bu süreçte en çok neyi başardı diye sorulacak olursa da şunları söylerim:

Bir kere Mutlu başkan sürekli esnafın ve vatandaşın ayağına giderek gönüllere girmeyi başardı, sürekli halkın içinde oldu…

Şehirdeki tüm sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya gelerek “şehri birlikte yönetme” örneği sergiledi…

Yaptığı hiçbir iş tepki çekmedi, kamuoyunda tartışma yaratmadı, gereksiz ve lüzumsuz görülmedi…

Ne parti içinde, ne de şehirde Mutlu Işıksu denilince insanlar yüzünü ekşitmedi, bir kızgınlık belirtmedi veya olumsuz bir görüş ortaya koymadı…

Mutlu Işıksu, sıkıntılı zamanlarda dahi yüzündeki gülümsemeyi hiçbir zaman kaybetmedi, insanlara pozitif enerji verdi, umut aşıladı…

Yarın bugün sokakta bir anket düzenlenip “Mutlu Işıksu’yu nasıl bilirsiniz” diye soracak olurlarsa şundan eminim 10 kişiden en az 9’u “İyi biliriz” diyecektir…

Gayret, tevazu, çalışkanlık, pozitiflik, iş bitirme potansiyeli ve iyi niyet gibi hususlarda ben de 10 üzerinden 9 veriyorum kendisine…

Ortaya koyduğu hizmetler konusunda da başarılı buluyor ama biraz daha hızlı hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum…

Ada Meydan gibi, Ada Sahaf gibi, kentsel dönüşüm gibi prestijli ve büyük ses getirecek projeleri bir an önce hayata geçirmeli…

Muhakkak pandeminin etkisi olmuş ve bu süreç kimi yatırımların hızını düşürmüştür…

Yine de biraz daha tempolu olup hızlanmasında yarar görüyorum…

Zira bir sonraki seçimlere şunun şurasında 3 seneden de az bir süre kaldı…

Ve artık Sakarya’da oylar eskiden olduğu ve de sanıldığı gibi çantada keklik değil!